Eve geldiğimde başım çatlayacak gibiydi. Uyumak istiyordum ama gözümü kapattığımda onun yüzü beliriyordu. Aynanın karşısına geçtiğimde kendime bakıyordum. Güzel biri değildim. Yüzümde sivilceler vardı ve saçlarım kabarık kıvırcıktı, birazcıkta şişmandım. O kızla kendimi yan yana koyduğumuzda elbette Jimin onu seçecekti. Her zaman başarılarım konusunda kendime güvenirdim, öz güvenim vardı. Galiba şimdi o öz güvenim yok olup gitti. Offf, ağlamak istiyorummmmm !!
Kendimi yatağın içine atıp yorganı başıma kadar çektim. Resmen yatakta tepiniyodum. Sinirlerim bozuluyordu. Yorganın altında nefessiz kalacakken kafamı dışarı çıkarttım ve o mükemmel avizemle göz göze geldim.
-Selam avize. Neden cevap vermiyon lan? Boru değilim ben, saksı değilim. Birinizde umursayın beni ya.
Evet yine nöron savaşlarım başlamıştı. Dışardan görseler kesin deli olduğumu sanardı. Ben olsam bende sanardım neyse hak veriyorum dışardakilere.
Bir anda öz güvenim tavan yapmıştı. Jimin'e mesaj attım.
Gönderen: Yun Hee
-Selam..
-Neden cevap vermiyosun?
-Yaaa ! Bir şey konuşacaktım seninle.
-Aaaah! Şu çocuk. Cevap vermezsen verme.
Evet cevap gelmeyen mesajlardan sonra yıkılmıştım. Ama kesinlikle değişecektim. Jimin'in bana aşık olmasını sağlayacaktım. Elimi kaldırıp zafer işareti yaparak "Yürü ben Yun Hee kim tutar seni" dedim ve ardından annemin "Yun Hee çöpü dök" diye bağırmasıyla bugün bütün işlerimin ters gideceğini, hiçbir şeyin benim yanımda olmadığını anlamıştım. Çöpü alarak dışarı çıktım. Dışarı çıkar çıkmaz JungJi'nin haykırışlarıyla donup kaldım. Koşarak yanına gittim,
-Noluyo kızım ne bağrıyosun?
-Yun Heeeeeeee !!
-Noldu.
Korkuyordum. JungJi önemli olmadıkça böyle bağırmazdı.
-3 gün boyunca uyumayıp ders çalıştığım dersten kalmışım, dedi.
Ben bunu duyunca dişlerimi sıkarak sakinleşmeye çalışıyordum. Kafasına bir tane vurdum.
-Ah, acıdı.
Gerçekten bugün hiçbir şeyim doğru düzgün gitmiyordu. Ben arkamı dönüp giderken JungJi peşime takıldı ve sorular sormaya başladı.
-Bugün niye öyleydin? Jiminle ne konuştunuz? Bu halin ne böyle? Ağladın mı sen? Kızım anlatsana merak ediyoz şurda.
Aniden durup,
-JungJi ben çok mu çirkinim? Bir erkeğin kalbini birazcıkta olsa hızlı attıramaz mıyım? Jimin'in sevgilisi varmışşşşş.
JungJi'den 5 saniye boyunca cevap gelmeyince dönüp baktım. Hayalet görmüşe benziyordu.
-Bu kadar mı şaşırdın? Bende çok şaşırdım, deyip kaldırıma çöktüm. Bacaklarımı kendime çekerek başımı bacağıma koydum.-
-Jimin'in sevgilisi mi varmış? Yun Hee sen Jimin'den mi hoşlanıyorsun?
-Yok artık ne hoşlancam. Ondan mı? Ben, ben , ben ha ben Jiminden hoşlancam. hahahaha komiksin. Off bilmiyorum galiba ya..
-Yun Hee ruh halini anlayamıyorum.
-Bende anlayamıyorum. Avizeyle konuştum cevap vermedi diye trip attım. Bu aralar psikolojim çok bozuldu. Diyorum ki acaba değişsem Jimin beni sever mi?
-Nasıl değişeceksin ki? diye sordu JungJi.
Haklıydı. Nasıl değişecektim? 15 kilo makyaj yapsam bile ben güzelleşmezdim. Derin bir iç çektim. Bir anda bütün umutlarım alt üst olmuştu.
Sang Rim,
-Hepimiz değişelim, dedi.
JungJi ve ben aynı anda dönüp Sang Rim'e baktık. Konuşmaya devam etti.
-Üçümüz diyorum, değişelim. Şimdiki halimizden farklı olalım. Yapabiliriz. Olmayacak şey değil. Mesela Yun Hee biraz zayıflasın, sivilce ilacı kullansın. Saçlarını düzleştirsin. Makyaj yapsın ve bizde diğer kızlar gibi olalım. Öncelikle şu pantolonlardan kurtulalım, bağlı olan saçlarımızı açalım. Değişelim ya yapabiliriz , dedi.
Hepimiz bir anda birbirimize baktık ve gülmeye başladık. Evet kesinlikle değişecektik. Benim bir hayalim vardı ve onun gerçek olması için her şeyi yapacaktım.