Hay amk yaa yeni bölüm yazarken fark ettim. Önceki bölümde bir sürü paragraf yazmıştım. En az 500 kelime olan bir sürü paragraf... Silinmiş yaa Tutun kollarımdan düşerim şimdiiii... Ya yeni bölüm paylaşacağım zaman sonuna mesajımı verdim ama fark etmemişim... Artık nasıl bir malsam...
Neyse iyi okumalar... Çikolata parçacıklı dondurmalı ve nutellalı yahni'lerim. Evet artık siz bir Çikolata parçacıklı dondurmalı ve nutellalı yahni'siniz Vatan'a Millet'e hayırlı olsun. Bura çok uzun oldu. Buralar hep dutlukt- neyse daha fazla salaklaşmayalım. İyi okumalar 😝😘😄😚😛
İyi.
O kahkaha atarken ben alışveriş arabasından atladım ve bir kaç tane daha alışveriş arabası aldım. Tabiki başka şeyler de alıcam sizi cayıllar. Cahil olmak suçsa öldür beni Pakize...
Alışveriş arabalarının hepsini iç içe soktum ve ilerletmeye başladım. Beni gören insanlar 'Bu hangi bağın gülü. ' şeklinde bakıp Türk olmaya bir adım daha yaklaşmışlardı. Allah'ım gelip gittiğim her yerde izimi bırakıyorum, bak ne kadar özenerek yarattığın kulunun sana layık olmaya çalışmasını. Önceki cümlede yaptığım Türkçe harikasını da atladım sanmayın o da bir mükemmeliyet belirtisiydi.
Çikolata reonuna geldiğimde etrafa bakıp sırıtmaya başladım. Bunların hepsini yiyip her tarafının kırmızı kırmızı küçük noktalar oluşmasını sağlamak vardı... Ehehe tabi ki böyle bir şey yapıcam hıh. Alerji değil de garip bir şeydi. Neyseydi. Önemli olan çikolataydı. Benim için en hakiki müşrit bir uykuydu iki çikolataydı üç bademdi. Eh tabi bir de bademli çikolatamı yatakta yiyiyorsam demeyin keyfime.
He en son çikolata alıcaktım. Euzu besmele çekerek bütün çikolatalara elimi daldırıp hepsinin en az yarısını arabaya koydum. Şimdi bunu taşımak vardı. Üşeniyordum. Allah belamı verecekti. Allah belamı yeterince vermişti. Daha fazlasını kaldırmazdım. Fak tu wörld. Fak tu haribo. Yok haribo güzeldir onu faklamıyalım. Fak to internette oyun oynarken sürekli karşıma çıkan barbi giyindirme oyunları. Fak tı polis to mega nıramen. Neydi bu ya. Bi şarkıda duymuştum... Her neyse. Şimdi Rüzgar'ı bulacaktım. Nerde olabilir.
Kesin kişisel bakım reonundadır Dolunay, ped alcaktır kendine. De bi git mayyak.
Tamam be ne atar yapıyon. Bi tahmin yürüt işte.
Oyun mağzası gördük girişte orda olabilir, tişört yürüttün ondan belki yeni almak ist-
Derken kafamda bir baskı hissettim. Arkamı döndüğümde Rüzgar'ın baskıyı yaptığını hissettim ardından elime kafamdaki şeyin ne olduğuna baktım. Bir kepti. Şu sıralar sürekli karşıma Newyork işareti olan siyah sade bir kepti. Kep koleksiyonuma ekleyebilirdim.
Ahh tabi size bahsetmedim. Keplerimin kendine özel evleri vardı. Şekillerine, renklerine ve süslemelerine göre kendi odaları vardı. Bir anlık boşlukta Deniz'in aldığı evin yedek anahtardan dolayı her hafta bir tane eksiliyordu. Tabi her ay 10-15 tane de artırıyordum. Benim yaptığımı kim söyledi. Çalışanlar da halledebilirdi.
Tabi konumuz bu değil konumuz yeni bir kepim olmuştu. Ne kadarda datlıydı.
"Bu ne? " dedim sanki onun olsada almayacakmışım gibi.
Gözlerini devirip "Koltuk takımı. " dedi. Vay puşt. Dalga geçiyor.
"Ah ne kadar da güzel bir koltuk takımıymış. Ama sana yar etmem. Kendime alcam. " dedim. Evlencem ben senlen... Hayır yani keple. Hayır kepi kendime alıp evlencem yani. Offf!
"İşte bunu yapacağını bildiğim için... " kafamdakinin aynısından bir tane daha kepi arkasından çıkarttı. "... kendime de aldım. " deyip şirince sırıttı. Bende şirince sırıttım. Ve arkamı dönüp başka alınacak bir şey var mı diye baktım. Ki yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KESKİN MAFYA
HumorŞincik düşündüm de bu kitap asla basılmayacak, ve ben boşuna burda edebiyat yapmış olacağım o yüzden ben kitapla alakalı minnak şeyleri buraya yazayım. Dolunay; Aslında çok eğlenceli fakat tanımadığı insanlara karşı sebepsiz samimiyetsizliği ve coo...