3. FAZLA YAKIN

386 83 32
                                    

Bölümü yorumlarıyla beni çok mutlu eden gblackblue ya  armağan ediyorum.

   Güzel okuyucum.

Yaşadığım olayların sonucunda  rüya dengemde alt üst olmuş durumdaydı. Rüyamda defalarca o adamın abimi vurduğunu görmemin etkisi saç köklerime kadar terlememe yol açmıştı. Uykumun çirkin etkilerinden de kurtulmak için yataktan doğruldum .

Üzerimde hala o günkü kıyafetlerim vardı . Ve ter yüzünden iyice rahatsız edici korkuyordum. Yavaş adımlarla odanın kapısına geldiğimde başımın daha iyi durumda olduğu fark ettim en azından o iğrenç sızı azalmıştı. Kapıyı açınca karşıma uzun bir koridor çıktı , beyaz renk duvarlar ve avizelerin üzerindeki işlemeler ben zenginim diye bağıyordu . Başağın sadece baş komser olmadığı açıktı yada babadan zengindi. Koridoru geçince evin tek katlı olması beni şaşırtmıştı ev o kadar güzel ve zengin dizayn edilmiştiki Başağın zevkini taktir ettim. Salon olduğunu tahmin ettiğim geniş oda beyaz rengi bayağı öne sermisti. Başağın şık salonundan perdenin yanındaki kapıyı görünce mutlu oldum .
Başak yada hala tanışmadığım Uras bey nerdeydi bilmiyorum ama su an bir teras daha güzel gelmişti. Direk terasın ucuna gittim .Hava almak istiyordum annemi , abimi öyle çok özlemistimki sanki bir kaç yıldız bütün kasfetimi alıp gidecekmiş gibi. Bu edebi yorumuma güldüm ciddi ciddi güldüm hemde kafamdaki bandana sarsılana kadar evin apartmanın yüksek bir katında olmasınında verdiği rahatlik hissi ile tüm bu aksiyona güldüm.

Daha birkaç gün önce anneme çorba yapmadığı için trip atarken bugün dünyanın başka bir yerine sırf güvende olmak için gitmesi kendimi zavallı hissettiriyordu. Bu yüzden hava harp okulu istiyordum yada deniz yada kara gerisi fark etmiyordu tek sart , silah tutan bir kadın olacaktım . Zavallı ve silah doğrultulan değil , babasız büyümüş bir çocuk olarak değilde Selim Vurgunun kız kardeşi olacaktım. Çünkü insan güçlü olmalı ama kadın daha güçlü olmalı , kadına acizliği hiç yakıştırmıyordum.

Bunları düşürken hala güldüğümü fark ettim. Durumu garipsesemde bozulan sinirlerime hak verdim. Geniş terasın diğer ucundan gelen alkış sesi beynimde şok etkisi uyandırdı.

Arkami döndüğümde karşımda gerçekten bir Yunan tanrısı görmek şok etmişti bütün bedenimi. Gerçekten diyorum üstünde tişört olmayan bu canlı canlı diyorum çünkü bu nasıl bir boy ? 1.90 ? sarı kumral saçları , kasları ,kemikli  keskin hatlı suratı, kahve rengi gözleri ile yakışıklı sıfatının telif hakkını üzerine bile alabilirdi yada Zeusa savaş açabilirdi. Yada Helen i tavlardı. Karar ona kalmış tabi.

Gözleri usulca vücudumu süzdü ve " Yağmur sensin demek akıllı olduğunu duymuştum ama 4 dakikadır aralıksız kendi kendine gülmen pek zekice değil ha ? " dedi. Ve ukala ve artist bir şekilde sırıttı.

Ne cevap vermem gerektiğini kestiremesemde aklıma ilk gelenleri söyleyiverdim " Sende
Uras olmasın yarı çıplak bir halde insanları psikolojik olarak hassas oldukları dönemde küçük düşürmeye çalışmaktan hoşlanan bir ukala olduğun bana söylenmedi üzgünüm "dedim. Ve önümden çekilmesini umarak bir adım attım ama o beni yanılttı ve geri çekilmedi . Yüzüne baktığımda şaşırdığını anlayabiliyordum ama ukala insanlara her zaman haddini biraz ukala olarak bildirmiş bir insandim. O anda yine kör talihim kara bahtım mı demeliyim bilmiyorum ama Uras bir adım daha attı ve özel alanımı işgal edecek kadar dibimde durdu , nefes alış verişim hızlandı çünkü adamın kaslarının sıcaklığı burnumun ucundaydi.

Ve başını hafif eğip " Zeki , bir çocuk ? " dedi ve gözlerini kısarak gülümsedi o kadar dibimdeydiki ister istemez yutkundum ama altta kalmak benim kitabıma henüz yazılmamıştı ve ben o kalemi kırardımda o cümleyi yazdırmazdım " 1.70 boyunda bir çocuk pek olağan değil ha ?" Aramızdaki bu muhabbet hoşuna gitmişe benziyordu kabul etmek gerekirse farklı şeyler çağrıştırmasına rağmen zevkli bir muhabbetti atışma mı demeliydim.

Ama aramızda oluşan tensel yakınlaşma bir anda elle tutulacak cinse geldi ve bu yürüyen Tanrıdan uzaklaşmam gerektiğine karar verdim. Adam karşında yarı çıplak , sağlam kalite bir vücudu ile ve sen kokuşmuş bir halde saçlarımı saymıyorum bile çöp kadın heykeli gibisin hadi ama o bir zerre olan özgüvenimi gören yokmu ve tüm zihnim hatta vücudum ve hatta göbeğimdeki dogum lekem bile benimle dalga gecercesine o son öz güven zerresinide idam ettiler.

Yıkılan gururuma bir de 18 yıldır saklanan ihtiras ve kuzenleri türü duyguları anlarsınız ya şu yatak ta hissedilen diğer iç gıdıklayıcı olanlardan bahsediyorum eklenince bir an bu durumdan uzaklaşmak adına onu ittim . Sanırım onunda boş bir anına denk geldim yoksa o tanrıyı Zeus bile oynatamazdı.

Tam terastan çıkmak üzereydim ki sesini duydum . Kitaplarda yazardı ama pek inanmazdım adamın sesi ile karizmatik falan muhabbeti ama öyleydi gercekten sesi bile diyorum çünkü gerçekten bir kusur yoktu adi herifte ve ona biraz çamur atmassam öz güvenim asla toparlanamiyacak kadar yerle bir olmakla kalmayıp o tanrı Adama yapışacaktım.

" Çocuklar hiç bir zaman olağan değildir Yağmur " dedi. Ve gözlerini kısarak  sıcacık bir gülümse ile bahşetti bana üstelik adi herif  içimde ne yangınlar yaktı farkında olmadan . Icimi titreten bu gülümsemesinin farkına vardığında daha güldü Zeus un tohumu ,  bu yaratıcı lakap için şu an hiç yardımcı olmayan zihnimi bir kenara savurdum. 

Bu konuşmayı sevdiğini anlamışım bende sevmiştim hatta içim organlarim Urasa doğru beni cekistirmeye başlamıştı bile ama kalan son öz guvenimi bir Yunan tanrısı elde etmiyecekti.

Üstelik İyi haber herif hem tescilli Yunan tanrısı hemde zeki. Cidden mi Allahım kıçımdaki pirelerimle adamın göz zevkini bozmak suçundan içeri atılabilirdim. Bu bir isyan değil di tespitti.

Evet sevgili olmayan okurlarım ^^  düşüncelerizi önemsiyorum ve beğendiyseniz yada begenmediyseniz bile ònerilerinizi  sunun belkide bu berbat yazar biraz toparlar kendini ha ?
Seviliyorsunuz  mutlu kalın. ♡

KRALLAR OYNAMAZ ( DÜZENLENİYOR )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin