Anahtar'ı ele geçir

43 3 1
                                    

Bir süredir gizlediği benliği kendisini tamamen ele geçirmişti. Bu yaşadığı son felaket ardında getirdiği fırtınayla içindeki insanlığı da alıp götürmüştü.
David araba da sarsılırken kendine geldi. Sürüklenmiş gibi görünüyordu.

"Nereye gidiyoruz?"

Alice arkasını döndü.
"Varana kadar uyanmaman gerekiyordu"
yüzünü alayla buruşturdu.

David bunun söylediği en saçma şey olduğunu düşündü. Buradan kurtulmak son şansı olabilirdi ve bir şekilde hayatta kalmalıydı.

"Durdur şunu yoksa atlayacağım"
önde bağlı olan ellerini arabanın kapısına yaklaştırdı.

"Umrumda değil ne yaparsan yap blöfüne kanmayacak kadar tanıyorum seni kıymetli canını tehlikeye atacak bir şey yapmassın kendini beğenmiş"

David arabanın kapısını açıp bağlı ayaklarını bacaklarıyla sürükleyerek kapıya iyice yaklaştı. Alice yavaşlamıyordu bile.

"Ne yaparsan yap"
David kaşlarını çatmış ona doğru bakıyordu. Sonra yeniden kapıya döndü. Ağaçlar rüzgarda hışıltıyla sallanırken onun tek duyabildiği kalbinin çarpıntısıydı.

"Zaten bir kere öldüm ve zaten öleceğim zamanı fark etmez"
Bu iç soğutan sözlerle birlikte aşağı doğru kendini bırakmak için bir hamle yaptığında kapı yüzüne çarptı ve hemen ardından da kilitlendi.

"Hiç bir yere gidemezsin"
Onu Dean ile kaldıkları yere götürüyordu.
David anlının kenarına bir darbe almıştı ama bu darbe bu kez onu sadece sersemletmişti. Pek bir şey hissetmemişti şimdiden buna alışmış gibiydi. Acıya alışmak şuan için başına gelen en iyi şeydi.
Hayatı uğruna geri getirdiği annesi geldi aklına, içindeki dalgalanmaya engel olamadı. Alice'i seviyorken şimdi her şey ters düz olmuştu.
Kalbi bu kez öfkeyle çarpmaya başladı. Sarsılıp geriye yaslandı. Ellerini dizlerinin arasına alıp parmaklarının ulaşabildiği bağlı kısmı çekiştirdi.
Sarsılırken eli ipin üzerinde bir kaç kez kaymışı ama yeniden ipe ulaşıp çekiştirdiğinde sonunda ipi gevşetebilmişti.
Aklını toparlayıp hızlı hareket etmeliydi.
Alice ön aynadan kendisini ara sıra gözetliyordu. David kendisini izleyen bakışları hissettiğinde başını kaldırıp gözlerini dışarı yönlendirdi.
Bedeni de göz kapakları gibi yorgunluğa karşı gelmeye çalışıyordu.
Ellerini ipten tamamen kurtardığında bir gevşeme hissetti:sanki bir yere hapsolmuş ve ilk kez gün ışığıyla tenini buluşturduğu bir an yaşamıştı işte bu gerçekten özgürlüktü. Yapması gereken tek şey hızlı hareket etmekti.
Ayaklarına uzandığı an her şey fark edilirdi. Arabadan çıkamazdı ve Alice'in ne kadar güçlü olduğunu test etme cesaretini kendinde bulamıyordu. Geçen sefer kendisini Jeremy'i ele geçiren bir melek kurtarmıştı. Belki gene bir şansı olabilirdi.
Alice onu öldümek istemiyordu.
Bunu bir an düşünse de bunun mantıksızlığının farkındaydı. Kendisini hapsetmeyi sağlayacak tek anahtarı da kendi elleriyle fırlatıp atamazdı. Bedeninde bir karıncalanma hissetti. Orman yolu daralıyor ve üzerine gelen ağaçlar kendisini yavaşlatıyordu. Sanki yolda değil de bambaşka bir yerde gibiydi. Gök yüzü yerle bütünleşir gibi oldu. Kalbinin en derininde hissettiği ufak bir ses yükselip kendisine ulaşma çabası içinde çırpınıyordu. Birden bire böyle bir şeyin olması onu rahatsız etmişti. Ne yapacağı konusunda bilinçsizdi. Kalbi teklerken ilk defa korktuğunu hissetti. Araç gerçekten ormanın içindeydi. Bir tümsekten yukarı doğru kendini zorlayarak ilerliyordu. Korktuğu şey kendisi değildi. Çünkü bunca zaman nasıl hayatta kalacağını öğrenmişti. Ölse de fark etmezdi Cehennem onun için başka bir ev gibiydi. Binlerce karanlık ruhu hapseden bir zindanda kendisine itaateden cehennem melekleri kendisini bekliyor olacaktı ve geri dönüş onun için marketten eve girmek gibiydi. Ruhu fırlayacak gibiydi. Organları içinde savaşa girmişti sanki. Araç ters bir dönüş yapıyor olmalıydı. Sonra birden duraksadı. Hala ters duran araçta aracın örümcek ağı şeklini almış yarı kırık camına yaslanmıştı. Artık araç hareket etmiyordu. Aklına gelen ilk şeyi yaptı ve arka koltuğa dönüp David'e baktı.
David yalnızca kanlar içindeydi. Bir kısmı Alice'in ona vurduğunda başından sızan kanlar olsa da kolunda ve yanağının kenarında da bir kaç kesik görebilmişti. Kendine geldiğinde bir şeyler yapması gerektiğini fark etmişti Aracı hareket ettirenin kim olduğunu görebilmek için ters dönmüş şekilde ön camdan dışarı bakındı. Bu Dean'di şeytan kızgın ve endişeli bakışlarla kendisini izliyordu. O kadar derin bir bakış atmıştı ki onu izlemek âdeta hipnoz etkisi yaratıyordu.
Alice hayal kırıklığına uğramıştı. Tek hamlede aracın camını çıplak elleriyle parçalayıp dışarı çıktı.
Dean elleriyle aracı kontrol ediyordu.

"Dean! Bunun için miydi her şey?"
Araca doğru baktı.
"Aptal kıskançlığın yüzünden elimizdeki tek kozu nasıl öldürmeyi düşünürsün haa! Nasıl bu kadar ahmakça davranabilirsin?"

"Kes sesini Alice aptal oyuncağın yaşıyor."
Evet yaşıyordu,kalp atışlarını duyabiliyordum, nefesini hissedebiliyordum.
Dean aracı düzeltip David'i çıkarnaya yardım etti.
Alice David'in başını yaslayıp nabzını kontrol etti. Dean bir kaç metre uzakta ayağa kalkmış onları izliyordu.
"Onu hayata döndürecek misin?"

"Henüz ölmdi"

"Bu çok fazla güç kaybı olur. Bunu en son yaptığında neler olduğunu hatırlıyorsun"

Hatıralarının derininde gizlediği bir sahne canlanmıştı. Kendisini kandıran şeytan annesini yeniden hayata döndürdüğünde açığ çıkan bir ışık süzgüsü kendisini cehenneme çekmişti ve o zamanlar nasıl geri dönüleceğini bilmiyordu ama bu farklıydı. O bir insandı ve artık cehennemden kolaylıkla geri dönebiliyordu.

Dean Alice'in yanında yere çöküp kollarını beline doladı.
"Seni tehlikeye atacak bir şey yapmadım. Bu bir büyücüydü"

Alice ayağa kalktı.
"O halde David'in peşindeler. Kahretsin bizi buldular."

"Seni bu kadar etkileyebildiyse çoklu bir büyü yapmışlar heralde"

Alice tedirginlikle David'e baktı. Onu kaldırmak istediğinde Dean onu durdurdu. Kolundan tutup ayağa kaldırdı.
"Ben hallederim"

David'i ayağ kaldırıp sırtına aldı ve siyah bir duman haline gelip ortadan kayboldu. Hemen ardından Alice'de onların ardından ilerleyip ormanda kayboldu.

David'in yaralarına baktı. Gücünü toplayıp ellerinde topladığı gücünü bu kez öldürmek için değil, onu hayatta tutmak için kullandı.

David küçük evlerinin köşesindeki bir kaç mindere yatırılmıştı. Dean hapsettiği insanlardan beslenmek için kapalı odaya inmişti.

Anahtar artık ele geçmişti ve planlarını gerçekleştirmek için önlerinde pek bir engel kalmamıştı.

ŞEYTANIN LANETİ 2 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin