1.3K 58 3
                                    


Multimedya kızlar (Selina Akkaya, Ece Uğur, Nimet Kaan, Doğa Çoban, Neslihan Atıcı, Aslıhan Ender) iyi okumalar...🙈✌

Bölüm şarkısı: Nick Phoenix & Thomas Bergersten-Professor Pumplestickle

Naz Ölçal-Yoksun

Mustafa Ceceli-Gül Rengi


BÖLÜM 12


-MELİSA

Hayat nedir ki? Oyun? Zor? Kolay? Bunlardan hiçbiri değildi Hayat. Hayat bir sınavdı. Kimi dost edineceğimiz, kimlerle arkadaşlık kuracağımız, kimlerle hayatımızı paylaşacağımız, doğru aşkı bulmamız tamamen hayatın bir sınavıydı. Bize çok şey öğreten bu hayat, her ne kadar hayata isyan etsekte bir yandan teşekkür de etmek gerek. Hayat bize gerçeklerin bir yüzünü gösterirdi ve bazı kişiler henüz bunlarla yüzleşmeye güçlü olmadıkları için hayata isyan ederlerdi.

Ben her zaman doğruyu öğrenmek istemişimdir. Bu her ne kadar can acıtıcı olsa bile doğruları öğrenmek istemişimdir. Çünkü doğru iyidir ama bir o kadar kötüdür. Ben her zaman doğru arkadaşlıklar kurmayı istemişimdir ve kurmayı başarmıştım. 5 tane şahane arkadaşım vardı. Ve hepsini birbirinden çok seviyordum. 

Aşk bana göre değildi zaten ama son zamanlarda fazla garip davrandığımı bende farkındaydım. İlk önceliğim arkadaşlarım olması gerekirken, Taner'i düşünmem gerçekten garip davrandığımız belirtisiydi.

Bu düşünceme karşı çıkabiliyordum ama daha fazla yapamıyordum.

Taneri gerçekten önemsiyor muydum? Yoksa sadece hayatın bana yaptığı bir çeşit sınav mı? Hayat bana iki kapı sundu. Bunlardan birisi sınavı geçmeme, diğeri kalmama sebep olacaktı. Sınavı geçersem neler olacağını ben bile bilmiyorum. Daha bu kapıların ismini adlandıramıyordum. Çünkü neyin doğru neyin yanlış kapı olduğunu çözemiyordum.

Karşımda duran Taner bütün dikkatimi alt üst etmişti. Bana öyle bir bakıyordu ki gülesim de geliyordu. Çok şaşkın, şebek ve tatlı bakıyordu.

Ne oluyor be!

Başımı iki yana sallayıp kendime geldim. Hayır kendimi bu kadar kaptıramazdım. "İyi misin?" diye sorunca gerçek dünyaya geri döndüm. Başımı yukarı aşağıya salladım ve iyi olduğumu belirttim. "Peki," dedi.

Eve gelmiştik. Demet, Ekin, Elçin ve Barış durgunlardı. Gözlerini okuduğum zaman hiçbir şey görememiştim. Özel bir şey olmuştu ve bunu Elçin, Demet anlatmıyorlardı. Bunu fark etmek zor değildi. Ama kolay da değildi. Onları yıllardır çok iyi tanıyorsam kesin bir şey olmuştu. Ama yüzleri bu sonucumu doğrulamıyordu aksine gizliyordu.

Yavaşça kalkıp Elçin ve Demet'in kolundan tuttum ve görünmezliğe odakladım kendimi. Ben görünmez olmuşum. Demet ve Elçinde görünmez olmuştu. "Benimle gelin," diye fısıldadım ve çatıya çıktık.

Çatıya çıktığımızda tekrar görünür olmuştuk. Demet ve Elçin bana bakıyordu. "Bunun amacı nedir?" diye sordu Demet. "Sence yukarı kata çıktığımızı görseler 'nereye' diye bizi durdurmayacaklar mıydı? O yüzden görünmeden buraya çıktık," dedim. "Peki bizi buraya çıkarmanın nedenini sorabilir miyiz?" diye sordu Elçin. "Basit. Sizin probleminiz ne?" diyince Demet ve Elçin birbirine baktılar. "Sakın telepati yolu ile konuşmayın. Ben duyabilirim ve Miray, Hande, Öykü de duyabilir unutmayın," dedim. "Ve şimdi anlatın," diye üstüne ekledim. Demet derin bir nefes verdi ve anlatmaya başladı.

"Selina ve Eymen, Elçin ve Barışı sıkıştırmışlar. İşte tehlike yaklaşıyor o tehlike biziz. Kızlara falan söylemeyin yoksa tehlike çabuk yaklaşırmış gibi saçma sapan şeyler söylemişler. Ekin'le ben ters bir durum olduğunu anladık. Elçin ve Barışı konuşturmaya çalıştık ve bize sana söylediklerimi anlattılar. Yanlış bunu kızlara ve erkeklere söyleme. Senin ne kadar iyi sır sakladığını biliyoruz yoksa hiç anlatmazdık Melisa."

Düşman ÇetelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin