Multi:Eylül
O andan sonra bi süre kendime gelememiştim. Sadece arkadaşcaycı çok büyütüyordum. Hayır ben sanırım aşık oluyordum...
Sabah okula gitmek için uyandım. Ve telefonumu elime alıp mesajlara bakmaya başladım. O sırada annem içeri girdi ve uyandın mı meleğim günaydın deyip gülümsediğinde günaydın annecim derken bende gülümsedim. Üzerimi değiştirmek için kalktığımda telefonumun çalmasıyla irkildim. Arayan Melisdi. Telefonu açar açmaz günaydııın diye bağırdı. Sağolsun bütün uykum açılmıştı.
Günaydın.
Hadi çabuk hazırlan aşağıdayım servis gelir birazdan.
Tamam geliyorum birazdan. Deyip telefonu kapattım. 5 dakikada aşagıdaydım servis de gelmişti zaten. Okula geldiğimizde hemen sınıfa yöneldim. Tam sınıfa girecekken biri kolumdan tutup kendine çevirdi. Korkmuştum. Cenk napıyosun ya kolum acıdı. Derken kolumu ovuşturuyordum. Naber derken otuz iki dişini görebileceğim şekilde gülüyordu.
-iyi Cenk senden naber?
-Nolsun be aynı. Selin bişey söylemem gerek sana.
-Söyle bakalım ne oldu gene?
-Senin şu Esma çok tatlı kız tam bana göre yani ne bileyim öyle işte. Dediğinde gözlerimi kocaman açıp Cenk'e bakmaya başladım.
-Ne var ne bakıyosun Selin olamaz mı?
-Tamam ya bisey demedim konusurum ben onla bugün. Deyip sınıfa girdigimde bi bagırma sesi ile irkildim. Cenk delisi Allaaaah diye bağırmıştı. Yüzüme tatlı bir gülümseme yerlestirip yerime oturdum.
Okul çıkışı Cenk beni dershaneye bırakacağını söyledi. Bende kabul ettim. Tabi pişman oldum ama son pişmanlık fayda vermedi. Dershaneye gidene kadar konuşacak mısın nolur konuş diye başımın etini yedi. Derhanenin önüne geldiğimizde arabadan inerken merak etme konuşacagım deyip göz kırptım.
Dershaneye girip sınıfa çıkarken Savaşla karşılaştım. Selam dediğinde gülümseyip Selam diye karşılık verdim. Benimle birlikte sınıfıma kadar eşlik etti. Sınıfa geldiğimizde çantamı fırlatıp Savaş'ın şaşkın bakışlarına aldırış etmeden Esmanın yanına koştum ve Cenk'in söylediklerini hemen yetiştirdim. Esma da benim gibi şaşırmıştı ve gözleri büyümüstü. Cevap veremeden zil çaldı ve yerimize oturduk. Esma derste sürekli telefonla uğrastı. Ders bitiminde kararın ne diye sordum. Selin biz çıkıyoruz derken gülümsüyordu. Şoktaydım. Neden derste sürekli telefonla uğraştığını anlamıştım.
1 ders sonra Arda yanıma geldi ve bana bağırmaya başladı. Ne olduğunu anlamamıştım. Ya sen nasıl farklı gözle bakarsın bana ulan arkadaş dedik adam gibi davrandık nasıl seversin beni diye bağırıyordu gercekten şaşkındım.
-Kızım amacın ne senin her gece başka bir erkegin evindeymissin gelmiş millete Ardayı seviyorum diyomuşsun nasıl bi kaşarsın sen! Dediğinde Ardaya tokat atıp ağlayarak bahçeye çıktım. Arkamdan dershanenin pisliği Eylül geldi. Mikrop kız o yapmıştı. O gidip söylemişti Ardaya sacma sapan şeyler. Hızla ayağa kalktıgımda gülümsüyordu ve bir adım geri çekildi. Saçından tutup yere yatırdığımda yüz ifadesi değişmişti.
-Ne yapıyosun sen Selin delirdin mi be.
-Evet delirdim. Lan ne istiyosun benden konuşmuşluğumuz yok Ardaya gidip saçma sapan şeyler söylemişsin kaşar. Derken bagırıyordum.
-Sende Savaştan uzak dur yanaşma ona duydun mu beni. Dedi. Tam suratına geçirecekken arkamdan biri kolumu tutup beni ayağa kaldırdı. Digerleri de Eylül'ü kaldırıyordu. Eylüle saldırmak için kendimi ileri dogru attiğimda Savaş belimden tuttu ve engel oldu. Beni kendine çevirdi ve sakinleştirmeye çalısırken gözyaşlarımı sildi. Ya bırak öldüreceğim o pisliği! Diye bağırdığımda beni kucagına aldi ve bağırışarıma aldırış etmeden dershaneye soktu. Bazı hocalar şaşkınlıkla bize bakarken diğerleri de çoktan bahçeye gitmişlerdi.
Savaş beni sakinleştirdiğinde ne oldu anlat dediğinde tekrar bağırmaya basladım ve beni susturup tamam ya vazgeçtim yeter ki sus deyip gülümsedi.