Yolcu

805 59 3
                                    

Biraz bekledikten sonra Rüzgar mekandan çıktı. Yan koltuğa oturdu ve beni süzmeye başladı. Bu bakışardan rahatsız olsamda bir şey demedim.

"Sen nasıl bir kızsın ya. Normal kızlar makyaj veya saç yapar. " dedi. Hıh. Tabiki makyaj yapıyorum! Deniz'in zoruyla...

"Elimde olsa hiç yapmam ama yakın olduğum şahsiyetler makyajın, özel günlerde zorunlu olduğunu düşünüyor. " gayet açıklayıcı oldu.

"Çok garip. Daha önce hiç yüzünde makyaj olmayan bi kız görmedim desem. Annem hariç... " sanki uzaklara daldı gibi oldu gözleri.

"Annene bir şey mi oldu?" dedim. Iı Rüzgar'ın babasıyla karısı galiba ayrıydı. Ama çaktırmasam daha iyi.

"Hayır sadece babamla ayrılar. Aslında birbirlerini seviyorlar. " dedi.

"Peki niye ayrılar? " dedim. Biraz düşündü.

"Büyük aşklar kavgayla başlarmış. Onlarınki de kavgayla devam etti. Birbirlerini sevmelerine rağman gururlarına yediremiyorlar. " dedi.

" Benimkiler de öyleydi. Ama hiç ayrılacak kadar olmamıştı. " dedim.

"Aahh. Neyse iyice duygusallaştık. Sevmiyorum böyle ortamları. Okula gidiyoruz. " dedim. Hayır inek değilim. Sadece okulu hakkımla bitirmek istiyorum.

"Pekalaa... zaten babamı kızdırmak istemiyorum. " dedi. Arabamı çalıştıdım. Okula sürdüm. Okula giderken telefonum çaldı. Bluetoothlu kulaklığımdan açtım.

"Ne var genee..! " dedim. Sinirlerim bozuldu behh.

"Aldığımız bilgilere göre Brenda Almanya'daymış. Ablasını almak için geldiğini tahmin ediyoruz. Birkaç gün durup gidecek. Yani iki gün zamanımız var. Biz mi halledelim yoksa jetinizi ayarlamamı ister misiniz?" Bu kadar bilgiyi nasıl bulmuş lan.

"Oha be Mert be oha be. Bu kadar bilgiyi nasıl buldun yaa. Doğru söyle lan ajanlıktan istifa edip bize mi geldin? " dedim. Gür bir kahkaha atıp. "Hayır. "

"Tamam. Emin olmak istedim. Bir de ben... " saate baktım ve 15.43 olduğunu gördüm. " ortalama iki buçuk saat sonra gelirim. Jetimi ayarla. Bak sakın Brenda'nın ablasına dokunmuyoruz. Yanıma sekiz adam yolla yeter. " dedim. Bu sırada okulun otoparkına girdim.

"Pekala. " diyip kapattı. Otoparkdan çıkarken arabayı kilitlemediğimi fark ettim. Omzumun üstünden arabama baktım ve arabamı kilitledim. Önüme baktığımda Rüzgar hala bana bakıyordu.

'Ne bahtın gollum hayır mı? 'bakışımı attım.

O da bu bakışı anlamış olacak ki. Kahkaha attı. Bir garip kahkahaââ!.. tövbe.

"Gerçekten senin kadar garip bir kız görmedim. " dedi. Tabi yavrum ne sandın.

"Tabiki yani benim ki kadar mütüşlü birini hayatında bir daha göremezsin. Bu kadar güzel, bu kadar zeki bu kad- dur bi dakika ne anlamda söyledin. " bir daha kahkaha attı.

"Bilmem. Onu da sen düşün." diyip yanımdan ayrıldı. Sinir. Sinir. Sinir.

Okula doğru yürüdüm. O sırada telefonum yine çaldı. Ahhh...

"Yine ne var Mert... " dedim.

"Vayy bee... Adımızı bi Mert yapmadığın kalmıştı o da oldu. Ben Deniz canım Deniz. " dedi.

"Hı pardon yaa başım ağrıyo zaten beni Mert'den çok kimse aramadığı için yoksa ben sana Mert dermiyim, Mert. " ne kadar puştum değil mi Yarabbim.

"Hıı aynen demezsin. Kanka haftaya okul kapanıyoorr vee ben sana yine mahyaj yapcem. (Kötü kız kahkahası). Ve kankacığım, biriciği-"

"Aha ciğimlere başladı kesin sevmediğim bir şey isteyecek. " dedim. Sıçtık ki ne sıçtık.

"Ne alaka yaa- " dedi. Uff iki saat şu sohbeti yapamam.

"Anan alaka Yağmur, anan alaka hadi ne istiyon. Söyle Yağmur hadi."

"Tamam. Kanka. Hıı... blya elbse gysne ." Nah!

"Hayır. Kesinlikle olmaz. " dedim. Ben ve elbise giymek tühpt.

"Ya kanka bak makyaj yapcam. Elbise giymeden makyaj yapılır mı? Bak lütfen lütfen lütfen. "

"Hayıır." elbise kadar saçma bir şey var mı yaa. Ne kadar itici bir şey. (Sadece yazarın düşüncesi böyle)

"Ya niyee. Bak sadece bir kere bir bak sadece bir. Noolurrr..." yaa off.

"İyi tamam bir kere elbiseyi sen seç. Ama bak sade bir şey olacak yoksa giymem. Tayt tişörtle gelirim oraya. " dedim. Tehtite bah beeğğ.

"Olley. Tamam. Aşırı sade bir şey seçeceğime söz veriyorum. " dedi. Ya ben şimdi fark ettimde. Biz aynı okulun içinde telefonla konuşuyoruz.

"İyi. Hadi kapat. Kapat ben oraya geliyorum. " dedim. Allah'ım kibarlıkta mastır yaptım.

"Tamam." dedi ve kapattı. Ben de bizim sınıfa doğru yürüdüm. Derste değildiler. Herkes etraftaydı. Tabi bizimkiler Yağmur yüzünden kafeteryada.

Kafetaryaya doğru gittim. Kafeteryanın içine girdiğimde zaten yemek yemesinden dikkat çeken Yağmur'i görünce yanlarına doğru gittim.

Erkeklerde ordaydı. Sevgilisi Sinan bile ona çok garip bakıyordu. Ama ben alışkındım. Zaten evime acıktığımda gelir. Dolabımı bitiri giderdi. Dolap boş çıktığında ise Nur Yerlitaş bakışı atıp 'Bu ne biçim ev sahibi' derdi.

Ama bir şey var ki ben ondan kat ve kat fazla hızlı yerdim. İkimizde bir kilo dahi almazdık.

Bende oturup "Hasan abi ik- yok dört hamburger yolla." dedim. Bir anda gözler Yağmur'un üstünden gidip bana döndü. Ne be Allah Allah. Alt tarafı dört hamburger yiyicez.

"Noluyo yaa. Naptım amk. " dedim.

"Yok yaa. Ne olcak? Aynı anda dört hamburger yemek kadar normal bir şey yok zaten. " dedi Onur. Gözlerimi devirdim.

"Sen sus zaten sana sinirliyim. Bana vurmaya çalıştın." dedim. Bana hahhaah bana hahah bana...

"İyi ya ye bir şey demedik. Ve zaten sana vuramadım. Sen vurdun. Tövbe aklıma bir şeyler geldi. Zina bunlar beynim sus. " dedi. Ne kullanıyo acaba bu çocuk.

***

Okul bitiminde arabamla eve doğru sürdüm. Eve geldiğimde arabamı park ettim. Saat 17.00 olmuştu. Melisa'ya baktığımda basketbol denemeleri yapıyordu. Maç varmış. Erkekler kızlara karşı. Pff... Tabiki kızlar kazanacak.

Hızlıca hazırlandım. Sırt çantamı aldım. Ve arabama ilerledim. Arabama (Porshe 911) bindim ve hava alanına gittim. Orda hava atcam... Dkenjhrejvddndb...

Hızla giderken arkamda bana yakın olan ve beni takip ediyor gibi bir araç gözdüm. Yalan olmasın tırsmadım değil yani. Tamam mafyayız falan ama şurdan silahla iki çiuv çiuv işimiz biter yaneh.

Biraz daha hızlandım ve hava alanına geldim. Hemen çantamı aldım ve jetime yönlendim. Bir anda önüme Rüzgar çıktı. Hayır kişi olan Rüzgar... La bu olaylar sadece filmlerde olmuyo mu?

"Noluyo beeğğ? " dedim. Uff geçenlerde yine kibarım... peki.

"Bende geliyorum." dedi. Bi sen ekiktin Rüzgar. Aslında tek sen varsın ama yani eksintin.

"Ne diyon ya. Bak bu iş Demir işine benzemez. Sen git basketbol oyna. Kötü çocuk kitaplarındaki gibi masum bi kızı etkile falan ne biliyim git. " o çocuklar yahuşuhlu oluyodu demi. Aha bak bu. Amk çocuk yakışıklılıkta nirvanaya ulaşımış yani.

"Hayır. Biliyorum. Brenda'yı bende biraz hırpalamak istiyorum. Lanet, kendisi bir dostumu öldürdü. " dedi. Hmm araştırtırım merak yok. Gözünde meraklı gibi görünmek istemem.

"Gerçekten soru sormayacak mısın? Herkes merak eder. Tanrıım. Ne değişiksin. " doğruyu söylicem. Zaten bu yüzden yalan söyleyemem. Annemde yalan söylediği için öldü. Bende ona benzer bir son istemiyorum.

"Eve gidince Ateşi arayıp hakkında bilgi edinmeye çalışıcam. Eğer bulamazsa merakımı içime atıcam. Birisinin gözünde meraklı gibi görünmek istemem. Bu kişi sen olsan bile. " dedim. Yalan söylemedim değil mi? Evet.

"Pekala jetimi kaçırıyoruz. Hadi gidelim." dedim.

KESKİN MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin