11 ♛

25 2 0
                                    

Bugünlerde kafamın içi allak bullak. Bir karışıklığın içerisindeyim sanki. Bazen durduk yere gözlerim bir noktaya sabit kalıyor ve bedenim özgürlüğü yaşarken ruhum hayallerin elinde tutsak kalıyor. Ah nedenini bir bilsem. Düzeltmez miyim bu kahrolasıca vaziyeti ?

Bir arkadaşım bana " Allah insanın üstüne kaldırabildiği kadar dert yükler. Bunu biz büyütürüz. Sabırlı olmalısın. " derdi. Sabırlı olmak kolay. Geç de olsa sabırlı olmayı öğrenir insan. Fakat sorun o derdi kaldırabilmek. Altında parçalanmamak.

Yine bugünlerde davranışlarımda bir şeye daha takıldım ve ziyadesiyle düştüm. Şöyle ki ; televizyon izlerken, yürürken veya kitap okurken bir zaman nefesimi tuttuğumu ve bir an da derin nefes alıp veriyorum. Bu davranışım sıklaşmaya başladı son zamanlarda. Sanırım içim bir anlığına ölüyor veyahut komaya giriyor. Derin nefes aldığımda ise tekrar diriliyor. Bu kafamdaki bir kurgu sadece. Belki de sadece akciğer kasılmasıdır. (Tıpta akciğer kasılması var mı ondan da şüpheliyim. )

Beni çileden çıkaran ise nedenini bilmiyor olduğum. Biliyorum herşeyij bir nedeni var. Belki bunun da bir nedeni vardır. Ama benim şu an haberim yok. Veya haberim olabilir ve aptalı oynuyor olabilirim. Aslında bu hipotezim daha ağır basıyor. Çünkü her konuda aptalı oynayıp bilmemezlikten gelmek ve susmak beni anlatan bir cümle. Bazen umudum tükendiğinde ve hüznün 3 boyutlusunu yaşadığımda kafam bana komutan misali emirler vermeye başlıyor. Şöyle diyor ; "Bak kızım kendine gel artık. Nereye kadar üzül üzül. Güçlü görünmelisin. Sen kadınsın. Sil gözyaşlarını. Millete konuşacak malzeme verme. Güçsüz , ezik derler. Siktir et artık. Kimin umrundasın ki ? " diyor. Ve azarlamaya başlıyor beni çocuğu gibi. Ben ise sadece dinliyorum ve izliyorum aynadaki yansımamı. Acaba kötü biri olsaydım daha mı fazla sevilirdim ? Denemekten zarar gelmez diyor iç ses. Kaybedecek neyim var ki ? Kalbim mi , ruhum mu , bedenim mi ? Kendinden nefret eden birisi için karınca seçenekler bunlar. Bir mikrop gibi gözle görülemeyecek kadar küçük.

Deliriyor muyum yoksa ? Nedir bu davranışlarımdaki tutarsızlık ? Bir yerden sonra kelimelerim tükeniyor, çıkamıyor kalemimden, dökülemiyor sayfacıklara. Türkçe yabancı bir dil gibi geliyor, çözemediğim. Yazılarım o kadar dağınık ki kalem şaşırıyor ne yazdığına. Sayfalar ise boyun eymekte mecburen bu arap saçı cümlelerime. Düşünüyorum. Dünyada sizce neden iyi insanların sayısı azaldı ? Nesilleri tükenmekte...

Siyahın El KitabıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin