Yazmayalı çok uzun zaman oldu ve şuan çok geç bir saat bu yüzden bölümü ikiye böldüm.Hepinize çok tişikkirlir ! Bütün okuyucularıma burdan sulu babaanne öpücüklerimi yolluyorum:*Ama galiba çoğunuz burayı okumuyorsumuz.Neyse okuyucu sayımız arttıkça çok seviniyorum.Yalnız lütfen iyi, kötü eleştirilerde bulunun.
Niysi hikayede geçen bölümde ilk defa Hayal ve Kıvanç daha fazla yer aldı.Bu bölüm daha fazla var.Umarım bölümü beğenirsiniz^^
Multimedia'da Kıvanç var.
-HATIRLATMA-
Arkamızı döndüğümüz sırada gürültülü bir ses geldi ve acı vücuduma yayılmaya başladı.Hatırladığım son şey ise Hayal'in ağlayarak "Beni Bırakma!" diye bağırmasıydı.Sonra hissizleştim ve gözlerimi kapattım.
^^Hayal'in Ağzından^^
Kan...Küçücük bir yara ama etrafına yayılan kıpkırmızı, bordo renginde sıvı, o küçücük yaradan etrafa yayılan litrelerce kırmızı sıvı..
Kanı görünce her zaman kötü anılar aklıma gelir.Bana kötü şeyleri çağrıştırır.Mesela küçüklüğümde yaşadığım bir olayı.
1. Sınıftaydım ve arkadaşlarımla piknik yapmaya bahçeye çıkmıştık.Arkadaşlarımdan birisi jelibon aldı.Sonra jelibon paketini açmaya çalıştılar.Jelibonu getiren kız açamayınca hepimiz sırayla denemeye başladık.Jelibonu eline alan 2. kişi açamadı yanındakine verdi.O da açamadı yanındakine verdi.O da açamamıştı ve bu sıra bende demekti.Jelibonu getiren kız o sırada konuştu "Hayal zaten yapamaz, bırakın.Ben bir daha deneyeyim."dedi.Ama ben çok sinirlendim ve jelibonu yanımdaki kızdan kaptığım gibi hiddetle açtım.Jelibonun poşeti ikiye ayrıldı.Jelibonlar yere düştü ve jelibon poşetinin keskin kısmı parmağıma ufak bir çizik attı.Herkes bana bağırmaya başladı.
"Size demiştim Hayal yapamaz diye !"
"Paramız boşuna gitti.Hayal hepsi senin yüzünden oldu."
"Hiçbir şeyi beceremiyorsun.Ninem olsa sana beceriksiz derdi !"
Çok üzülmüştüm.Hiçbir zaman konuşkan bir kız olmamıştım.Bir anda hıçkırarak ağlamaya başlayıp tuvalete kaçmıştım.Ama asıl sorun parmağımdaki küçücük çizikten oluk oluk kan akıyor olmasıydı.Sonrasını hatırlamıyorum.Uyandığımda kolumda bir serum vardı.Öğrendiğim şey ise hemofili hastası olduğumdu.
Ben gözlerimi dikmiş, Kıvanç'ın yarasına bakarken birisi bana dokundu.Bu Kıvanç'ın yanında okulda gördüğüm çocuktu.
"Hadi hemen gidelim.Onu hallettim." deyip eliyle Berk'i gösterdi.
"Ta-tamam."
"Fazla önemli bir şeyi yokmuş gibi duruyor.Korkma, betin benzin atmış.Merak etme bu ilki değildi."dedi gülerek.
Sinirlendim.Gerçekten bu övünülecek bir şey miydi ?!!
"Bir de bununla övünüyor musun ?!!"
"Yavaş gel kızım !Eğer bu çocuğun elinden kaçmak istiyorsan hemen gitmeliyiz."
Hızlıca kafamı salladım ve ayağa kalktım.
Çocuk da Kıvanç'ın kolunu omzuna attı ve
"Dayan kardeşim !" dedi.O arada Kıvanç gözlerini açmaya çalıştı ve "Ölmedi, ölmedi." diye sayıkladı.
Kıvanç'a yardım eden çocuk ilerideki arabayı gösterdi."Şu araba bizim.Kapıyı aç."
Arka kapıyı hemen açtım.Çocuk Kıvanç'ı dikkatlice yerleştirdi ve elime arabanın koltuğunun arkasındaki bölmeden bir tişört tutuşturdu.
"Al bu tişörtü ve yaraya bastır.Ama kız gibi değil.Anladın umarım."
"Tamam."
Bu işleri bilirdim.Bir hemofili hastası olarak bilmeniz gerekir.
Çocuk ön koltuğa geçti.Hızlıca arabayı döndürdü ve sanki otobandaymışız gibi (!) sürmeye başladı.Tamam burası çok ünlü ve güzel dağ evleri olan bir site olabilir ama kesinlikle yolları güzel değildi(!).
Asıl önemli olay Kıvanç'ın sürekli konuşur halde olmasıydı.Sürekli bir şeyler sayıklıyordu.
"O,o ölmedi.Hayal..." Hayal mi ?Şimdi bu kelime olarak hayal mi, yoksa isim olarak mı ?İşte bu olmadı.Böyle ad konulur mu ya ?Ne güzel Ayşe var, Nur var, Fatma var.Fatma...Tamam Fatma olmasında (Adı Fatma olan varsa çok özür dilerim^^) Zeynep var mesela.Ne güzel isim.Ama gelmişler bana en kafa karıştırıcı ve en asılası ismi koymuşlar.Asılmaya çalışan her erkek mi "Biliyordum.Sen bir hayalsin.Yoksa böyle bir güzellik olamaz." diye asılır.Biraz kafanızı çalıştırın.
Ben yine saçma sapan düşüncelerime dalmışken söylediği şey beni benden aldı."Hayal seni...seni bırakmadım."
Ama bu olmadı ki canım !Bnm svglm vr.Nys sn ölysn glb.s.s
Benim aklıma ne diyeyim ben ?!!Beynim her kötü veya düşünülmesi gereken durumda durumu kötüye vurup beni toparlamaya çalışıyor.En kötüsü de sınava girdiğimde oluyor.Soruyu anlamayıp anlamsız anlamsız bakmaya başladığımda eğer soruda Ayşe ile Mehmet varsa ve birlikte ders çalışmaya gidiyorlarsa aklımdan "Ayşe kim bu Mehmet elalemn çocuğuyla ödev yapıyorum ayağına ne yapıyorsun sen ?" gibi göster ama elletme bari kıvamına geliyorum.
"Seni bırakmadım." cümlesini bir şekilde beynimdeki düşünme sıralarının en arkasına atıyorum ve sırada ikinci sıaradaki yaraya tüm gücünle bastır öne geçiyor.
Ormanlı alandan çıkmamız biraz uzun sürüyor.Beni asıl endişelendiren ise Kıvanç'ın tamamen uyku halinde olmasıydı.
Bunu çocuğa söyledim.Bu arada çocuk demişken bu çocuğun bir ara kesinlikle adını öğrenmem gerekiyor.
"Farkındaysan bacağından vuruldu.Yani ucunda ölüm yok ! Ayrıca neden bayıldığına gelirsek bir sporcu gibi beslenmiyor fakat bir sporcunun yaptığı en ağır ve zor hareketleri yapıyor.Belli miktarda protein, yağ ve karbonhidrat almadığı için vücudu kendini toparlayamıyor."
"Senin biyolojin iyi mi ?"
"Sayılır.Biliyoruz işte birkaç sey.Neyse geldik."
Bir hastanenin acilinin önünde duruyorduk.
Multimedia'ya uyduğunu düşündüğüm idolüm olan güzel Demetria'nın şarkısını koydum.Ayrıca bu bölümde Hayal'in dış görünüşü olarak düşündüğüm fotoğraf var yani zaten Hayal Barbara ama kıyafetleri ve makyajı olarak düşündüğüm fotoğrafbu.Tabi başka bir dış görünüş isterseniz değiştirebilirim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçış Yok !
Teen Fiction"Ben sana benim dediklerime uymazsan olacakları söyledim güzelim.Sıra sende ne diyorsun ?" İstemsizce alt dudağım titremeye başlıyor.Ve olacakların farkında olmadan hayatımın en zor "tamam" kelimesini söylüyorum.O kadar kötü ki.Boğazıma takılan çık...