14

13 2 0
                                    


Bugün güneşe bakmak isteyen fakat bakamadığı için ağlayan küçük bir çocuk gibiyim. Ya da elinden şekeri alındığı için ağlayan bir çocuk. Kim olduğumu bilemiyorum artık. Kendimi kaybettiğimi ve bulamadığımı hissediyorum. Ruhum saklambaç oyununda bir dahi. Gözlerime güneş ışığı doğarken içim hala karanlık, loş bir yer. Oysa ki ben böyle biri değildim. Ne oldu peki bana ? Bu hissettiklerim büyümenin yan etkileri mi yoksa ? Peki bu çektiğim acılar ne zaman son bulacak ?
Bugün aşkından harap olmuş Züleyha gibiyim. Bugün aldatıldığını bilen fakat hala aynı adamı seven Sezen Aksu gibiyim. Bugün ellerimi birine kenetlediğim günlerden birindeyim.
Bugün yine seni seviyorum. Hep seni seviyorum. Ama hakediyor musun bu sevgimi bu da muamma. Ben şair olsam sen şiirime doyamazsın. İşte bu yüzden ey sevgili boş kelimelerle şiir yazmaya lüzum yok. Bırak iki kelime kalsın senden bana. Bırak, gelme. Kirletme sevgimi bana gelerek. Sen oralara aitsin ve oralar çok şanslı.
Biraz önce antidepresanlarımdan içmiş gibiyim. O yüzden kafam biraz dumanlı. Kusuruma bakma ey sevgili. Sen bir ejderhaydın ve sen beni yakarken bile ben sana koşuyordum. İnsan şaşırıyor. Yarayı açan kişinin gelip tekrar iyileştirmesini bekliyor. Ben de bekledim sevgili ejderham. Yanlış yapıyoruz be dostlar. Bu hayat beklemeyi haketmiyor lâkin elden avuçtan ne gelir ? Yarayı kapatmak için ancak ve ancak yarayı açan gereklidir. Yoksa o yara ömür boyu kanar. Sen iyileştiğini hissedersin ama dostum sadece ölümün tatlı uykusundasındır. Uyan ! Uyan sevgili dostum ! Ağla. Ağla ki içinde kalmasın tuttuğun kelimelerin ve bağırmaya çekindiğin çığlıkların. Gözyaşları kurtluş yoludur o mahzeninden.
Başını da şişirdim ey dostum kusuruma bak. Özetlersek eğer iki kelimeyle koskoca çığlığımı ; Başkasına gülüyor... ☁

Siyahın El KitabıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin