Yun Hee'nin ağzından
Sabah menajer abimizin zoruyla uyandık. Her zamanki bizdik işte. Uyanmamaya ısrar edince,
"Kalkıııın, şirkete gidiyoruz" dedi.
Şirket lafını duyunca doğal olarak gözlerimizi açabildik. Yüzümü yıkayıp saçımı topladığımda menajer abi,
"Bugün baya şok olacağınız şeyler olacak." dediğinde yüzüne 'bu ne diyor ya' dercesine baktım. Her zamanki şirket olayları diye düşündüğümden pekte aldırmamıştım açıkçası. Maskemi takıp gözlüğümü elime aldığımda kızlarla merdivenlerden aşağı inmiştik.
GOT7 ile aynı binada olduğumuzdan onların kapısının önüne geldiğimde elimi zile attım.
"Onlar çoktan gitti" dedi menajer.
"Oha onlar gittiyse biz çok geç kaldık" deyip adımlarımı hızlandırdım. Yurttan çıkışımızla arabaya binişimiz saniyeler içinde olmuştu. Sosyal medya hesaplarıma binlerce yorum ve beğeni geliyordu. İki saattir titreyen telefonumu çıkarıp sessize aldım. Telefonu cebime atarken hyungun "Haberlerden haberiniz yok galiba" deyişiyle telefonumu tekrardan elime aldım.
Telefonu elime aldığımda etrafımla ilişkim kesiliyordu. Kim ne dersin duymazdım. Hyung bir şeyler söyleniyordu, doğal olarak onu da duymamıştım. Bu arada menajerimize oppa demek yerine hyung demeyi tercih ederdim her zaman.
Haberleri açtığımda çığlık atmam arabayı sarsmıştı. Eminim.
"JYP bugün bir ilişki doğrulayacağını belirtti."
"Hyung ne demek oluyor bu?" dediğimde sesim baya sert çıkmıştı.
"İki saattir anlatıyorum kızlara. Telefonu bırakıp dinleseydin" dediğinde daha sert bir şekilde sordum.
"Ne demek oluyor bu?"
"Benimde tam haberim yok. Gruptan birilerini yem olarak seçmişler belli. Haberiniz yokken birisiyle çıkabilirsiniz. Kendinizi hazırlayın" dedi.
Hwa Shin ellerini göğüsünde birleştirerek ,
"Lütfen ben olmayım. Olacaksam da Jungkookla oluyum. Amin" dedi. İstemsizce gülmüştüm bu duruma.
Şirketin önüne geldiğimizde birçok kişi ellerinde kameralarla kapının önünde bekliyordu. Bizim geldiğimizi görünce kameralar hemen bize çevrilmişti. Bağırışları duyuyordum. Alışkın olduğumuz bir durum olsa bile sinirlerim bozulmuştu. Arabayla garaja girdiğimizde kameralardan kaçarak şirketin içine girdik.
Başkanın odasına girdiğimizde bütün gruplar masanın etrafına toplanmış oturuyorlardı. Hepsi bize tek tek baktı.
Başkan,
"Geç kaldınız." dedi.
Liderliğin vermiş olduğu yetkiye dayanarak,
"Özür dilerim, benim hatamdı." dedim.
Herkesin yüzünde merak ve endişe vardı. Onlarda bizim gibi kimin olduğunu merak ediyor, bu kişinin de kendimiz olduğundan endişeleniyorduk. Masaya oturduğumuzda başkan konuşmaya başladı.
"Bugün sitede bir haber yayınladık biliyorsunuzdur" dedi. Hepimiz başımızı onaylarcasına salladık. "Eminim herkes şuan meraktadır. Ama bu kişiler fanlar tarafından çok beğenildiğinden böyle bir karar aldık. Hepsi sizin ve grubunuzun iyiliği için yapıldı."
Yine çenemi tutamayarak,
"Her fanın bu kişileri beğendiğini sanmıyorum. Karşı çıkılacağına inanıyorum" dedim. Hislerim bu işe yem olarak gideceğimi söylüyordu ve bu işten yırtmak için bahaneler üretiyordum. "Sasaeng fanlar da var bilindiği gibi" diye ekledim.