Bana karışma

844 59 2
                                    


"Babamınsa benim demektir, ayrıca sende babanın parasıyla almıyıcak mısın ki bu üç kuruşluk okulu?" söylediği şeyler beni deli etmeyi başarabilmişti. Ben sinirlenince ağlardım. Bu bilgiden artık emin bile değilim, uzun süredir ağmıyordum. Ama kimsenin beni aciz görmesini istemediğim için kafamı yukarı kaldırdım ve gözlerimi kırpıştırdım.

Kafamı aşşağı indirdiğimde kıkırdamaya başladım. Sonra gülmemi durdurdum ve ona bakmaya başladım.

"Ailem YOK! Tamam mı? Götün rahatladı mı? HI?" dedim. Sinirlerimi bastıracak hiç bir şey bulamıyordum.

Konuşmadı. Bana acıyarak bakıyordu. "BANA ACIYARAK BAKMA! Tamam. Konuyu kapatıyoruz. Kahve sende kalsın ben gidiyorum." dedim.

Hızlı bir şekilde bahçeye çıktım. Ağlamak istemiyorum zaten istesem de ağlamam çünkü en son babam öldüğü için ağlamıştım. O günden sonra kendime söz verdim. HİÇ BİR ZAMAN AĞLAMAYACAĞIMA SÖZ VERİYORUM! Bu sözü babam öldükten bir gün sonra denize haykırmıştım.

Böyle bir durum için sözümden dönmeyecektim. Kulaklığımı taktım ve bana kendimi anlatan müziğin bir kısmını dinleyip söylemeye başladım.

Oh, it's just me, myself and I
Solo ride until I die
Cause I got me for life
Oh, I don't need a hand to hold
Even when the night is cold
I got that fire in my soul

Şarkının yanlızca bu kısmını seviyordum. Zaten kalan kısımları hızından dolayı anlamıyordum. Biri arkamdan gelip bana sarıldı. Ahh bunu istemiyorum. Babamın bana sıkıca sarıldığı aklıma gelirdi. Kaskatı kesildim.

"Ayy, pardon Dolunay bundan hoşlanmadığını unuttum. Özür dilerim. " dedi Yağmur. Hızla ellerini çekti.

"Sorun değil. " dedim. Konuşmak istemiyordum. Konuşursam birilerini üzebilirdim. Kızlar da geldi. Ayrıca Rüzgar'ın bana baktığını gördüm. Ona kaşlarımı çattım. O sırada telefona mesaj geldi.

Gönderen:Bilinmiyor
Ee Aksun hapishaneye girdim diye görüşmeyeceğimizi mi sandın? Hemen sahile gel! Eğer gelmezsen telefonundan kordinatlarını bulur ve etrafındaki insanlarla birlikte seni yakarız. Bunu kesinlikle yapacağımı eski anılarımızdan bilirsin değil mi? Eski dostum...Ahh Demir bir otelimi yakmıştı. Çok büyük zarara uğramıştım. Pff şimdi de bununla uğraşamam. Aslında burayı yaksa bir şey olmaz. Herkesle kaçarım. Benim daha bir çok mekanım var. Az da olsa zarara uğrayacak olan kişi Rüzgar'ın babası ve biraz ben. Olsun ben gideyim. Zaten sıkılmıştım.

Bizimkilere "Olay var millet. Biliyorsunuz olayları severim. Ben gittim." dedim. Zaten hemen sonra zil çaldı.

Gitmeden önce silahçıya uğramak aklıma geldi. Aslında kimse silah almıyordu. Salih abi kimse silah almadığı için kös kös otururdu. Ve gene oturuyordu.

"Salih abi hadi gene iyisin seni zengin etcem. Bana iki (nette on saat araştırma) Browning Hi-Power atsana."

"Oo kimleri görüyoruz. Hayırdır. Olay mı çıktı gene." dedi.

"He abi yaa Demir çıkmış herhalde. Amaan olsa olsa vurulurum. Öldüğüm de üzülecek birisi yok. Siktir et. Sen bana ver." dedim. Salih abi benim abim gibiydi. Beni iyi anlardı.

"Doluna bak ben varım, Tatil takım, Can, Burak, Cenk ayrıca bütün çalışanların seni çok seviyor. Yurt dışındakilerden bahsetmiyorum bile bence bu kadarı yeterli. " haklı lan. Adam haklı beyler dağılın.

"İyi, dikkat ederim. " silahları bana verdi.

Elime silahı verdiğinde silahları ceketimin gizli ceplerine tıkıp hemen sahile koşmaya başladım.

KESKİN MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin