Yine her zamanki gibi okuldan eve gidip üzerimi değiştirecektim ve dershaneye gidecektim.
Okul bittiğinde servise bindim. Servistekiler yine son ses müzik açmış kendi aralarında konuşuyorlardı. Gayet sıkıcı oldukları kanısına vardığımda çantamdan kulaklığımı çıkartıp kulaklarıma taktım ve Austin Mahone nin Mmm yeah şarkısını açıp dinlemeye başladım.
Eve geldiğimde kapıyı çaldım annem "hoşgeldin kızım." Diyerek kapıyı açmıştı. Açıkcası hizmetçiler yerine annemin kapiyi acmasina biraz şasırmıştım. "Hoşbulduk anne. " dedikten sonra hızlıca odama geçtim.
Annem bu hayattaki en değerli varlığımdı. Babamı ise geçen yaz bir trafik kazasında kaybetmiştik. Bu olay beni ne kadar yıksa da anneme destek olmam gerektiği için ayakta durmuştum. Babamın Holdingi evimiz arabalar bize kalmişti. Kısmen zengin sayılabilirdik. Zaten evimiz de zenginlerin yaşadığı bir sitedeydi.
Hızlıca odama geçtim çantamı çalışma masamın kenarına fırlattıktan sonra dolabımı açtım direk gözüme çarpan kot şortumu ve göbeğimi tam kapatmayan buluzumu üstüme geçirdim. Otobüsle gideceğim için acele ediyordum. Acelem olduğu için çogu zaman otobusu tercih ediyordum çünkü özel araba ile gidersem felaket bir trafikle karşı karşıya kalacağimı biliyordum.
Otobusten inip dershaneye geldiğimde her zamanki gibi kızlar başıma toplandı ve dedikodu yapmaya başladılar.
Esma yeni bi kız ve bi çocuğun geldiğini söylediğinde kim olduklarını merak ettim ve tanışmak istedim. Yanlarına gitmeden önce uzaktan bakmayı tercih ettim. Adının Savaş olduğunu öğrendiğim çocuk gerçekten cezbedici bi çekicilikteydi. Sempatik ve bi o kadar da yakışıklı görünüyordu. Kumral saçları ve ela gözleri...Ne diyordum ben iyice saçmalamıştım. kızlar beni dürttüklerinde daldığımı farkettim Esma "daldın nereye gittin kızım ya" dediğinde "öylemi farkında değilim " diyerek onu geçiştirdim.
Derse girdiğimizde arada gözüm yeni çocuk Savaş'a kaymıyor değildi. Dersin sonuna doğru hoca serbest bıraktığında Savaş birden arkasını dönünce korkmuş ve şaşırmıştım. Önümde oturduğu için parfüm kokusunu muazzam bir şekilde hissediyordum. Gerćekten müthiş bir kokuydu.
Hep okuduğum kitaplarda baş karakter olan kızların yaptığı yüzsüzlukleri kınamıştım. Sanırım şimdi sıra bendeydi. Ee ne demişler kınadığın şeyi yaşamadan òlmezmişsin.
Savaş birden arkasini donunce gòz göze geldik ve bi anda bana göz kırpıp gülümsemesiyle gòzlerim kocaman açılmıştı.
Hızlıca sıramdan kalkıp koşar adımlarla sınıftan uzaklaşırken aklımda tek bir soru vardi.
"SAVAŞ BENIM ICIN BIR BASLANGIC OLABILIR MIYDI?"