6.Bölüm Nedeni sensin ama

15 2 0
                                    

Terler içinde uyandım. Yine aynı kabusu görmüştüm. Kendime gelebilmek için derin derin nefesler almam gerekti. Telefonuma baktığımda 15 tane cevapsız arama vardı. 5 tanesi Atalay'dan, 10 tanesi Dilan'dan dı. İlk önce Atalay'ı arayacaktım ki birden odama girdi. Puf'u görünce kapıyı kapatıp kapının arkasından konuşmaya başladı:

''Babamız iyi. Bugün taburcu oluyor. Senin de orda olman bizi mutlu ederdi.''

''Tamam, neyse''

dedim ve Puf'u almak için yatağımdan kalktım ve onun yanına gittim. Puf'u alıp mutfağa götürdüğümde mamasının bittiğini gördüm. Puf'a bakıp ''Ne yedin be!'' dedim ve mutfaktan çıkıp odama gittim ve üstümü değiştirdim. Merdivenlerden inerken telefonumun çaldığını fark ettim. Arayan Piremsessim'in aradığını gördüm. Telefonu açtığımda ağlamaklı bir şekilde konuşmaya başladı:

''Allah belanı versin Meriç Ege!!''

''Kanka sanırım yanlış aradın da ama noldu neden bu kadar sinirlisin?''

''Ayyy iyi oldu piiiiss!!''

''Ne diyon kafan mı güzel ne içtin?!''

''Bu mal, gerizekalı, aptal meğer eve kız atıyormuş!''

''Vay hayvanat! EEEE!?''

''Daha kötü! Daha kötü!''

''Lan söylesene!!''

''Hani bu yatıyormuş ya bunlarla annesi de beni onlardan biri zannetti.''

''Sen ne yaptın?!''

''Meriç Ege'ye bir tane tokat patlattım ve ortak parmak çekip evden çıktım.''

''Helal!! Aferin koçum benim!''

''Erkek miyim lan ben?!''

''Yok gaza geldim.''

''Benim kafamı dağıtmam lazım. Görüşürüz.''

''Sabahın köründe ne kafa dağıtması bu?''

Dedim ama çoktan telefonu suratıma kapatmıştı. Bacağımı bir şeyin tırmaladığını hissettiğimde Puf'un aç olduğunu hatırladım. Kaykayımı alıp Puf'a mama almaya gittim. Yakınlarda pet shop olmadığı için biraz uzakta olana gittim. Pet shop'a girdiğimde kedi mamalarına doğru ilerledim. Tanıdık bir ses duyduğumda arkamı dönmedim. Çünkü bu ses Uzay'a aitti. Beni fark etmemesi için rafların olduğu bölümde arkam dönük bir şekilde bekledim. Raflara bakarken aradığım kedi mamasını buldum. Onu kaptığım gibi kasaya doğru ilerledim. Tam parayı öderken Uzay'ın adımı seslendiğini duydum. Duymazlıktan gelmeye çalışıp hızla oradan çıktım. Kolumdan tutup beni kendisine çevirdiğinde yüzünde acı çeken bir ifade vardı. Bunu, beklemiyordum. Yüzünde yamuk bir gülüş olur diye hayal etmiştim oysaki. Gururumu bir kenara bırakarak derin bir nefes aldım ve konuşmaya başladım:
"Ne söyleyeceksen söyle eve gitmem lazım."
"Dilara, lütfen böyle davranma. Sana ihtiyacım var."
"Benim de senden uzak durmaya ihtiyacım var. Hem sen beni takip mi ediyorsun? Ne işin vardı orda?"
"Seni takip etmiyorum. Bir kedi aldım ve ona malzemeler almak için buraya geldim.Ah, lütfen konuyu değiştirme. Ben, senin nasıl biri olduğunu biliyorum. Ben bu kadar acı çekerken beni yalnız bırakmazsın."
"Sen beni nasıl tanıyabilirsin ki? Kaç gün oldu daha tanışalı. Saçmalama lütfen. Bırak beni, gidiyorum ben."
"Seni tanıyorum ben anladın mı! Seni seviyorum! Bırakma beni. Lütfen yapma."
"Beni korkutuyorsun. Bağırma bana. Hem, bir insan bu kadar az sürede birini nasıl sevebilir? Daha tanımadan? Hiç mantıklı değil."
"Asıl aşk da mantık aramak mantıklı değil. Bir gün aşık olacaksın bana. Ve aşkın ne kadar mantıksız bir şey olduğunu anlayacaksın."

"Böyle bir şey olmayacak."

"Olduğunda çok geç olacak."

Aniden kollarını belime sarıp bana sarıldı. Onu itmeye çalıştıkça beni daha çok sardı. Kafasını saçlarıma gömüp burnundan derin nefesler aldı. Bir kez daha onu itmeye çalıştığımda kulağıma "Seni sevmeme izin vermiyorsun en azından sana sevgimi göstermeme izin ver." diye fısıldadı. Onu itmeyi bırakıp bana sarılmasına izin verdim. Ona hissetirmemeye çalışıyordum ama kalbim hızla atmaya başlamıştı ve avuç içlerim terliyordu. O halde ne kadar durduk bilmiyorum ama telefonumun titremesi ile ondan ayrıldım. Atalay mesaj atmıştı. Puf'u unuttuğumu hatırladım ve Uzay'a dönüp "Gitmem lazım. Sen de evine git. Bana adresi mesaj at bir ara gelip seni kontrol edeceğim." dedim ve eve kendime yol boyunca kızarak gittim.

Eve vardığımda hemen Puf'a mamasını koyup odama çıktım. Telefonla uğraşırken aklıma babam geldi. Hastaneye babamın yanına gitmeye karar verdim. Ne kadar daha kaçabilirdim ki bu durumdan. En sonunda yüzleşmem gerekecekti.

Hastaneye vardığımda, babamın odasını bulmak çok da zor olmadı. Kapısını tıklatmadan önce derin bir nefes aldım. Bugün o kadar çok derin nefes almıştım ki kafamın içi boşalmış gibi hissediyordum. Babamın içerden gir dediğini duyduğumda içimden şunu geçirdim "Hayırlısı bea."

Rüya KapanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin