13. Bölüm

64 6 4
                                    

Merhaba arkadaşlar umarım kitabımı beğeniyorsunuzdur. Açıkcası her geçen gün okuyucu sayısının artması beni çok mutlu ediyor. Kitabımda bazı küçük değişiklikler yaptım. Mesela baş karakter olan Mert'in adını "Savaş" olarak değiştirdim. Bunun nedeni karakterin biraz sert olması ve bu ismi daha uygun görmemdi. Beğenmediğiniz yada şunu şunu yapsan daha iyi olur dediğiniz şeyler varsa yorumlarını bekliyorum. Küçük yıldızlarınızı benden eksik etmezseniz sevinirim keyifli okumalar.. 😊💕

*Multi: Savaş"

Tam 3 gün olmuştu Savaş bizim okula geleli ve Cenkle kavga edeli. O günden sonra hiç görmedim Savaş'ı Sanırım okula gelmiyordu. Aman banane gelmezse gelmesin. Zaten nefret ediyorum ondan. Belkide sadece kendimi kandırıyorum...

Okul çıkışı hiç dershaneye gidesim yoktu. Ama Esma ve Melis sağolsunlar zorla beni götürdüler lanet olası dershaneye. Savaş burda da yoktu. Bişey mi oldu ki? Niye gelmiyor bu çocuk? Aman neyse.

3. Dersin sonunda Esma Cenkle konuşuyor Melis telefonla uğraşıyor bense yüzümü ellerimin arasına almış onları izliyordum. Neden bilmiyorum Savaş'ı düşünmeden edemiyordum. Neden bi kaç gündür ortalarda gözükmediğini düşünürken aklıma Savaş'ın Black kafe de olabileceğini düşündüm. Ve dershane çıkışı oraya gitmeye karar verdim.

Son derse girdiğimizde Esma arkasını dönüp "çıkışta bişeyler yapalım hiç eve gidesim yok. " dediginde kafamı hızlıca olmaz anlamında sağa sola sallarken Esmanın bakışları üzerimdeydi. "Neden?" Diye sorduğunda tek kaşı havadaydı. "Çünkü işim var."
dediğimde Melis gözlerini büyüterek "ne işiymiş o ? " diye sordu. Tam cevap verecekken sınıfın kapısı aralandı ve hoca içeri girdi. Bu beni gülümsetirken Esma ve Melisin bakışkarı hala üzerimdeydi.

Ders boyunca hiç konuşmadık. Ders bitiminde ise Melis "Yine o Savaş denen çocugun yanina gideceksin demi bi duramadın yerinde." dediğinde dişlerimi göstererek güldüm. Melis oflayarak bana bakarken Esma telefonla konuşuyordu. O sırada Melisi öpüp çantamı aldım ve sınıftan çıktım.

"Cafe Black." Kafenin camlarında ve üstündeki ışıklı şeyin üzerinde yazan yazıya bakıyorum. Doğru şeyi yaptığımdan emin degilim. Zaten burdan nefret ediyo-- düşüncelerimden sıyrılmama neden olan şey kapıda duran dev gibi adamlardan birinin "ne bekliyosun geçsene geçeceksen!" Diye kükremesiydi. Adama samimi olmayan bi gülümseme yolladıktan sonra içeri girdim. Gözüme çarpan ilk şey oldu Savaş ve yanındaki kızlar. Şu an neden geldiğimi bilmeden içeri girmiştim ve karşımdaki manzara nedense beni yerle bir etmişti. Ne yani Savaş ortalarda gözükmeyip burada kızlarla gününü gün mü ediyordu?

Tam arkamı dönüp girdiģim kapidan cıkacakken Savaş'ın gözlerinin beni bulmasıyla duraksadım. Sadece onun değil yanındaki sürtüklerin de bana bakmasıyla yerin dibine geçmek istedim.

Arkamı dönüp hızlı adımlarla kapıdan çıktığımda dirseklerimi kavrayan bir el hissettim ve duraksadım. Arkamı döndüğümde karşımda ne sinirli ne de mutlu bir Savaş buldum. "Ne işin var burda niye geldin?" Diye bağırdığında sinirli olduğu kanısına vararak sesimi çıkartmadım."Sana soruy-- sözünün kesilmesine neden olan şey bardan çıkan 3 mafya tipli yarı sarhoş heriflerden birinin "Vay demek yeni hatun bu Savaş sen işini bitir bize de uğrasın bu güzellik " deyip pis pis sırıtması oldu. Savaş beni hafifce ittirip bi adım öne atıldığında çocuğun suratına çoktan yumruk geçirmişti. Yumruk yiyen esmer cocuk yerde yatarken Savaş bana doğru dönmüştü. Çocuk "Savaş bunu ödeyeceksin. Sarışın bomba seninle de işim bitmedi henüz!" Dediğinde savaşın gerilen çenesinden dişlerini sıktığını anlamıştım.

Kolumdan tutup beni çekiştirmeye başladığında Savaş'ı durdurup yumruk attığı çocuğu tanıdığımı söyledim. Gözleri büyümüştü. "Ne diyosun lan sen nerden tanıyosun o pici!" Diye bağırdığında sadece sustum.

"Selin niye susuyosun söylesene nerden tanıyosun!" Dediğinde gözlerimin dolduğunu hissettim.
"Savaş.. o çocuk bana--" deyip sustum. Ciddi anlamda sinirlenmişti. Evet Cenk ve Ardanın son anda yetiştiği ve beni taciz etmek üzere olan çocuk oydu..

" Yoksa sana zarar mı verdi Selin konuşsana!" Derken bağırıyordu ve herkes bize bakıyordu. " Evet Savaş beni sokak ortasında taciz etmek üzereyken Cenk ve Arda yetişmişti." Dediğimde daha fazla gözyaşlarımı tutamadıgımı hissettim ve onları serbest bıraktım.

Savaş sinirden delirmişti resmen. Elini yumruk yapıp hemen yanımızdaki duvara vurduğunda dizlerimin daha fazla beni taşıyamayacagını anladım ve duvarın kenarında diz çöküp aglamaya devam ettim. Savaş da yanıma eğilip "Burdan ayrılma Selin seni almaya geleceğim." Dediğinde başımı onaylarcasına salladım.

Yaklaşık yarım saat sonra Savaş geldi. Ben hala oturduğum yerden kalkmamıştım. Beni dirseklerimden tutup kaldırdığında ayakta durmaya halim yoktu. Saçlarımı yüzümden çekip gözyaşlarımı sağ elinin baş parmağıyla sildiğinde "Bidaha asla sana zarar veremeyecekler Selin korkma." Dediğinde konuşmadan başımı onaylarcasına salladım.

Arabaya bindiğimizde nedense ona hesap sormak istedim. Kafede yanındaki kızlar yüzünden... Yola bakmayı bırakıp bana döndüğünde bi süredir onu izlediğimi fark ettim. Tek kaşını kaldırıp bana bakarken "Eski savaş'a ne yaptın?" Dediğimde arabayı durdurdu. "Anlamadım?" Derken hala tek kaşı havadaydı. "Dershanenin ilk günlerindeki gülümseyen iyimser Savaş'a ne oldu? Ne zamandan beri ortalarda gözükmeyip kızlarla gününü gün etmeye karar verdin?" Dediğimde resmen özgüven patlaması yaşamıştım.

"Selin evin nerde?"

"Ben kendim giderim sen sorularımı cevapla!" Derken kısmen bağırmıştım. Ve bu Savaş'ın tekrar tek kaşını kaldırmasına neden olmuştu.

Eski Savaş'ı istiyordum. Ne olmuştu da bir ay içinde bu kadar değişmişti?

Asla Vazgeçmem.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin