Bu kadar insanın biranda bana bakması,içimde ki siniri eziyordu.Salak yerinemi konulmuştuk?! Eğer öyle bir niyeti varsa şimdiden ondan nefret etmiştim.Babam bu kızamı güvenmişti.Hadi ama onunda haberi yoktu..Şaşkın,korkulu ve soru sorarcasına bakan gözlerin arasından Sümeyye'yi buldum.Şimdi bağırmam falan gerekiyordu,yapmak istiyordum ama birşeyler fikir düzenimi bozuyordu.Yüzümün ne hâlde olduğunu tahmin bile edemiyordum.Sümeyye bağdaş kurduğu yerden etrafına belirli mimiklerle bakınarak-sessiz kalmalarını söylemeye çalıştığından emindim-doğrulmaya çalıştı.Borda koltuğa yaslanmış,beyaz tenli çocuğun dizine kafasını koymuş,kızıl saçlı kız elinde ki küçük radyo'yu tekrar açtığında herkes sinirle ona doğru dönüp hep bir ağızdan konuştular.
"Kes şunu hemen!"herkesin aynı şeyi söylemesi kıza yeterli gelmiş olmalı ki huzursuzca mırıldandı.
"Pardon!"cümlesinin daha uzun olmasını tercih ederdim ama kısa olmuştu ve tekrar kaçamak bakışlar beni bulmuştu.
Neler oluyordu?
Sümeyye gözlerini kırpıştırdı.suçluluk hissine kapıldığını anlasam da bu beni yumuşatmazdı.Kavrıyamıyordum ki zorda olurdu.Ev arkadaşım gecenin bir vakti kafa bulmuş olmalı düşüncesine geri dönmek istedim.En azından öyle birşey olsaydı herşey daha kolay olurdu.Ortada net bir sorunumuz olurdu.
"Havle..Şey..aslın da biz"Sümeyye kendini fazla zorluyordu.Zorlaması pek bir işe yaramasada genizden ahenkli birşekil de gelen mırıltısıyla koltukta oturan kesinlikle yayılandı,tuhaf giyinimli yabancıdan bakışlarımı çekmeme yardım etmişti.
Bütün sinir uçlarım karıncalanıyor ve bedenimde ki panik hâlâ tazeydi.
"Ben anlıyamıyorum,bunlar kim? Ve burada ne işleri var?"işaret parmağımla odayı işaret etmiştim.Sesime hakim olamıyor ve fazla sert,itici bir ton kullanıyordum.Avucumu alnıma bastırıp,sinirle Sümeyye'ye tekrar baktım."Birde bu saatde! Sen iyimisin? Unutma bu ev ikimizin ve birbirimize saygı duymak zorundayız!"son cümleyi tıslar gibi söylemiştim.
"Tamam.Bak sen odana git.Uyu.Ben burayı hallediyim sonra..Şey.Yani konuşuruz"
"Uyumak mı? O kadar kolaymı yaa.Uyumakta fazla zorlanan birine dediğin şey'e bak.Bu konuda seninle beraber biryere varamayız bence!Gecenin bir vakti salak bir sesle!..Uyandırıldım"dedim.Elinde radyo olan kızın sinirle soludu.
"Kusura bakma cidden..Tamam sen eeee şey odana git sakinleş bir"konuşurken omuzlarımı tutup beni sakinleştirmeye çalışıyordu.
"Sümeyye burada sorun bir tane değil ki dolu.Erkeklerin benim evimde ne işi var anlıyamıyorum.Cidden söylermisin beni asıl eve kabul etmenin amacını!" Sümeyye yerinde küçülür gibiydi,söylediklerime cevap bulabilmek için çırpınıyordu.Herkes rahatsız olmuş olmalı ki bu durumdan, ayaklanmaya başlamışlardı .
Ayağa kalkan bana alay karışımı bakıp,Sümeyye'ye birşeyler mırıldanıyorlardı.Biri hariç herkes ayaktaydı.Ne yapacağımı önceden kavrayamıyor ağzıma kuyuya düşen taşlar gibi cümleler yuvarlanıyor,bana ise haykırmak kalıyordu.
"Gidiyoruz zaten.."
"Umarım ilk ve sondur!Evimde erkek istemiyorum,gece vakti ses asla"sesim hayli yükselmeye başlamıştı.Etraftakilere abartan fazla abartan biri geliyor olabilirdim ama ben buydum,bunu öğrenmiştim.Zaten gecenin bir vakti böyle bir durumla karşılaşan biri daha fazlasını yapmaya hak kazanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜREĞÎM SENÎN OLSUN
Genç Kurgu18 yaşında ki Havle Hafızoğlu,Ünüversite hayatına adım atmanın heyecanı'nı yaşayarak gittiği şehir de.Baba dostu'nun kızının evinde aldığı tatlı,beyaz renkler'le kaplı odaya sahip olurken;tanımadığı,kendi sınırlarını aşan ve uzak olması gereken biri...