Sen gökyüzündeki güneş olma gece olur güneş gider.
Sen gökyüzündeki ay olma, gece biter ay gider.
En güzeli sen Gökyüzü ol her zaman orda kal.******
Sabah, ağlamalarımı biraz durdurup artık sadece Karlosun tek başına kaldığı beni yanında istemediği odamıza gittim. Dolabı açık bırakmış, baya dağıtmış bir şey aramış galiba ne şaklamış olabilir ki? Neyse biraz düzelteyim aradıklarını kolay kolay bulsun..
Dolaptaki her şeyi çıkardım. Tek tek katlayıp yerleştirirken kenarda beyaz bir beze sarılı bir şey gördüm. Aldım ama neyle karşılaşacağımı bilmediğim için açmak istemedim. Tüm eşyalarını özenle yerleştirdikten sonra beyaz beze sarılı şeye gözüm yeniden takıldı. Bu sefer neyle karşılaşacağımı düşünmeden açtım. İçindekilere anlam veremedim. Mektup tamam birinden gelmiştir yada Karlos yazmıştır ama bileklik? Mektubu okumaya başladım. Okurken istemsizce gözlerim doldu.. mektubu yazan Karlos değilmiş Gökyüzü diye biri Karlos ona öyle sesleniyormuş bilekliği de Karlosa hediye olarak yollamış. Kendileri şuan buralarda değilmiş. Şuan ne yapacağımı ne düşüneceğimi bilmiyorum. Kızgınım bi o kadar da üzgün.. Özenle dizdiğim dolaptaki herşeyi dağıttım, fırlattım. "Gökyüzüymüş! Hangi orospusun lan! Ben bi bulayım seni o zaman görüşürüz!!"
Saatlerce bağırdım. Tüm odayı dağıttım. Yatağa uzandım. Karlosumun tarafına.. yastığına gömdüm kendimi, içime çektim hergün özleminden öldüğüm kokusunu..
Uyuyakalmışım.. oğlumun hareketlenmesiyle uyandım. Ezgi'ye seslendim tekmelerini hissetsin. "Ezgi gel kızım kardeşin tekme atıyor :')" koşa koşa geldi. Elini karnıma koydu. Gülümsedi. Kurban olurum ben senin o gülen yüzüne..
"Kuzum parka gidelim mi?" "Anne, babam nerde?" Ne diyeceğimi bilemedim. Haklı çocuk kaç gündür karlosu doğru düzgün görmüyor. Özlemiş de olabilir baba baba diye peşinde dolanıyordu bi zamanlar. Şimdi ise yanında baba baba diye dolanmasını geçtim göremiyor bile..
"Gelecek sadece bu aralar biraz işleri var. O da seni çok özlemiştir." Diyebildim sadece. Cevap bile vermedi içten içe üzülüyor yavrum..
"Hadi gidelim mi kızım?" "İstemiyorum uyuyalım" "Oyy benim minik kızımın uykusu mu gelmiş :)" aldım kucağıma odasına gittik minnoş minnoş uyudu koynumda o uyuyunca bende sessizce yanından kalkıp Karlosu beklemeye başladım. Mektupla bilekliği sarıp yerine koydum gördüğümü anlamasın diye. Ona söylemeden bi bulayım şu gökyüzünü.
Sabaha karşı salonda uyuyakalmışım. Kapıyı çalışıyla uyandım hemen kapıyı açtım. "Hoşgeldin.." baştan aşağı içki kokuyordu. Keşke bi Hoşbuldum Yarenim deseydi şuan o kadar ihtiyacım var ki o iki kelimeye.. Ama demedi Yarenim demedi bari hoşbuldum deseydi.. geçti gitti yanımdan..
"Aç mısın? Hazırlayayım.." cevap vermedi. "Oğlumuz bugün tekme attı. Biraz konuşup ilgilenince hemen hareketleniyor. İster misin sende hissetmek?.." yine cevap vermedi. "hı karlosum?" Ne diyeceğini ne yapacağını düşünmeden yanına gidip elini tuttum karnıma koydum. Tahmin ettiğim gibi hemen çekti. Bir şey diyemedim. Ne denilebilir ki şuan.. Öz oğlunu istemiyor, beni istemiyor..
"Geç sen bi duş al kendine gelirsin?" Cevap vermeden duşa girdi. Bende ceketinin ceplerinde gökyüzünden iz aradım yok. Telefonuna baktım mesaj falan yok. Ama numarası kayıtlı gökyüzüm diye.. şuan her şeyi bırakıp sadece ağlamak istiyorum, günlerce kesintisiz ağlamak.. Hayır yaren biraz daha güçlü ol geçiçek bu günler. Eskisi gibi olacaksınız hadi güçlü ol.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çok Sevme [Kar&Yar]
FanficKarlosum, tek sevdiğim, burdan sana sesleniyorum. Şuan nerdesin bilmiyorum ama içinde bi yerlerde bu seslenişlerimi duy, hisset. Lütfen. Çok ihtiyacım var. Yareninin sana çok ihtiyacı var karlos çok ihtiyacı var. Gel de bi sarıp sarmala Yarenini. Ol...