Hwa Shin'in ağzından,
Yun Hee daha gözlerini açmamıştı. Açsa bile neye yarayacaktı ki? Hiçbirimizi hatırlamayacak, yüzümüze boş boş bakacaktı sadece. Kötü anılarını hiç hatırlamasını istemezdim ama yanında en güzel hatıralarının gitmiş olması üzüyordu beni. Eğer Yun Hee'nin hafıza kaybı yaşadığı öğrenilirse bütün hayatı mahvolurdu. Kim hafıza kaybı yaşamış birisiyle çalışmak isterdi ki? Bugün.. İlk işim .. Şirkete gidip .. Gruptan ayrılmak olacaktı. Yun Hee'nin olmayacağı bir yerde olmak istemiyordum. Bütün hayallerimden vazgeçip, onun iyileşmesi için uğraşacaktım.
**
Şirketin önüne geldiğimizde derin bir nefes alıp verdim. Jungkook yanımdaydı ve beni desteklemek için ellerini yumruk yapıp 'fighting' dedi. Gülümseyerek şirketin içine girdim. Başkanın odasını önünde durduğumda Jackson seslendi,
"Hwa Shin!"
Jungkook ve Jiminle yaptığımız konuşmalar aklıma geldi ve onları düşünüp Jackson'a döndüm.
"Efendim sunbae" dediğimde omuzlarımdan tuttu.
"Yun Hee nerde? Nerde bu kız?" dedi. Gözleri şişmişti. Bütün gece uyumadığı belli oluyordu. Yutkundum.
"Bilmiyorum, bulunmadı daha." dedim. Sesim titremişti.
"1 hafta oldu ve hala o denizde öyle mi?" dediğinde yere çöktü ve yüzünü dizlerine gömdü. "Ölmek üzereyim Hwa Shin, onun orada olduğunu hatırladıkça nefes alamıyorum" dedi.
Ağlayarak yanına çöktüm bende.
"Jackson, sakın üzülme. Bulunacak elbet." dedim. Üzülme demiştim ama şuan bende ağlıyordum, nasıl bir tavsiyeydi bu?
Ayağa kalkarak başkanın odasına girdim. Beni görünce gözlerini açtı.
"Yun Hee'den bir haber var mı?" diye sordu. Tepkisiz kalınca " Bulunamadı yani" dedi. Başımla onayladım ve konuşmaya başladım.
"Bu zamana kadar bize çok destek oldunuz. Sizin sayenizde para kazandım, fan kazandım, bir sürü arkadaş kazandım ve en önemlisi de Yun Hee gibi birisini tanıdım. Aramızda kan bağı olmamasına rağmen onu kardeşim gibi gördüm. Bunların hepsi sizin sayenizde, sizin bizi bir araya getirmeniz sayesinde. Bunun için çok teşekkür ederim. Yardımlarınız, bize verdiğiniz özgüven , destek için minnettarım. Ama şuan kardeşim dediğim insan yanımda yok. Koskoca deniz onu bizden aldı ve bir daha vermeyecek. Onun olmadığı bir yurtta daha fazla kalamam. Sizden çok özür diliyorum. Lütfen beni affedin." dedim ve başımı eğdim. "Daha fazla burada kalamam. Ailemin yanına gidiyorum. Kendinize çok iyi bakın" deyip odadan çıktım.
Yun Hee içindi her şey.
Jungkook'un ağzından
Hwa Shin şirketten çıktığında ağlayarak arabaya bindi. Onun için çok zor olduğunu biliyordum. Arabada elimi hiç bırakmadı. Sıra bendeydi. Babamla konuşacaktım. Hwa Shin'in hissettiğini şuan bende hissediyordum. Evin önüne geldiğimizde arabadan indim. Derin bir nefes aldığımda Hwa Shin belime sarıldı.
"Güçlü ol" dedi.
Dediğini yapıp içeri girdim. Babamın karşısına geçtiğimde yüzümden bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı.
"Ne oldu?" diye sordu. "Arkadaşın bulunamadı mı daha?"
"Bulundu baba. Ama bir sorun var, hafıza kaybı yaşıyor. Onun yanında olmalıyız" dedim.
Kaşları çatıldı birden.
"Senin ne yardımın olacak?" dediğinde başımı yere eğdim.
"Şirket yönetiminden çekilip onun yanında olmalıyız. Hwa Shin'de yanımda" dedim.