5. Bölüm

68 7 4
                                    


Annem kulağımın dibinde bağırıp beni uyandırma çabalarının boşa olduğunu anlamış olmalı ki odadan çıktı. Sabahtan beri beni uyandırmaya çalışıyordu ama ben akşam o olaydan sonra eve gel yat derken baya geç olmuştu bu yüzden gözlerimi açamıyordum. Dün o tanışma falan derken baya geç olunca sonra konuşmak için sözleşip evlerimize dağıldık.

Bir kaç saat kalmıştı buluşma zamanına. Hemen üzerimi giyindim ve buluşacağımız kafeye gittim. Kimseyi göremedim. Daha gelmemişlerdi. Boş bir masaya oturdum. Burası güzel bir yerdi loş bir ışıklandırma vardı. Ve insanları rahatsız etmeyen kısık seste müzik çalıyordu.

Kısa bir süre bekledikten sonra Somer geldi. Ama uzun bir süredir bekliyoruz halla Umay gelmedi. Artık baya sıkıldım. Ya neden bu kadar geç kalmıştı ki.
Somer baya sinirlenmişti. Bunu yüz hatlarından anlaya biliyordum. "Neden halla yok?" diyebildim. Karşımda bu kadar sinirli durması beni tedirgin ediyordu ve bu durumdan çok sıkılmıştım. "Bilmiyorum"dedi. Sesli bir şekilde nefes vererek. "Baya geç oldu. Bence artık gelmez."dedim. Anneme bir iki saatliğine çıkıcam demiştim.
"Benim artık gitmem gerek." dedim tekrar. "Tamam hadi gidelim." dedi.
"Hoşçakal o zaman"dedim. "Dur seni ben bırakırım."dedi. Onu daha tam tanımıyordum ve evimi bilmesini pek istemem yani. Ne kadar benimle aynı durumda gibi gözükse de belki o akşam hepimizi oraya o çağırmıştı ve sinirli gibi davranarak kendini masum göstermiş olabilir. Emin olmadan kimseyle yakınlık göstermemem lazım.
"Teşekkür ederim ama ben kendim giderim." dedim. Yürümek iyi gelirdi hem bana biraz düşünme fırsatı olurdu.
Başka hiç konuşmadık ve ikimizde kendi yollarımıza ayrıldık. Acaba neden böyle bir şey olmuştu. Bu insanlarla benim nasıl bir bağlantım olmuştu ki bende aralarındaydım. Onu geçtim neden bizi buluşturmuştu. Bir şey mi söyleyecekti birileri. Peki ne söyleyecekti? Ya da neden akşam? Söylenecek bir şey de yok ki. Neden söylemedi eğer söyleyecekse? Saçma düşüncelerimi bir yana bıraktım. İnsanları hiç bir zaman anlayamamıştım ki şimdi bu karmaşık şeyi hiç anlayamayaçağımı biliyorum.

Eve gelmiştim. Ayaklarım çok ağrıyor. Hemen odama çıkmayı planlamıştım ki annem karşıma geçip yine konuşmaya başladı. "Kızım nerdesin sen. Bari bu kadar zaman yok olucaksın anne geç geleçeğim de. Bir iki saat sonra gelirim dedin akşam oldu"dedi. Annemin yanaklarını öptüm. "Anne ne zamandan beri beni merak eder oldun."dedim ve odama çıktım.
•••
Burada vakit zor geçiyordu. Buluşmamızın üzerinden tam iki gün geçmişti. Ben ise bütün günü odamda kendi halimde geçiriyordum. Ve onlardan hiç bir şekilde haberim yoktu. Umay'ı merak ediyordum. Ama ona ulaşabileceğim bir bilgi de yoktu elimde onun hakında bildiğim tek şey ismiydi. Belki dışarı çıkıp biraz gezsem rastlayabilirdim sonuçta burası küçük bir yer. Ama belki de o buluşmaya kendi isteğiyle bu olanları saçma bulduğu için gelmemişti. Düşüncelerim o kadar karışıktı ki kendimi bir labirentin içinde yolu bulmaya çalışıyormuş gibi hissediyorum.
O kadar karmaşık.

Çalan telefonumla elimdeki kitabı kenara bıraktım. Numara rehberimde kayıtlı değildi. Kim olabilirdi ki? Beni genelde arayan kişiler sayılıydı. Telefonu açmakla açmamak arasında gidip gelsemde merakıma yenik düşüp açtım.
"Lavin" ses tanıdık gelmişti ama bir an kim olduğunu anımsayamadım. Zihnimi biraz zorladıktan sonra bu kişinin Somer olduğunu anladım. Benim numaramı nasıl bulmuştu? Ona numaramı söylememiştim. "Efendim"dedim. Sorumu sonraya bırakarak. Çünkü beni neden aradığını daha çok merak etmiştim.
Telefonun karşısından derin bir nefes alışı işitim. Sanki söylemekte güçlük çektiği bir şey vardı. Bu beni daha da meraklandırdı.
Bir şey mi olmuştu acaba? Ya da direk bunların hepsini kendinin yaptığını itiraf edecekti ve bunu söylemekte zorlanıyordu.  Bir an bunun olması için dua ettim. Bu karmaşık düşünceleri kafamda yok etmek için böyle bir itirafa ihtiyacım vardı.
"Sana söylemem gereken bir şey var." dedi.
Evet işte söyleyecek. "Seni dinliyorum." dedim. Oturma pozisyonumu daha dik bir duruma getirdim. Ve onun söyleyeceklerinin her şeyi açıklığa kavuşturmasını istedim içimden.  "Umay kayıp." dedi. Ve ben bu karmaşıklıktan kurtulmak için beklediğim cümleler beni daha da karmaşıklığa sürükledi. Sanki ben suyun yüzüne çıkıp nefes almak için çabalarken su beni içine çekiyordu. Her çabalamam ve bunu ümit etmem beni daha da dibe batırıyordu.

Gizli GölgeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin