Ve işte jetimdeydik. Ben tabletimi alıp haberlere bakmaya başladım. Gözümü bir dakikalığına tabletten ayırıp Rüzgar'a baktım. Amaçsızca karşısında ki koltuğa bakıyordu.
Önce koltuğa baktım koltuk mu diye. Sonra Rüzgar'a baktım Rüzgar mı diye.
Bi de dünyanın en büyük mafyasının iç sesi olcaksın azcık cool ol be mal.
Uff sanane be slk.
Uff banane be salak.
İç sesimle olan diyolağa son verdim ve Rüzgar'a yüzüne bakmaya başladım. Valla hakkını yemeyelim yahuşuklu jojuk.
Asla doğru düzgün dikmediği siyah saçları, hafif çıkmış sakalları, kahverengi minik gözleri, yüzüyle uyum içinde bir burnu ve gül kurusu dudakları vardı.
Kot gömleğinde daha yeni fark ettiğim çeşitli rozetler vardı. Daha iyi bir şekilde görebilmek için kaşlarımı çatarak baktım. Sanki bir işe yarıyormuş gibi...
Ama bir tane rozetini fark etmiştim. Dart tahtası şeklinde bir rozeti vardı. Aslında hoşuma gitmişti.
Rozetine baktığımı fark eden Rüzgar elini dart tahtası şeklinde ki rozetine uzattı. Naptığını anlamaya çalıştım...
Ben kaşlarımı çatmış düşünürken bana "Yakala!" dedi.
Rozetini (rozet kelimesini on saat düşünüp bulan yazar, emeğinin karşılığını bir çok kez rozet kelimesini yazarak alıyor... 6+2=8) bana fırlatınca çevik bir hareket ile rozeti tuttum.
Rozeti siyah çantamın askılık (ismini bilmiyorum😖😖) bölümüne iğnesini soktum ve çengelini kapattım. Güzeldi.
"Merci(mersi)"Teşekkürler dedim. Teşekkür etmeyi hiç sevmezdim.
"Ça ne fait rien [Fransızcayla alakam yok Google Translate] Önemli değil dedi. Hey bu nerden Fransızca biliyor.
"Derslerimizde Fransızca olduğunu unutmuşsun." dedi. Ve kahkaha attı. Tabi yaa.
"O zamaan спасибо" dedim. Yine teşekkürler anlamındaydı. Ama Rusça heheh.
"Hmm Rusça ha. Yine de teşekkür ettiğin çok belli önemli değil. " dedi. Lanet!
" трахается" kahrolası dedim. Geçenlerde yine imanlı bir insanım.
"Hey ne dedin sen!" deyip kaşlarını çattığında kendime özel kahkahamı attım. Gür değildi. Aksine bir kıkırtıya benziyordu. Ona baktığımda çatılmış kaşları inmişti.
Sebebini merak etsemde sormadım. Meraklı görünen birisi olmak istemiyorum.
Tabletime döndüm ve haberlere bakmaya devam ettim. Hah kimse Demir'in hapisten kaçtığını ve ya ünlü katil Brenda Blue'nun bilinmeyen bir yerden Almanya'ya geldiğini bilmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KESKİN MAFYA
HumorŞincik düşündüm de bu kitap asla basılmayacak, ve ben boşuna burda edebiyat yapmış olacağım o yüzden ben kitapla alakalı minnak şeyleri buraya yazayım. Dolunay; Aslında çok eğlenceli fakat tanımadığı insanlara karşı sebepsiz samimiyetsizliği ve coo...