Fifirik

136 51 6
                                    

Medya: Barış ve bu bölümü yazarken dinlediğim şarkı. İyi okumalar

Barış'ın ağzından:

Saat gece 1 olmak üzereydi. Evde tek başıma film izliyordum. Savaş hala eve gelmemişti, kim bilir hangi kızın yanındadır? diye düşünürken; zilin çalmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım ve Aysel ablayı erken gönderdiğim için kapıya kendim bakmak zorunda kaldığım aklıma gelince zilin 2. kez çalmasını da dikkate alarak, kapıya koştum.kapıyı açtım ve Savaş'ın ayakta duramaz halini gördüm. 

Alaylı ve sarhoş bir dille: "Ne haber kardeşim?"

Kolunu boynuma doladım. Kahretsin neden odası üst katta olur ki? diyerek onu odasına çıkardım. Koca bebek sarhoş olmuştu, çok içmiş. sadece babamızın ölümünde bu kadar sarhoştu. Bilinci yerinde değilken arabayı nasıl sürdüğünü merak etmiştim. Duşa girmeden yattı ama uyumaktan çok aptal gibi güldü.  Sonunda uyudu, bende odama gidip her akşam yaptığımı yaptım...

Efsane'nin ağzından:

Güneşin rahatsız edici ışıkları ile uyandım. Göz bantlarım gözümde değildi ondandır diye düşünürken lanet okudum onlara: İnşallah o lastikli yerlerinizi gerip gerip bırakarak işkence ederler size. bir dakika her yer bembeyaz öldüm mü? diye sorarken kolumdaki serumdan hastanede olduğumu anladım. 

"Kimse yok muuuu?  doktor hemşire?" beyaz önlüklü bir kadın koşarak geldi. 

"Beni buraya kim getirdi?"

"Neden buradayım diye sorarsın sanmıştım."Zaten başımda lanet bir ağrı varken soruma cevap verseydi ölür müydü? zaten her tarafım ağrıyor. Aptal hemşire inşallah banyo yaparken götün soğuk fayansa değer." Hala aptal gibi yüzüme bakıyordu. 

"Evet neden buradayım onuda söyle ama önce ilk sorum: Beni buraya kim getirdi?"

"Siz yaşlarında iki genç getirdi. Dün gece 12:30'da araba kazası geçirmişsiniz. Si-" sözünü tamamlayamadan  iki genç geldi bunlar o kadının bahsettiği gençler olmalıydı. Şimdi hatırladım onları yarış pistinde bir kaç kez görmüştüm.Sarışın olanı 32 diş sırıtarak:

"iyi misin?" Diye sordu.Yanındaki esmer 1.80 boylarındaki koluna vurarak:

"Daha yeni kaza yaptı ne kadar iyi olabilir?" Komik görünüyorlardı. Aklıma Mira geldi. Acaba neredeydi? diye düşünürken sarışın çocuk düşüncelerimi bölüp: 

"Adım Caner, bu Karamurat'ta Mert"  dedi." 

"Olum senin beyninin yerinde ne var lan ? kaç kere demem gerekiyor bana Karamurat deme diye!?" 

"Bende Efsane." diyerek onların tartışmasını böldüm.Adının Caner olduğunu öğrendiğim çocuk,

"Vay be! isme bak. Tam bilim kurgu filmindeki iyi taraf ismi. Dostum bu isim bir harika.Neyse ben kahve almaya gidiyorum. Size de alayım mı?" dedi Caner. 

"Bana da alır  mısın?"dedim.

"Tamam ekselansları ben 2 kahve ve 1 enerji içeceği alıp  uçarak geliyorum özgürlüğe uçacağım."güldüm. Caner gitmeden murat onu fazla saçmaladığını belirtmek adına yanındaki yastığı Caner'in kafasına fırlattı ama Caner:

"Acımadı ki acımadı ki! nihahahaha"

"siktir git lan." aradan 2 dakika sonra Mira koşarak odaya girdi ve gözleri benim üzerimde değilde yaklaşık 10 saniye Mert'in üzerinde dolanırken guinnes (yazar nasıl yazıldığını bilmiyor :O) rekorlar kitabına 'EN UZUN SÜRELİ BAKIŞMA' olarak yazılmasını rica etmeyi aklımın bir köşesine kilitledim. Sonra onlar hala bakışırken Caner elindeki kahveli masaya bırakıp; dudağını büzerek eliyle algida reklamındaki çocuk gibi kalp şekli yaptı. Bu hareketini bozan benim gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırmam ve Mert'in Caner'in elini bükmesiyle sonlandı. Mira yanıma koşup: "Nasılsın? iyi misin? ne oldu? gibi sorularından sonra Caner:

"Efsane ekselanslarını yormayalım lütfen. birde şu fifirkler bittiyse  gidelim mi?"

"fifirik ?" dedim soru sorarcasına.

"Bu kelime' Canerist' sözlüğünde anlamsız işler, saçma şeyler anlamına geliyor." dedi Mert. Hemşire gelip: 

"İşlemler bittikten sonra taburcu olabilirsiniz."

"O zaman biz fifirikleri bitirip gelelim, sende Efsane ekselanslarına yardım et. Sonrada uçarak çıkalım"

"Tamam" diyerek güldü Mira.Mert'in gitmeden Mira'ya bakması gözümden kaçmadı tabii.

"Teşekkür ederim  klasik ama siz olmasaydınız ölebilirdim."Mert konuşacakken Caner:

"Bu bizim görevimizdir ekselansları, ayrıca caneristler aşkına orada 100 kişi vardı. birisi ilgilenirdi ama kalfam ve ben dedi göğsünü kabartarak; "Bu işi biz üstlenip ekselanslarına yard-" diyemeden Mert onu odadan temkinlice uzaklaştırdı.

                                                                                      ***

Bizi eve Mert ve Caner bırakmıştı. bende yatağımda uzanmış, her evden farklı olarak annemlerden kalan para ile yaptırdığım tavanı cam olan yatak odamdan gökyüzünü izliyordum.  Her anne lafı geçtiğinde bir ortamda hüzünleniyordum. Mira da olmasa olanları atlatamayabilirdim. Bende onun yeri çok büyük gerçekten... Gözlerimi hayal dünyama yummadan gözbandımı takmayı unutmadım. Bugünkü gibi olsun istemem bugün tavanı kapatmadan hayallere dalarak uyudum...

Yeni bölümümüzle karşınızdayız. henüz 2.  bölüm olduğundan çok heyecan yok fakat olayları geliştireceğiz.

 bu bölümü beraber yazdık bilginize... umarız beğenirsiniz.

Barış'ın Efsane SavaşıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin