4.Bölüm

3 1 0
                                    

Hızlıca ilerliyorlardı. Düşman yaklaşık 10 dakika önce karaya çıkıyordu, şimdi ne yaptıklarını bilemiyorlardı. Bir anda arkadan gelen lazer atışıyla aracın arka pervanesi vuruldu. İkisi de savaşın burada olacağını anladı.

Mert, Aakil 'i omzundan tutarak Aircycle'dan atladılar, araç ise taklalar atarak ileride durup patladı. Aakil hemen tabancasını çıkarıp siper alırken Mert ise düşmanı rahat görmek için ayağa kalktı, sonuçta süper asker. Etrafı hızlıca inceleyip "Tahminlerime göre on binlerce robot şimdilik sadece sağ tarafımızda yer almış." dedi. Yerde yatan esmer adam ise "O zaman arkanı buradan kollayacağım, sen aralarına dalıp biraz elektriğinden ver. Unutma, büyük bir saldırı yaptıktan sonra kollarındaki dinamo sisteminden enerji toparlamak için yumruklarınla saldırı yap yoksa bedelini ödersin." dedi. Bu tavsiye üzerine süper askerimiz ufak bir kahkaha atarak düşmanlarının arasına daldı.

Şarjörü az olduğundan hemen bitirmek istemeyen Aakil tabancasını sadece hazırda tutuyordu ki duruma bakılırsa ateş etmesine gerek yok gibiydi. Önüne gelen düşmanın devrelerini hızlıca yakıp parçalayan Mert, güçlü saldırılar yapıp aniden yüzlercesini hallederken sonrasında metal yumruklarıyla teker teker indiriyordu.

Aradan 5-10 dakika geçmişti ki geriye yüzden az robot kalmıştı. Mert yaralanmamıştı ama Aakil bacağından yaralanmıştı. Esmer adamı hızlıca patlayan aracın arkasına bırakıp düşmanının üzerine yürürken gökyüzünden gelen lazer atışlarını fark edip hızlıca hepsini absorbe etti. Durmadan üzerine gelen lazer saldırıları kesilince düşmanını gördü. Ellerinde pompalı tüfeğe benzer iki lazer silahı, sırtında uçmasını sağlayan jet çantası ve suratına çapraz yönde çizilmiş mavi çizgili bir robottu. Bir süre sonra havalanıp uçmaya başladı ki Aakil onun uçma motorunu vurdu. Yere çakılan robot, sinirli bir şekilde "O lazeri sıkanın kafasını koparıp top sektirirmiş gibi sektireceğim." diye bağırdı.

"Siz inançsızlar ne cüretle Tanrı GoxMenos'un kutsal savaş şefi Gebbon'a saldırırsınız?"

Mert ise alaycı bir ifadeyle "Kıytırık bir robotun kıytırık köpeği." dedi. Bu laf üzerine iyicene sinirlenen robot, kulak tırmalayıcı bir sesle "Sen bana köpek diyip, ilahıma hakaret edip de yaşayacağını düşünüyorsan yanılıyorsun!" dedi. Ardından silahlarıyla durmadan ateş etti lakin hiçbiri Mert'i yaralayamadı. Kimisi absorbe edilirken kimisi de ona değemeden geçti gitti. Bunun üzerine deliye dönen Gebbon, her yerinden mini roket ateşleyicileri ve lazer droidlerini çıkarıp her şeyiyle ateş etmeye başladı ki yine aynı sonuçla karşı karşıya geldi. Öfkeden kudurarak oradan oraya zıplamaya başladı, Mert ise bu duruma daha fazla katlanmak istemediğinden Gebbon'u yok edecekken arkadan gelen bir lazer ışınıyla yere düştü. Neyse ki son anda fark ederek atlamıştı ki lazer, zırhlı omzuna denk geldi. Hayatta kalan diğer düşman robotlarına sertçe bir bakış attı, sonrasında büyük bir saldırıyla hepsini küle çevirdi. Bu boşluğu fırsat olarak değerlendirmek isteyen Gebbon lazer silahını ona çevirdiği anda eline gelen atışla silahını düşürdü. Aakil'den yine başarılı bir isabet daha. Hemen arkasına dönen Mert, hızlıca koşup sözde kutsal savaş şefine bir yumruk atarak yere devirdi. Ellerini yumruk yapıp ilerlerken yanına yaklaşan Aakil'i fark etti.

"Dostum, tam anlamıyla silahlarınla uyumu sağlamışsın gibi."

"Aynen, doğrusu sen de iyi nişan alıyorsun."

"Bir aralar tabanca ve tüfek gibi silahlara ilgim vardı da."

"Anladım, neyse şu robotu da halledeyim de sonra konuşmaya devam ederiz."

Robotun işini tam bitirecekken arkadan oldukça gür bir ses duyuldu. Arkalarına döndüklerinde düşmanın yük gemilerinden birisinden geminin yarı büyüklüğünde, siyah renkte bir top vardı. İkisi tam olarak ne olduğunu anlamadı, Gebbon konuşana kadar:

Bir HataHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin