16. BÖLÜM-KAYIP MAKNAE

138 11 3
                                    

~Medyadaki foto 17.03.2016 tarihinde saat 17:19 da 9 senelik arkadaşımın bana attığı ilk BTS fotosu olduğu için paylaşmak istedim. O anda ARMY oldum.~ daha yeni oldu 1 ayı geçti biraz eskiden bu kadar çok ilgilenmiyodum fotolarıyla ama herşeylerini biliyodum o fotoyu görünce gerçek bir ARMY oldum. Hepsi o kızın sayesinde. ^.^

- - - - - - - - - - - - - - - -

Galerideki fotolarıma bakıp daha çok ağlıyodum. 489 tane Bts fotosu çoğunda Jungkook var hatta nerdeyse hepsinde.
Onu mükemmel bi grup üyesi olduğu için grubun maknae si olduğu için sevmiyodum. Eğer öyle olsaydı çoktan kıskançlıktan öldürmüştüm onu. Ama öyle değildi. O bi başkaydı. Cidden başkaydı. O benim sevdiğim adam, âşık olduğum kişi, hayatımın karanlık kuyusu beni daha fazla içine alırken beni o kuyudan çekip kurtaran kahraman. O benim kahramanım. O benim herşeyim. Tek kelime.. HERŞEYİM. Benim. Sadece benim olan birisi. Beni seven birisi. Onu kaybedemem. O karanlık kuyuya tekrar inemem.
(Tamam sıkıldınız çok fazka dramatiğe bağlamıyorum dhsjs)

Evet bunları sesli düşünmüştüm. Aradan 6 gün 16 saat 27 dakika geçti. En son bu tarihte konuşmuştuk. Hafsa'ya ayran yaparken (ne mübarek ayranmış djsns)

Ümitsizce tekrar aradım ama zaten kapalı olacağını biliyodum. Yaklaşık 3-4 dakika sonra yabancı bi numara aradı. Telefonun diğer ucundan Kookie'nin sesini duymak umuduyla heycanlandım ve telefonu hiç bekletmeden açtım.

"Alo. Kiminle görüşüyorum?"

Adam sesi duyunca bütün heycanım söndü gitti. Pörsük bi sesle;

"Ben Melek. Kimi aramıştınız?"

"Şu an yanımda bi genç var baygın bi şekilde yatıyo adını bilmiyorum yakınımısınız acaba?"

"Telefonunda ne diye kayıtlıyım?"

Adam o sırada Kookie'nin telefonunu buldu ve bişeyler kurcaladı.

"Yabancı bi dilde bişeyler yazıyo okuyamıyorum. İlk başta o kayıtlı."

"Peki telefonun kilidini nasıl açtınız?"

"Ekranda '16.04.2016' tarihi yazıyodu onu yazdım açıldı."

Ağlamaklı oldum bi an. Evet bu bizim tanıştığımız tarih. Bana çıkma teklifi ettiği o tarih. Evet dediğim o tarih. Ağlamaklı olmayı geçtim hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.

"Hanfendi? Yakınımısınız? Alo? Hanfendi iyimisiniz?"

Biraz duraksadıktan sonra

"Evet yakınıyım. Şu an nerdesiniz?"

"Baygın olduğu için ambulansı aradım en yakın hastaneye götürücekler. Hastanenin adını öğrenince tekrar size ulaşırım. Ambulans birazdan burda olur merak etmeyin."

"Peki durumu nasıl. Çok mu kötü?"

"Yüzünde yaralar var ve bacağında kurşun yarası var galiba tam anlayamadım."

Ben daha çok ağlamaya başladım. O sırada Taehyung ve Rüya sesimi duyup yanıma geldiler.

"Hanfendi sakin olun lütfen hastaneye ben giderim çocukla beraber. Telaşlanmayın."

Telefonu V aldı ve adamla konuşmaya başladı. Jungkook'un durumunu sordu aynı şeyleri konuştular. Bi anda kapattı telefonu, ambulans gelmiş. Gidiyolarmış.

Hangi hastane olduğunu öğrenir öğrenmez arabaya atladık, V'nin ehliyeti olduğu için diğer çocukları uyandırmadan yola çıktık.

Arabada kendi kendime söyleniyodum. Bi yandanda ağlıyodum. Tabi dediklerim Türkçe olduğu için V bişey anlamıyodu. Sonunda V'de dayanamadı. Gözünden birkaç damla yaş aktı. Arabayı çok hızlı sürüyodu. Farkında değildi sanırım.

Hastaneye geldiğimizde hemen kookie'nin yanına gittim (tabi odasını öğrenince)
Ne odası? He? Ne odası? Ameliyata almışlar. Adam doğru görmüş bacağında kurşun yarası varmış. Orda öylece beklerken ameliyat bölgesinden gelen doktor bize doğru yönelince Kookie'nin doktoru olduğunu anladık.

"Jeon Jeong Guk'un yakınları sizmisiniz?"

"Evet. Ben onun abisiyim." Diye öne atladı V.

"Hastanın kan kaybı var bize acil A RH (+) kan lazım."

"Hastanede kan yokmu?" Dedi Rüya.

Haklıydı kız.

"Maalesef hanfendi. Bu saate kan kalması biraz zor oluyo."

"Benimki uyuyo hadi gidip verelim şu kanı."

"Melek. Dur. Sen iyi değilsin olmaz." Dedi V beni engelleyerek.

"İyide bu saatte nerden bulucaz başka kan?"

"Rapmon'unki uyuyo ararım ben gelir 5-10 dakkaya merak etme sen"

"Hastanın kimliğini göstererek verin kanı. Yanlız acele edin. Fazla vakit yok. Kan kaybı yüksek. En fazla 1 saate ameliyata yetiştirin."

O sırada V, NamJoon oppayı çoktan aramıştı. O'da evde bizi arıyomuş. Hemen hastaneye geldi. Kanı ameliyata yetiştirmemiz yarım saatimizi almıştı.
40-50 dakika sonra ameliyattan çıkan doktor "Geçmiş olsun ameliyat başarılı geçti. Arkadaşlar birazdan normal odaya alırlar ama narkozun etkisinin geçmesi uzun sürebilir. Tekrar geçmiş olsun." Dedi ve gülümseyerek gitti.

İçim rahatlamışmıydı biraz? Hayır.
Hâlâ aklımda.
Onu nasıl yanlız bırakırım diye kendimi yiyip bitiriyodum.

O 6 gün boyunca resmen yerimden kalkamadım. Kookie'nin yatağında yatıp sürekli ağladım. Günde 2-3 rulo peçete bitiriyodum. Sağolsun Jin oppa bana güzel yemekler yapıyodu. Bitek onları yiyodum.
Arasıra bana yemek getirince Jungkook'un O'nu 'omma' yerine koyduğu aklıma geliyodu. Sarılıp hasret gideriyodum.

Rüya'yla sms::

-BEN: Sana ihtiyacım var. Yanıma gelirmisin?

-RÜYA: Ahh tabiki tatlım.

-BEN: Hg

-RÜYA: Hb. Neden normal konuşmuyoruz?

-BEN: Yazınca kafam dağılıyo biraz. Buna ihtiyacım var.

-RÜYA: A peki tatlım. Kendini nasıl hissediyosun?

-BEN: Suçlu. Üzgün. Karanlık bir kuyunun en dibindeymiş gibi hissediyorum.

-RÜYA: Aa yapma amaa

-BEN: O olmadan yapamıyorum Rüya. Bana iyi geliyosun. İyiki varsın. İyiki yanımdasın. İyiki kuzenimsin.

-RÜYA: Aaa yapma amaaa. Gel burayaa. Seni seviyorum kuzenn.

-BEN: Bende seni seviyorum. Hep yanımda ol tamammı. Beni hiç bi zaman yanlız bırakma. Mutluyken. Üzülürken. Ağlarken. Gülerken. Hiç bir zaman.

.... Beraber ağladık ....

BTS HAYALİM   - *KORE'DE 3 SENE* -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin