Pff...

2.2K 90 12
                                    

"Hey, sen bana ne dedin!?"

"Sürtük." dedi ahh ben ona lafını geri alması için şans vermiştim. Ve anladığım kadarıyla 'Lütfeenn benii döövv.' diyordu. BÜYÜK BİR ZEVKLE!!!

Sinem'in dediklerini bir kaç dakika dinledim. Okul çıkışı çantasındaki ojesini yanlışlıkla düşürdüğüm için benimle laf savaşı yapıyordu. Ama bilmiyordu ki ben dünyanın en iyi mafyasıydım. Ve herkesin içinde olmama rağmen mafya ile ilgili bilgileri olanların sadece KESKİN lakabımı bilmeleriydi. Sinem'in dedikleri şunlardı.

"Sen sadece zengin bir züppesin, paranla herşeyi yapabileceğini sanıyorsun ama bazı şeyleri yapamazsın örneğin insanları bu tipinle kendine aşık edemzsin bu ne böyle zebani gibi ya siyah ya koyu mavi giyiyorsun-" lafını tam bitirmeden saçını tutup konuşmaya başladım.

"Ama beni üzüyorsun yaa... ayh çok da fifi öncelikle ben paramla hava atsaydım gider kendi yaptırdığım onlarca okula gider duvarlara bu okulun sahibi Dolunay Aksun gibi yazılar yazardım. Ve benim kimseyi kendime aşık etmek gibi bir sorunum yok ayrıca ben senin gibi (eteğini gösterip) fosforlu pembe ve (gömleğini gösterip) fosforlu sarı gibi renkleri hiçbir zaman sevmedim. Ahh bir de bu konuşmadan sonra seni dövdüğümde bakalım böyle konuşabilecek misin? "

Önce ona çekme taktım ve sürüyerek okulun hemen yanındaki kendi depoma tıktım sandalyeye oturtup bağladım. Binlerce yumruk ve tekme attım, iyiki etek sevmiyorum. Kaşı patlamış, ağzı kanıyordu. Birkaç yumruk daha atıp kafa attım. Gerizekalı dayanamadı komaya girdi. Kollarım arasına alıp hemen okulun içindeki otoparka koştum. Kızı sevmesemde ölmeye kimsenin hakkı yok. Benim ailem gibi... Hemen arabama atladım. Herkes arabamın etrafına toplanmıştı. Camı açıp

"Siktirip gidin lan kız ölmek üzere açın şu yolu." Herkes açıldı. Hız sınırını aşarak hastaneye gidiyordum. Yol ortasınla Mehmet abi dur işareti yaptı. Mehmet abiyi sürekli karakollara düştüğüm için tanıyordum. Onlarla çoğu zaman iş birliği yapmıştım. Hatta bir ara ülkenin en büyük uyuşturucu çetesinin arasına sızıp onları çökertmiştim. Yaşım tam bir yıl önce onsekiz oldu. Ehliyetimi ve ruhsatımı gösterip.

"Mehmet abi hızlı gitmemin sebebi yanımdaki kişi benim yüzünden komaya girdi yetiştirmem lazım lütfen hızlı yap işini!" Eğilip Sinem'e baktı. Sonra hızla ehliyeti ve ruhsatı bana attı.

"Acele et Dolunay hadi kızım sana güveniyorum." Yüzümde bir gülümseme oluştu. Babam gibiydi Mehmet abi. Hızla gaza basıp benim özel hastaneme yetiştirdim. Sinem'i kucağıma alıp hastanenin içine koşturdum. Ağır değil en fazla 50 kilo olmalıydı. Benim 80 kiloluk halter kaldırdığım bile olmuştu. Hastanenin içine koşup en iyi doktor olan Esma ablaya bağırdım.

"Esma ablaaa yardım et Sinem komaya girdii."

"Kızım ne bu halin hii arkadaşın çok kötü durumda 'Sedyee' kızım sen Sinem'i sevmezsin ki noldu." dedi.

"Esma abla sevmiyorum ama komaya girmesi benim yüzümden oldu ve kimsenin ölmeye hiçbir şekilde hakkı yok." gerçekten çok üzülmüştüm.

"Tamam kızım tamam. Hadi sedyeye alın kızı 100 ml'lik serum (yazarın sallaması jdjdjsd) takın. Hızlı hadi arkadaşlar hadi." Hemen sedyeye alıp bir odaya götürdüler. Sanırım ağlıyordum ahh bu vicdanım beni delirtecek.

Ve bu arada ben Dolunay Aksun dünyanın en büyük mafyasıyım asla kötü işler yapmam sadece katil, hırsız ve bezeri insanları yaraladım. 19 yaşıma 1 hafta var. Annemi Melisa'yı doğururken kaybettik. Ben annemin hamile olduğunu bilmiyordum. Bana iş için yurt dışına gideceğini söyleyip 5 ay kadar başka bir yerde oturdu. Sonra Melisa'yı doğururken öldü. Babam ise biri tarafınfan kan davası yüzünden vurulmuş. Ben ise 11 yaşımda babamdan kalan son parayla minik bir butik açıp işleri bayağı bir büyültüp genişletmiştim.

KESKİN MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin