Nathaniel

1.1K 80 10
                                    

Marinette'nin ağzından
Elinin elime değmesi bile bu kadar heyecenlandırdığına inanamıyorum. Nasıl aşık olmuşum ben. Neyse resim odasına gittim. Benden başka bir tek Nathaniel vardı. Ona selam verdim. Hemen kızarıp defterine döndü. Onun önündeki yere oturdum ve yanımdaki sandalyeye resim dosyamı koydum. Tam çizmeye başlıyordum ki arkamdan bir gürültü sesi geldi. Dolaptaki mavi ve siyah yağlı boyalar yere dökülmüştü. Nathaniel'in bu kadar sakar olmasına şaşırsamda hemen yanına gittim.
M: İyi misin? Bir yerine geldi mi?

N: Şeyy evet iyiyim. Teşekkürler, dedi ve kağıt peçetelerin olduğu masaya gitti. Bende gidip birkaç mendil aldım ve yerdeki boyaları temizlemesine yardım ettim. İlk başta yardım etmeme şaşırsada sonra gülümsedi. Sohbet etmeye bile başladık.

M: Sen tuval çiziyomuydun? Daha önce hiç görmemiştim de seni çizerken.

N: Evet yani arada bir yapıyorum.

M: Ne güzel! Ben çok yetenekli olmasamda yapmaya çalışıyorum.

N: İstersen gösterebilirim.

M: Ayyy çok güzel olur.

N: Ne Zaman boşsun?

M: Şey bu gü-, dedim ve aklıma gelen şeyle buz kesildim. Adrian bu gün bize geliyordu! Coğrafya ödevi için.(küçük itiraf: Ben bu coğrafya ödevi olayını full unuttum :D kitabı en baştan okuyunca gördüm)

M: Yok bu gün olmaz Aaa bizim hoca belki bu gün serbest bırakacaktı. O zaman öğretebilirsin. Bilirsin bizim hoca daha çok karakalem ağırlıklı biliyo.

N: Olur

M: Tamamdır! dedim ve onun yanındaki sandalyeye geçtim. Diğer yanımı da Alya'ya ayırdım. Nathaniel gülümsedi ve birkaç çizim kalemi almaya dolaba gitti. Bende yağlı boya için su ile özel yağını almaya gittim. Sonra geri döndüm. Nathaniel beni bekliyordu. İlk önce ne çizeceğimize karar verdik. Ben dalda 2 yeşil kuş çizecektim o da ağaç. Biz hazırlandık çizim falan yaptık tam boyamaya geçerken Alya arkamdan gelip...
A: BAMM!

M: ALYA! Tanrı aşkına şurada bir şey çizmeye çalışıyorum!

A: Tamam. Elinde fırça olduğunu görmemişim.

M: Birazdan o fırça seni boyayacak, dedim o da yerine oturup Nino'ya yer tuttu. Tam dersin başlamasına 2 dakika kala Adrian ve Nino sınıfa girdi. Adrian gülerken beni görünce gülümsemesi hemen söndü. Belki benim yüzümden değildir umuduyla arkama baktım ama bir tek ben vardım. Tanrım sevdiğin çocuğun seni görünce somurtması gerçekten çok kötü bir his. Ne yani? Hiçbirşey yapmadan sadece gülümsememle sinirini mi bozuyorum? O zaman siniri çok bozulacak çünkü bu gülümseme sırf onun yüzünden bir yere gitmiyor! Ben bunun sinirini içime atmaya çalışsamda her an patlayabilecek bir bomba gibiydim. Ama resim sinirimi git gide aldı. Nathaniel gerçekten harika bir resim öğretmeni. En azından bizimkine bin basar. Ara ara izleniyo hissine kapılıp etrafıma baktım ama kimseyi göremedim ama 3. defasında bana bakan kişiyi yakaladım. Adrian...
Neden bana öyle sinirli bakıyor ki!? Solundan kalkmışlar kongresinden mi gelmiş. Tamam ondan hoşlanıyo hatta aşık olabilirim. Ama bu yaptığı çok saçma.  Onunla göz göze geldim. Dayanamayıp kaş göz işaretleriyle önüne bak dedim. O gözlerin bana sinirle bakması gerçekten çok koyuyo. Ders boyunca Nathaniel ile sohbet edip resim çizdim. Sonunda çıkan esere açıkçası kendim bile şaşırdım.

N: Sende doğuştan yetenek var.

M: Doğuştan değil harika bir resim hocam var, dedim yanakları kızardı.

M: Nasıl yapacağımı gösterdiğin için teşekküler hoşçakal! dedim ve sınıfa doğru yola koyuldum. Açıkçası Adrian'a bu gün bana geleceğini hatırlatmam gerekiyor ama şu anda ona o kadar sinirlendim ki. Adrian ve Nino konuşuyorlardı. Yanlarına gittim. Öyle bakmasının nedenini merak ediyordum. İlk onu öğrenecektim

M: Nino iki dakika gelebilir misin?

N: Tabi Mari buyur.

M: Adrian niye bana sinirli sinirli bakıyo?

N: Valla bende bilmiyorum. Sorunca da bakmıyorum diyo.

M: Tamam söyle ona bu gün bize geliyordu plan yapmıştık.

N: Oooooo.

M: Neyse hatırlat işte, dedim ve gittim tam yerime otururken buz kesildim. Duvarım Adrian'ın posterleri ve resimleri ile dolu bilgisayarım da. Neyse bir yolunu buluruz. Ders başlamadan önce Adrian yanıma geldi.

A: Şeyy senin eve yürüyerek mi gidiyoruz, dedi bakışları değişmişti. Eski haline dönmüştü.

M: Evet, yürüyerek gidiyoruz. Zaten çok yakın.

A: Tamam.

Ders bitti eve gidiliyordu. Adrian'ı buldum.

M: Hadi gel. Evimiz bu tarafta.

1 haftada 2 bölüm umarım hoşunuza gitmiştir.

Kedi ile böcükHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin