Emre
"Nasıl çıkacak"
Ali ellerini birbirine kenetlenmiş, bacaklarının üzerine de kollarını yaslamis bir şekilde karşımda oturuyordu.
"Benim bir planim var"
"Peki bu plan işe yaramazsa?"
Diye araya girdi Selin Alinin koltuğunun üst kısmına oturarak."Yaramamasi mümkün değil"
"Nasıl bu kadar eminsin? Emre bu bi oyun değil"
Dedi Ali ayaklanarak."Bunun gayet farkındayım Selin. Siz sadece bana güvenin...Ali, en cokta sen, lütfen. Tugceyi ordan bi kurtaralım herşeyi anlaticam size söz"
"Tamam"
Ali ani bir şekilde kafasını yerden kaldirip istediğim cevabı verdiğinde yüzümde tebessüm belirdi."Bugün görüşme var değil mi?"
Diye sordum bunun üzerine."Evet"
"Hadi gidelim. Tugeceyede anlatmamız lazim"
Ikisinde beni onaylandıktan sonra evden çıktık.
"Benim arabaya"
Dedi Ali arabasına binerken. Ardından da Selin ve ben bindik.*
"Iyi misin canım?"
Dedi Selin hızlı adımlarla Tugcenin yanına gidip karşısına otururken."Idare ediyorum iste siz?"
Dedi Tuğçe Selinin ellerini tutarken."Ayniyiz biz de..."
"Abicim Selini gördün bize pas vermiyorsun" dedi Ali cakma bir sinirle dolu gözleri esliginde.
Tuğçe Ali'nin bu sözü üzerine ayağa kalkıyor ve sarılıyor ona. Bense uzaktan onları izliyorum suçlu bir şekilde."Abim benim"
Diyor Tugce kokusunu icine çekerken. Bende onun kokusunu içime çekmek isterdim..."Babam falan nasıl?"
Diyor sonra Ali'den ayrılırken. Bakış acima Selin'in gergin hali gelince kaşlarim catiliyor."Sadece biz varız artik"
Diyor Ali boğazını temizledikten sonra. Gözlerim şaşkınlıkla açılırken ne yapacağımı bilemiyorum."N-ne...N-nasıl?"
"Intihar etti şerefsiz"
Tuğçe bişey diyemiyor. Sanki boğazı kuruyor. Dili tutmuyor.
"Ali şimdi konuşmayın bunu ha?"
Selin araya girip olaya müdahale ederek azda olsa gerginliği bozuyor.
"Ya Ali onlar biraz Emre ile tek mi kalsalar?"
O sırada gözleri beni buldu. O kadar duygu ile bakıyordu ki secemiyordum hangi duygunun daha yoğun olduğunu.
"Yalnız kalsınlar biraz hadi"
Dedi Selin Aliyi cekistirerek. Ikiside Tugceye gulumsedikten sonra gittiler. Odada sadece biz kalmıştık."Özür dilerim"
Dedim başımı öne eğerek."Ne için?"
Dedi beni sasirtarak. Hızla kafamı kaldirip o yeşil gözler ile bulusturdum gözlerimi."Gidicez burdan. Bu akşam"
Dedim olaya birden dalış yaparak. Ona büyük adimlarimla yaklaştım ve ellerini tuttum."Burdan cikicaksin, gidicez"
"O nasıl olucak?"
"Ben ayarladım herşeyi. Sen güven bana, lütfen"
Dedim gözlerine bakarken."Emre,"
Dedi titreyen sesi ve dolan gozleriyle."Seni seviyorum"
Nazlı
"Nazlı,"
Diye seslendi mutfağın kapısından bana bakarken. Gözlerimi o koyu renkli gozlere sabitledim ve buruk bir şekilde gülümsemeye çalıştım."Eve-"
"Nazlı ben özür diler-"
"Birkaç parça eşya alicam burda yokta"
Dedim onun içini rahatlatarak. Içinde biriktirdiği nefesini disari verdi tebessüm ederek ve yanima geldi."Bende geliyim mi?"
"Gel" dedim sol omzumu hafifçe kaldırarak.
Askiliktan deri ceketini aldı ve kapiyi acti. Önden ben ciktim. Ardından da Savas çıktı evden. Arabasinin kilidini acti anahtarla. Aynı anda bindik arabaya.
"Bu baristik anlamına mi geliyor?" Dedi arabayı calistirirken. Ona kaçamak bir bakış attim ve önüme umursamıyor gibi bakmaya devam ettim.
"Sana güvenmek istiyorum,"
Dedim gözlerim kapalı bir şekilde."Inaniyorum" diye de ekledim ardından. Önüne bakarken güldü sesi çıkacak şekilde.
"Seni seviyorum"
Dedi bana bakarak. Otomatik olarak yüzüm kızardı ve ona baktim bende. Sonra hızla gözlerimi kirpistirip önüme döndüm."Savas önüne bak"
"Hala benden utaniyorsun Nazli, utanma"
Dedi boğazını temizlerken.
Ben hiç konuşmadım sonra. O da agzini bir kere olsun açmadı. Sonunda eve geldiğimizde çabuk olmaya çalışarak kemerimi çıkardım ve arabadan indim. Zile bastım ama açan olmadı."Yok mu evde?"
Dedi arabadan inerken o oda."Bilmem"
Diyerek zile basmaya devam ettim."Boşuna basma kizim evde yok kimse"
Dedi bir kadın sesi. Sesin geldiği yere baktigimda balkonda bir teyzeyi görmüştüm."Ne oldu ki?"
Dedim onu tam görebilmek için geri adım atarken."Ambulans geldi hastaneye götürdüler"
Dediğinde olduğum yere civilendim."Ne..."
Diyebildim sadece kısık sesimle şoktan çıkmaya çalışarak."Silah sesi geldi sonra bunu duyanlar falan ambulans aradı onlarda gitti"
"Nasıl ya?"
"__________ _______ hastanesi dediydiler"
"Sağol teyze" dedim ve kosarak arabaya gittim.
"Savaş çabuk"
"Tamam, sakin ol"
Beraber arabaya bindik. Kemerimi ellerim titrerken takmakta gerçekten çok zorlanmistim. Savas arabayı çalıştırıp gaza koklendi ve hastaneye doğru sürmeye başladı.
*
"Zafer Yılmaz" dedim danışmaya babamın ismini verirken.
"Suanda ameliyatta hanımefendi. Ameliyathane koridorun sonunda"
"Sağolun" diyip koşarak bayanın tarif ettiği yere gittim.
"Nazlı sakin ol bi"
"Ya nasıl sakin olayım Savaş" dedim ve bunun üzerine biraz yavaslayip yürümeye devam ettim.
Ameliyathanenin kapısına vardığımda sandalyede oturmuş, ağlayan bir kızı görmeyi beklemiyordum.
"Sen kimsin?"
Dedim onun ilgisini çekip bana bakmasını sağlayarak. Bana cevap vermek yerine dikkatle incelemeye başladı beni."Asıl sen," dedi ve aklına bisey gelmiş gibi durakladı biraz. Elinin tersiyle gözyaşlarını sildi ve yuzune buruk bir gulus yerleştirdi.
"Nazli Yılmaz?"
"Evet de sen?"
"Ben kardeşin tatlım..."
![](https://img.wattpad.com/cover/64946856-288-k75892.jpg)