thoughts

401 46 35
                                    

Uzun bir aranın ardından heyyyyoo...

Ah cidden hassiktir ama tam da benden beklenilecek bir hareket.Ne harika ama..
"Sen cidden duydun mu ?"

Jongdae bana cevap vermeyip sadece gülmekle yetindi.

"Jongdae cevap versene duydun mu birşey söyle ?"

Jongdae elindeki odunları bırakıp bulunduğum yatağa oturdu ve yönünü bana çevirdi.Derin bir nefes aldı,yüzümün her bi santimini izler gibi bir hali vardı.

"Duydum küçüğüm,herşeyi duydum."

Emin olduğum şeyle yeniden utanınca başımı öne eğdim.
Jongdae elini çeneme koyup ona bakmamı sağladı.

"Benden utanma."

"A-ma.."

"Ömrünün geri kalan zamanını geçireceğin kişi ben olacağım.Bu yüzden bana alışmalısın küçüğüm."

"Ah,bu saçma geliyor Jongdae."

"Saçma gelen ne ?"

"Saçma gelen sensin,saçma gelen seninle aramızdaki çekim.Saçma olan tanımadığım birinin kollarında huzurlu uyumam.Saçma olan bana sarıldığında güvende hissetmem.Ve en saçma olanı da beni öptüğünde sana karşı koyacak gücü kendimde bulamamam.Ah ayrıca Tanrı aşkına,neredeyiz biz böyle.Dünyada sadece ikimiz kalmışız gibi hissediyorum."

"Öyle hissetmekte haklısın,dünya ikimiz için dönüyor küçüğüm."

"Keşke empati kurabilsen,keşke kendini benim yerime koyabilsen Jongdae."

"Ah bebeğim bunu yapmama gerek yok sen boş bir yere bakarken bile neler hissettiğini anlıyorum.Şuan neden böyle olduğunu da biliyorum.Bana bağlanmaktan korkuyorsun,ama kaderden kaçış yoktur Minseok.Bizim kaderimiz bir yazılmış."

"Bulmaca gibi konuşuyorsun seni çözmem imkansız."

"İmkansızları seversin Minseok."

Jongdae'nin söylediği şeylere gözlerimi devirip kendimi yatağın içine kıvırdım.Fazlasıyla uykum vardı ve bulunduğumuz yer ateş sayesinde sıcaklaşınca bu durum mayışmamı sağlamıştı.Gözlerimi kapattım ve kendimi huzurlu bir uykunun kollarına bıraktım..
Taa ki arkamdaki hareketlenmeyi hissedene kadar.

"Ne yapıyorsun ?"

"Uyumaya çalışıyorum."

"Yatakta ben yatıyorum görmüyor musun ?"

"Başka yer yok."

"Yere minder at,yat banane."

Jongdae sırıtmaya başladı.
"Ama güzelim,sen seni öpen ilk ve tek adamın sırtının ağrımasını ister misin ?"

"Ya ne alaka şimdi aptal."
Sonlara doğru sesimi yükseltmiştim.

"Niye sinirlendin ?"

"Sen sus da yatakta fazla yer kaplama düşeceğim şimdi."

"O zaman bana yaklaşmalısın."

"Yoo."

Ormandan gelen hayvan sesleri içimi ürpertiyordu.Beynimin içinde türlü türlü korku filmi senaryosu kurarken bir daha Supernatural izlememe kararı aldım.Bu arada Dean de ne karizma bee gençler...

"Pşşt pşt Jongdae."

"Söyle."

"Sen uyumayıp etrafı mı gözetlesen acaba."

Jongdae ani hareketle bana döndüğünde kaşları çatılmıştı,burnundan soluyordu resmen.Alt tarafı bir teklifte bulunmuştum canım aa insanlık ölmüş...

"Uykumu siktiğinin farkında mısın ?"

"Kabalaşma."

"Yat uyu.Korkuyorsan sarıl saçma saçma tekliflerde bulunma."

Yaptığı şey saçmaydı,yani tamam çocuğu uykusundan şey etmiş olabilirim yani tamam biri bana yapsa bende sinirlenirim ama yani neyse boşverin.

//

Uyuyamayacağımı anladığımda yatakta doğruldum ve ayağa kalktım.Ben yataktan kalkınca Jongdae'nin üstü açılmıştı.Onu uyandırmamaya çalışarak üstünü örttüm.Elim istemsizce saçlarına gitti.Alnının üstüne düşen saçları görüntüsünü masumlaştırıyordu.
Tanrı'nın varlığını kanıtlayacak bir güzelliği vardı.

Jongdae mırıldandığında uyanmasını istemediğim için hızla yataktan kalktım.
Her ne kadar korksam da ortamın beni rahatlatacağını düşünerek kapının önüne çıkmıştım.Bir sandalye vardı.Yavaş adımlarla sandalyenin olduğu tarafa gidip üstüne oturdum.
Tenime değip geçen rüzgar titrememe sebep oldu.Ama bu hoşuma gidiyordu.
Kafamı cama çevirdim,Jongdae beni buradan duymuştu sanırım.Uyurken o kadar masum duruyordu ki onu pamuklara sarıp sarmalayasınız gelebilirdi.Ah ama Jongdae'ydi bu beni kaçıran adamdı,buna rağmen yanında güvende hissettiğim adamdı.Aklımı karıştıran adamdı.Ona güvenmemem gerektiğini biliyordum ama engelleyemiyordum da..

Çalılıkların arasından gelen sesle kafamı sesin geldiği yöne çevirdim.Birşey göremeyince boşverdim ama aynı ses tekrarlanınca korkmaya başlamıştım.Camdan Jongdae'ye baktım,uyuyordu.Tam içeri girecekken ensemde hissettiğim nefes kanımı dondurmuştu.
Korkuyla arkama döndüğümde uzun boylu yapılı ve yakışıklı bir adamla karşılaşmayı beklemiyordum.
Yüzümü inceledi,camdan Jongdae'ye baktı,ve sonunda konuştu.

"Sen benim tek şansımsın."
"Ne  ?"
"Jongdae'nin canını yakmak istiyorsam senin canını yakmalıyım.Şimdi ona son kez bak Kim Minseok."

lovefool | xiuchenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin