1.4K 72 7
                                    


Multimedya Melisa😍 iyi okumalaar. 2K olmuşuz ya siz ne şekersiniz öyle canlarım!!! Düşman Ailesi olarak büyümedeyiz lütfen vote ve yorumlarınızı eksik etmeyiinn! Sizleri seviyorummmm

BÖLÜM 10

-DEMET

Uyandığımda mışıl mışıl uyuyan Ekin vardı karşımda. Acaba dünkü sözlerini hatırlıyor muydu? Gerçi bende ona bazı sözler söylemiştim. Ona seni seviyorum demiştim! Ellerimle ağızımı kapadım. Gerçekten demiş miydim? Ama ben daha emin değildim ki!

Ama şu anki halini çok tatlı buluyordum. Dudaklarını büzmüş, saçları alnına düşmüş ve göz kapakları hafif aralıktı. Bu hali bana çok tatlı geliyordu ve saatlerce izlemek istiyordum. Ben Ekin'den hoşlanıyordum galiba.

Onu izlerken busted olmuştum! Yakalanmıştım yani. Gözlerini hafifçe aralayarak bana gülümsedi. "Günaydın, güzelim," dedi ve beni sımsıkı sardı. Güzelim dedi! Belki bunu her kıza demişti. Belki de bu sözleri her kıza söyledi. Bende o kızlardan olacak mıydım?

Sonuçta ben onu neyiydim?

Arkadaş? Olabilirdi. Ama arkadaşlar öpüşmezdi. Belki bir iddiaya girdi beni etkilemek için ve başardı!

Aklıma gelen üzücü düşünceyle daha da sığındım Ekin'e. Hayır Ekin hayatta öyle bir şey yapmazdı değil mi? Ekin bana bakmak için uzaklaştı. Düşmüş yüzümü görünce elleriyle yüzümü avuçladı. "Ne oldu, güzelim?" diye sordu. Sence aklımdaki düşünceyi onla paylaşmalı mıydım? "Ekin, dün söylediğin sözleri başka kızlara söyledin mi? Sonra beni bırakacak mısın? Çünkü ben... Ben buna dayanamam," dedim. Evet düşündüklerim bunlardı. Ekin beni kullanılmış bir peçete gibi atarsa ben dayanamazdım. Ekin gülümsedi. "Benden şüphe mi ediyorsun, Demet?" Güçlükle yutkundum. "Anla, Ekin. Ben kızlar dışında kimseye güvenemem. Ban sana güvenmek istiyorum. O yüzden biraz beni anla, olur mu?" Ekin dudaklarıma eğilip fısıldadı. "Tamam, güzelim ama hiçbir zaman şunu aklından çıkarma. Seni seviyorum," dedi ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı ve yavaşça öpmeye başladı. Bende onu öpüyordum. Onu her zaman öpmek istiyordum. Ekin beni altına aldı ve kendisi üstüme çıktı. Şu an hiçbir şey umrumda değildi. Bunu istiyordum. Ekin dudaklarını dudaklarımdan çekip alnına yasladı. "Henüz bu kadar yeniyken yapamam şu an sana bunu, güzelim. Erken değil mi?" diye sordu. Erken miydi? Bunu düşünemeyecektim. "Yani, ben hazırım ama sen hazır mısın?" diye üstüne ekledi. Elimi ensesine götürüp kendime çektim ve dudaklarımı onunkilerle buluşturdum. Cevabını vermiştim. Her ne olursa olsun bu umrumda değildi. Ekin'de memnun olurmuşçasına mırıldandı ve beni öpmeye başladı. İçimdeki zevk dalgasının filizlendiğini hissedebiliyordum.

Gözlerimi tekrar araladığımda Ekin bu sefer uyumuyor, gülümseyerek beni izliyordu. Gene sarmaş dolaş uyumuştuk. Daha doğrusu ben uyumuştum. Onu bilmiyordum. Gülümsedim. "Gene günaydın," dedim. Gülümsemesini genişletti. "Gene günaydın, güzelim" dedi ve dudaklarıma bir öpücük bıraktı. Gülümsedim ve göğüsüne sığındım. O da beni sımsıkı sarmalayıp başımın tam tepe noktasına bir öpücük bıraktı. Gülümsedim ve başımı kaldırarak boynunu öptüm. Huylanmış olmalı ki hafifçe silkelenmişti. Kıkırdadım ve Ekin'e baktım.

Ben ne zamandır bu kadar mutlu olmuştum ve bu kadar huzurlu? Ekin'de huzur buluyordum ve bu benim ruh olarak kendimi iyi hissetmeme neden oluyordu. Onun her yüz hattına bakmaya başladım. Sert yüz hatları, gözlerini, burnunu, dudaklarını, kaşlarını, kirpiklerini, adem elmasını her şeyine teker teker baktım. Yüzünü ezberlemek istiyordum onun. O da benim yüzümü ezberlenmek istercesine bakıyordu bana. Gülümsedim ve dudaklarına uzun bir öpücük bıraktım. Tekrar ona baktığımda dudaklarıma bakıyordu. "Bu bal tadındaki dudaklarını tekrar tekrar ve tekrar öpmek istiyorum," diyip dudaklarıma uzanıp uzunca öptü. Sabahları hep böyle uyanacaksam, beni 05.00 te uyandırsınlar. Çünkü böyle uyanıyorum çok güzeldi. "Bende bu bir şeye benzetemediğim tadındaki dudaklarını hep öpmek istiyorum. Bağımlısı oldum bu dudakların. Bu dudağın, -işaret parmağımı dudaklarına dokundurdum- bu gözlerin, bu yüzün, bu kalbin bağımlısı oldum. Bunlar hiç beni bırakmasınlar olur mu?" Gülümsedi. "Emin ol. Ben kendimi kaybedersem senin olduğumu hatırlat bana tamam mı?" Kaşlarımı çattım. "Kendini kaybetme? Ne yani başka kızları da mı öpeceksin?" Kahkaha attı. "Hayır, Demet. Beni üzen ya da sinirlendiren bazı olaylar olduğunda ben kendimi hep içkiye vururum. Olur da başka kızı sen görürse-" derken dudaklarını öperek onu susturdum. "Buna hayatta izin vermem, sevgilim. Senin kanına artık içki, sigara ve ya uyuşturucu gibi şeyler bulaştırmayacağım. Uyuşturucun olarak ben varım. Seni ben rahatlatacağım," dedim. Ekin kaşları havada bana baktı. "Sen bana az önce ne dedin? Sevgilim diye duydum da ben," diye sırıttı. "Onca lafın arasından onu mu seçtin, Ekin? Evet dedim. Sana sevgilim dedim," dedim. Beni belimden çekip kendisine yakınlaştırdı. "Bir daha desene," dedi fısıltıyla karışık." Gülümsedim. "Sev-gi-lim," dedim her hecesini vurgulayarak. Memnunca mırıldandı. "Sen demeyecek misin bana?" diye sormadan edemedim. "Aşkım," dedi. Ah onun şefkatle demesi içini titretmişti. Gülümsedim.

Düşman ÇetelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin