Bölüm 7: Gözleyen Cesetler

258 36 19
                                    

Akşam olduğunda Eugen'i aradi Tobias. Yarın için hazır olduğunu belirtti. Eugen memnun bir ifadeyle karşıladı. Yarın sabahtan yola çıkacaklarını belirtti. Tobias da onaylayıp kapattı telefonu.

Lena'yı aramalıydı. Ne konuşacaklarını bilmiyordu oysa. Son görüşmeleri söze gerek bırakmamıştı. İroni de buradaydı ki ikisinin de açıklamaya ihtiyacı vardı.

Tobias telefonu elinde döndürüp durdu. Bir kıvılcım için bekliyordu. Aniden rehberden onu bulup arama tuşuna basmasını sağlayacak... Her ne kadar öyle bir şey olmayacağını bilse de, inatçı bir umutla bir süre bekledi. En sonunda o kıvılcımın gelmeyeceğini bildiğini kendine hatırlatıp arama tuşuna bastı. Oysaki beklediği kıvılcım tam da buydu.

3. tonda açıldı telefon. Sesini duyduğunda, onu ne kadar özlediğini fark etti.

"Efendim?"

"Selam, nasılsın?"

"İyiyim, sen?"

"İyiyim, yarın sabahtan çıkıyorum. Arayım dedim."

"Ya?"

"Hı hı."

"İyi yapmışsın, ne yaptın bütün gün? Hazırlık ile geçmiştir."

"Evet, Kort ile eşya topladık. Yorucuydu."

"Öyle demek. Neleri alacaksın yanına?"

"Amcamın tuttuğu evin eşyaları varmış zaten. Kişisel eşyaları topladık. Kalanları tekrar yerine koyduk. Tabii günün yarısı Kort'un dalgalarıyla geçti. Annemin Bee Gees albümünü buldu da."

"Ve senin sandı." diye tahmin yürüttü Lena.

"Aynen öyle." dedi Tobias gülerek. "Müzik çalara taktı; neredeyse dört saat durmadan dinledik."

"Dört saat mi?" şaşırmıştı.

"Sorma, çok fazla eşyam varmış. Haberim bile yok."

Lena hafifçe güldü. Hafif bir sessizlik oluştu. Ardından Lena konuştu.

"Kaçta çıkacaksınız yola?"

"9. Amcamın dediğine göre."

"Erkenmiş."

"Pazartesi iş başı olduğu düşünülürse, çok değil."

"Doğru. Vay be, ilk defa bu kadar ayrı olacağız. Uzun süre hem de..."

"Değil mi?.." diye hak verdi Lena'nın şaşkınlığına. Buruk bir acı hissetti göğsünde. Gitmeyi istemiyordu. Lena'sız gitmeyi istemiyordu. Sessizlik hakim oldu kısa bir süre.

"Çok ani oldu." diye yakındı Lena.

"Biliyorum. Yapabileceğim bir şey yoktu. Reddedemeyeceğim bir teklifti. Sen de biliyorsun."

"Haklısın, ama işte... Çok ani oldu ya."

Tobias gülümsedi.

"Ben de beklemiyordum."

"Orada ne diyecektin?" diye sordu birden Lena.

"Nerede?"

"Orada, dansta."

Tobias soğuk terledi. Akan terler tenini ısıttı. Buz gibi nefes verdi, oysa içi için için yanıyordu.

"Böyle söylenecek bir şey değil ki..." diye geçiştirmeye çalıştı. "Yüz yüze söylerim. Başka bir zaman."

TERS SAVAŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin