O sabah saat 4 sularında ellerinde otomatik silahlar ile kapımız kırılarak eve girildi. Ailem gayet soğuk kanlı bir şekilde toplum polislerinin odaya girişini bekliyordu. O gece boyunca hiç uyumamıştık tüm gece boyu sohbet ettik. Hemen hemen her şeyi konuştuk. Bir kenarda oturmuş zaten ne olacağını bildiğimiz bir filmin sonunu izler gibi hissediyorduk. Ve oldu. Kapı gürültüyle çarpılarak açıldı. Ailem ve ben yere yatırıldım ve kelepçelendik. Polislerden birisi babamın sağ koluna basarak kırmıştı. Diğeri ise beni kaldırdı ve yüzüme tükürdü. Bize vatan haini diyorlardı, vatan haini... Vatan haini.... Mahalledeki tüm ışıklar yanmıştı ve herkes camlardan bizi seyrediyormuş gibi hissettim. Her perdenin her kapı pervazının kenarından köşesinden meraklı gözler bizi izliyormuş gibi...
Tahminim doğru olacak ki arkamdan gelen bir polis havaya ateş açtı ve derhal içeri girip camlarınızı kapatın anonsu geçilmeye başlandı.
Arabada yüzümüze gülerek bakan polisler ara sıra bilerek ayağıma çelik burunlu botları ile vuruyorlardı. Annem kendisi için değil benim için ağlıyordu sürekli olarak o bu işe dahil değil diyordu.
O zamana dair en kötü anım, polislerden birinin silahın kabzası ile annemin şakağına vurması oldu. Yerimden fırladım ama iki kol beni geriye doğru çekti. Anneme vuran polis sana sus dedim kadın diye tekrarlıyordu.
İfade sürecimiz daha da sıkıntılı idi. Çok uzun süre su dahi verilmeden bekletildik. Sürekli olarak dolambaçlı sorular sorularak neden ülkenizi sevmiyorsunuz cümlesi ile karşı karşıya bırakıldık. Oysa sorun ülkede değildi... Sonunda ailemin gözaltında tutulacağını ancak benim gidebileceğimi söylediler. Tek kelime dahi etmeden oradan ayrıldım. Kapının önüne çıkar çıkmaz bir sigara yaktım ve dumanını derin derin içime çektim... Korkacağımı düşünmüştüm belki ağlayacağımı ama öyle olmamıştı. Sadece şuan Atillaya sarılmak isterdim hepsi bu....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Başka Direniş Hikayesi
RomansaNe yapmalıydık? Geceleri insanların evleri basılıyordu, ibretlik gösteriler sergileniyordu. Hak hukuk özgürlükler askıdaydı. Yöneticiler herşeye bir kılıf bularak insanları öldürüyor ve halka yalan söylüyorlardı... Kimsenin gerçekten nasıl öldüğü...