1) Kalbazan #kimbucesum

722 51 27
                                    


KALBAZAN 

Tür: Genel kurgu

Yazar: kimbucesum 

-Sahi kim bu Cesum?-



İnsan hayatı, yazılmış tüm kitapları okumak için fazlasıyla kısa.


Hadi Bismillah! Başlıyoruz. 😄

___________________________
Eleştirdiğim ilk kitabın, beni bu mecrada en çok heyecanlandıran kitap olmasından, son derece hoşnutum. Özellikle de seçmiş olabilirim tabii! 😄
__________________________

İnsan, düşünme yetisiyle ayrılır tüm varlıklardan. İlk başta da kendisini düşünür.
Kahramanımız Sırça da, içimizden biri zaten. Kim olduğunu, hayattaki yerini sorgulayıp duruyor. İsmi bile bir sorun onun için.
"Beyninin bir köşesini hiç durmaksızın kemiren küçük bir fare gibi aklını meşgul eden başka birşeyin olmadığı her an, biçimsizliği hakkında yeni baştan düşünmeye sevk ederdi onu." Diyor yazar, bu konuya değinirken.
Hepimizin kendiyle ilgili benzer takıntıları var aslında. Sağdan bakınca burnum büyük duruyor mu, niye dayıma çekmişim, soyadımızı hangi kıymetli büyüğümüz seçti, gibi!😄

Yine Sırça, genele uyup mutlu olmadığı bir yerde, mecburi hizmetine devam ediyor. Ama alışmak da insana özgüdür. Ve Sırça da uyum sağlamış, en azından deniyor.

Sorun şu; olmak zorunda bırakıldığımız noktada, diğer piyonlar tarafından oluşturulan ve kabullendiklerimiz dışındaki şartlara maruz kalınca neler olacak? Değişecek miyiz, isyan mı edeceğiz?
Benim bu hikayeden, payıma düşen soru, şimdilik bu!
Hikayelerin bana soru sormasını isterim. Hayatla bir 'soru'nu olmalı hikayenin, di'mi ama?

Kişiliğine uymasa da, magazin muhabiri olmak zorunda kalan, takıntılı, vicdanlı, düşünceli Sırça Saray'ın hayatına eşlik ediyoruz bu hikayede. Onun sorularına birlikte cevap arıyor, onu onunla birlikte tanıyoruz. Şu hayal kahramanları çok şanslı gerçekten! Asla yalnız kalmıyorlar. Peh! 😒

Her hikaye, gerçek hayatı taklit eder. Ama bazıları, aslına diğerlerinden daha yakındır. Benim bu öyküde en sevdiğim şey bu; herşey gerçek gibi. İtina ile araştırılmış işlenecek konu; bir magazin muhabiri ne yer, ne der, nasıl çalışır? Gerçek bir insandan ayırmak mümkün değil hiçbirini!

İsimleri bile özenle seçilmiş; Banu Bihin mesela. Bi' hinlik var kadında belli. 😉

İnsan okurken; bu da bunu demez, böyle yapmaz, bu da abartı demiyor.

En büyük eleştirim yine bu noktada. Gerçeğe en yakın haliyle okuyoruz olayları, hatta neredeyse izliyoruz. Böyle olunca da, hayal gücünü kullanma hakkımızdan yoksun bırakılıyoruz ve gerçek zamana uygun yürümesi nedeniyle -hikayelerde herşey bir anda olup biter ya- tüm hikayeyi parça parça okumak insanı tatmin etmiyor.

Evet, gelelim bir diğer önemli noktaya; anlatım. Duru, net, temiz bir anlatımı var hikayemizin. Ne betimlemelerde boğuluyor, ne ruhsuz; kararında herşey. Kelimeler, ifade ettikleri anlamı taşıması için özenle seçilmiş.

"... İkaz ışıklarına benzer canlı bir kırmızıya boyanmış ince dudaklarının bir yanındaki hafif kıvrılmayı gülümsemeden sayarsanız, keyifli olduğu bile iddia edilebilirdi."

Örneği de verdiğimize göre diğer konuya geçelim. Hımm, daha ayrıntılı mı açıklayayım? Peki!

İkaz ışıklarının rengi kırmızıdır, burda benzetme yapmış yazarımız. Aynı zamanda Banu'nun kişiliğine atıf yapmış. Yine, dudaktaki kıvrılmayı gülümsemeden 'sayarsanız' demiş, keyifli olduğu bile 'iddia edilebilir' demiş. Kelimelerin kullanılışına bakın. Karakterinin kişiliğini, tek bir cümle ile vermiş. Hem de, yüz ifadesini anlatırken. Ders anlatma işi bana göre değilmiş, yoruldum, diğerlerini de siz bulun!

Gelelim, en sevdiğim cümlelere! Ben her hikayede bir yerlere takılırım. Ya siz?

Altını çizmeden okunan kitap kitap değildir. Ya da bir yere yazalım, yazık kıyamam o kitaba!

Altı çizilecek yerler de, genellikle tespitler ya da söz sanatlarının kullanıldığı yerlerdir.

"Gerçek bir insan her bakımdan kusursuz olamazdı; çünkü o gerçekti ve kusurlu olmaya mahkumdu."
Çok yerinde, karaktere uygun, akışta sırıtmayan, hikayenin ana fikirlerinden birini özetleyen bir tespit. Gel de beğenme!

Bir alıntı yapmış yazarım, çok beğendim. "Erkekler hindiye benzeyebilir, ama eğer özgüvenli bir hindiyse sorun yok." Çok tatlı ya! Çirkin erkek yoktur, özgüvensiz erkek vardır. Yazarımız, erkek okuyucuların gönlünü de çeliverirmiş.😉

Espriler, belki alışık olduğumuz Cem Yılmaz esprilerinden değil, ama zaten onunkileri başkası kullanınca komik olmuyor. Bunlar daha özgün espriler. Ben en çok, Sezen'in Sırça'ya zorla pasta yedirdiği bölümdekini sevdim. Onu da siz bulun!😉

Diyaloglar, ahenkli, muntazam... Üstelik diyaloglar konuşma diliyle, diğer kısımlar yazı diliyle yazılmış.😇

Virgül kullanmış virgül! Daha ne olsun? Okuyun, feyz alın.

Hiç mi beğenmediğin şey olmadı derseniz, kapak ve 3S'nin zihnimde canlanmaması derim.

Kapak fazlasıyla sade, tam Sırça tarzı.
-E aramızda bir gönül bağı kuruldu, biliyorum tarzını-
Ama sayın yazarcım, o ne öyle? "Kılavuzu kalbi olanın burnu b.ktan kurtulmaz"mış. Ay, küfre karşıyım, yeşilaycıyım ben bir kere; kafa bulandıran tüm şeylere gıcığım! Kötü sözler söyleyip mecazla hakareti ayırt ettirmeyin bana, kafam karışıyor.😔
Anlatmak istediğini kısa ve öz anlatmışsın tabii, amacını anlıyorum, görmezden geliyorum. Şimdilik!😉
Bu arada kitabın üstüne kahve fincanı koymuşsun leke olmuş, söyleyeyim dedim.

Bir de 3S var tabii. Esas kahramanlar. Sırça, Sezen, Selim... Yazarın S harfine takıntısı var sanırım. 😊
Ama ben, hiçbiri net tasvir edilmediği için gözümde canlandıramıyorum. 🙄Mekanı bile gözümüze sokan yazarcım, bunları ne zaman anlatacaksın?

Ama karakter derinliklerine bayıldım. Hepsi ayrıntıyla geçmişlendirilmiş*, hislendirilmiş* öz hakiki insan kıvamında.
Hatta Sırça'nın ailesinin derinliği boyumu bile geçti. Baba, emeklilik hayallerini sosyal tesislerde açıklamamış mı bir de, ailenin sosyo-ekonomik kökenini bile öğrendik ya!😅

___________________________

Gelelim benim yazımın ana fikrine. Yazmak ciddi bir iştir. Ne kadar ciddiye aldığınız, sizin kim olduğunuzu gösterir!

___________________________

Oh be, anlattım rahatladım. Böyle güzel yazın, canımı yiyin!

Böyle kitapların sayısının artması dileğiyle! Ellerine, aklına sağlık yazarcım!

İmza: Şimdilik en büyük hayranın Ahmak Islatan

Eleştirsem Roman OlurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin