Ne yapacağımı bilemez halde odamda bir o yana bir bu yana gidiyordum.Yeni bir mesaj sesi daha duydum.
"Kapınızı çalayım mı, yoksa geliyor musun ?"
Bir mesaj sesi daha,
"Biliyor musun, okuduğunu görebiliyorum ?"
Bir anda telefonu elimden attım.İzleniyorum sanmıştım ama tabii ki de bu salak whatsapp güncellemesi yüzündendi.
Ellerim titrerken telefonu yataktan aldım ve cevap kısmına tıkladım.
"Tamam, geliyorum.Ama bizim evin yakınındaki parka git oraya gideceğim.Sakın beni bekleme."
Birkaç saniye sonra mesaj geldi.
"Tamam."
Hemen hazırlanıp çıktım.Park zaten çok yakındı.
Salıncakların önündeki banklardan birinde etrafına sabırsızca bakınarak beni bekliyordu.Kahverengi saçları her zamanki gibi dağınıktı.Yalnız bu sefer sanki saçlarını çekmekten öyleydi.Mavi gözleri kıpkırmızıydı.Uyumadığı bana sabaha kadar attığı mesajlardan belliydi zaten.
Beni görünce hızlıca ayağa kalktı ve bana sarıldı.Benimde ona sarıldığımı görünce daha sıkı sarılmaya başladı.Sonra elleri iki kolumu sıkıca kavradı ve beni biraz kendinden uzaklaştırdı.
"Beni bıraktın diye öyle korktum ki."
Bir daha sarıldı.
Sonra korkarak benden biraz ayrıldı.
"Yani...Beni bırakmadın değil mi ?"
İçime kaçan sesimi bulmak için boğazımı temizledim.Ne diyeceğimi, nasıl anlatacağımı bilemiyordum.
Ama şansıma sesim beklediğimden bile iyi çıkmıştı.
Nasıl anlatacağımı bilemesemde ona her şeyi -Kıvançla evde olanlar dışında-anlattım.
Duydukları karşısında afallamıştı.Bunu bakışlarından bile anlayabilirdiniz.Bir anda ayağa kalktı ve sol elini saçlarının arasına atıp çekti.Sanki acısını böyle çıkarmaya çalışıyordu.
"Ben salağın tekiyim Hayal.Bu piçin bir şeyler yapacağı belliydi.Benim seni korumam gerekirdi."
Sağa sola doğru dönüp duruyordu.Sanki ona katılsam patlayacaktı.
Bir şey söylemedim.
Durdu ve,
"Salağım ben salak.Gerizekalıyım,beyinsizim."
diye sanki gökyüzüne bağırıyordu.
Etraftaki çocuklar ebeveynlerinin yanına koşturmuşlardı.Oysa o kadar da ürkütücü değildi.Bir kere bu çocuğun bağırmasından ne zarar gelebilirdi ki ?O kadar tatlı bir yüzü vardı ki insan ona kızamazdı bile.Yani benim açımdan...
Bakışları bana döndü.Ama sesini alçaltmıştı.
"O haklı!Nefret ettiğim o herif haklı.Elimdekinin değerini bilemiyorum."
Evet soru işaretleri.Yine kafamın içerisinde yumurtaya ulaşmaya çalışan spermler gibiydiler.Hepsi belli bir cevaba ulaşmak istiyordu yani yumurtaya.Ortada fol yok, yumurta yok sözü buraya tam olurdu.İşte ilk ve asıl sorum:
"O herif de kim ?"
Kafamın içerisindeki en büyük soru işareti işte buydu.
Çünkü Selimle tanıştığımdan beri benden kendisiyle ilgili bir sürü şeyi saklamıştı.Mesela ailesi, arkadaşları, evi hatta okulu.Bir insan sevgilisinin okulunu nasıl bilemez bana da sormayın ama bilmiyordum işte.Soru sorduğumda nasıl bunlardan kurtuluyordu anlayamıyordum.Galiba ben annemin de dediği gibi bazı şeylerde gerçekten saftiriğin tekiydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçış Yok !
Jugendliteratur"Ben sana benim dediklerime uymazsan olacakları söyledim güzelim.Sıra sende ne diyorsun ?" İstemsizce alt dudağım titremeye başlıyor.Ve olacakların farkında olmadan hayatımın en zor "tamam" kelimesini söylüyorum.O kadar kötü ki.Boğazıma takılan çık...