Melankolik Araf Kaçakları

285 35 26
                                    

   Mark günün erken saatlerinde ayrıldığı evine öğlen üçte döndü. Büyük konağının mutfağına girdi. Aşçılarına döndü ve;
"Akşam yemeği için büyük masayı hazırlayın." dedi.
"Misafiriniz mi var efendim?" diye yanıt verdi Mark'ın mide işlerinden sorumlu şefi.
"Hayır ama eğer isterseniz, bu gece yemeğimizi beraber yiyelim istiyorum."
Şef önce tereddüt etti bu şaka olmalıydı, Mark hiçbir zaman odasından dışarı çıkmaz ve kimseyle konuşmazdı. Güldü.
"Çok şakacısınız efendim." dedi.
"Hayır ciddiyim." Yardımcısına döndü; "John sende bize katıl. Tüm ev halkı beraber akşam yemeği yiyelim istiyorum."
Kısa bir süre sonra John;
"Pekala. Hazırlıkları yapın, bu gece Bay Mark'ın sofrasına davetliyiz." diyebildi.

   Ashley, bir telefon ve bir hat satın aldı. Eskiden sahip olduğu dostlarının numaralarını sakladığı defterini açtı. Bir çoğu numarasını değiştirmişti. Bu yüzden ancak iki tanesiyle konuşabildi. Bu çok garip geldi Ashley'e. Nasıl oluyordu bu? Nasıl yeniyordu hastalığını. Ağlamaya başladı. Çok kötü olmuştu, duygulanmıştı. Histerisi kendini göstermişti ama onu bir krize sürüklemedi. Birkaç saat sonra evinden çıktı psikoloğuna başvurdu. Yıllar önce gitmeyi bıraktığı psikoloğuna. Kadın Ashley'i görünce şaşırdı. Ama Ashley'e hiç farklı bir şey söylemedi. Tüm seans boyunca Ashley'in mucizevi değişimi hakkında tek kelime bile  etmedi. Ona paranoyasını sordu, histerisini anlatmasını istedi. Birkaç test yaptırdı ama hiç değişimini anlattırmadı. Ashley hata yaptığını anladı. Seans bitince tek düşündüğü şey birdaha buraya hiç gelmeyeceğiydi. İlginç bir gerçek vardı o da şuydu; Nik ile konuşmak çok daha iyi geliyordu Ashley'e.

  Emma, Nik ile hiç kendi hayatını konuşmamış ona kendini hiç anlatmamıştı. Ama Nik'in diğerlerine anlattığı her şeyi uygulamaya koyulmuştu. Nik insanlara sorunlarını umursamamalarını, yenmelerini söylüyordu. Yayına katılan herkes de bunu yapıyordu. Emma'nın sıradan ve normal bir hayatı vardı, hemen hiç sorunu yoktu. Ama buna rağmen küçük çaplı her sorununu büyütüyor, kendini üzüyor, hayata kızıyordu. Bu yüzden hayatın ne olduğunu hiç anlayamamıştı ama Ashley ve Mark'ın hayatları ona kendi yaşantısını sevip, saygı göstermesini öğretti. Çünkü anladı ki, kendi sıkıcı hayatını yaşamaya çalışan nice insanlar var. Emma artık sürekli gülümsemek ve daha çok mutlu olmak istiyordu. Her şey için Tanrı'ya daha çok teşekkür etmek ve doya doya yaşamak istiyordu. Bu yüzden Nik'i dinlediği, Ashley, Mark ve diğerlerini tanıdığı için minnettardı.

   Büyük masada Mark; beş aşçı, dört hizmetli, üç yardımcı ve bir de kişisel yardımcısı olan John ile beraber oturuyordu. Masa bir hayli kalabalıktı. Hemen herkes şaşkındı ve bazıları Mark'ın bir tür veda konuşması yapacağını düşünüyorlardı. Belkide Mark kendisini öldürecekti. Yoksa neden toplasın bu kadar insanı başına?

"Düşündüm de." diye söze başladı Mark. "Size hiç teşekkür etmedim bu zamana dek. Burada para ile çalışıyorsunuz ama bana karşı gösterdiğiniz saygıyı da satın alıyor değilim. Huysuz, yalnız, kaba bir engelliye gösterebilecek en yüksek saygıyı gösterdiniz bana. Sizi aşağılasam da, dalga geçsem de, çoğu kez küçük düşürsem de beni hiç bırakmadınız. Teşekkür ederim dostlarım. Bacaklarımı kaybettiğim o korkunç kazadan sonra gerçekten iğrenç bir adam oldum, bacaklarım ile beraber itibarımı, saygınlığımı, hayatımı da kaybettiğimi düşündüm. Yanıldığımı yeni fark ettim. Bundan sonra biz büyük bir aile olalım istiyorum, ne dersiniz?" Bu içten konuşmayla herkes duygulandı ve Mark'ın önerisini kalpten kabul ettiler.

   Merhaba Melankolik Ruhlar Araf'ı. Bu gece çok ilginç bir olaya şahit olacağız. Ama önce geçen gece yayınımıza bağlanamayan zarif dostum Ashley ile konuşmak istiyorum.
"Merhaba Ashley."
"Merhaba Nik. İyi yayınlar."
"Bize deneyimlerini anlatır mısın Ashley?"
"Elbette. Öncelikle artık konuştuğun bu kadın bir paranoyak değil." Güldü. "Saatlerce dışarı çıkıp dolaştım Nik. Kendimi çok iyi hissettim."
"Belkide şimdi çok daha iyi hissedeceksin."
"Bu da ne demek?" dedi tatlı tatlı.
Evet dostlarım hazırsanız eğer, yayınımıza bağlanmak isteyen biri var. Daha önce hiçbir radyo programında görmediğiniz bir olayı gerçekleştirecek olan biri.
"Neler oluyor Nik?" dedi Ashley, şaşkın bir sesle.
"Merhaba Nik."
"Merhaba Mark. Nasılsın?"
"Çok garip." Güldü.
"Evet, seni dinliyoruz."
"Merhaba Ashley. Şimdi senden sadece beni dinlemeni istiyorum. Bu sana çok saçma ya da tuhaf gelebilir. Ama lütfen yayından ayrılma ve hiçbir şey söyleme lütfen dinle. Hayatımın en güzel döneminde korkunç bir kaza geçirdim. Bacaklarım bedenimi terk etti. Çaresizdim. Artık çalışamazdım. Şirketlerimi sattım büyük bir konak yaptırdım oraya yerleştim. Korkunç bir hayattı bu benim için engellerim vardı artık. Çok kalabalıktı çevrem ama hep yalnız hissettim. Yıllarca boş bir saksı gibi yaşadım. Yıllar sonra Nikola'nın radyo programına katıldım. Seninle dalga geçtiğini düşündüm ve onu tebrik ettim. Çünkü seni de diğer herkes gibi sandım. Yani elinde her şeyi olup kıymet bilmeyen insanlar gibi. Narsistler gibi. Beni tanısan küçümsersin diye düşündüm. Ama sonra anladım ki sen benden de güçlüymüşsün. Ses tonundaki yorgunluktan ve söylediklerinden anladığım kadarıyla bedeninin ve zihninin karanlığına bürünmüşsün. Yalnızmışsın. Senin gerçek engellerin varmış. Ama bunları öyle güzel yenebildin ki hayran kaldım. Kendimden çok utandım. Ashley, ben seni hiç görmedim. Ama ruhunu okudum. Ve o ruha aşık oldum. Biz araftan çıkabiliriz, mutlu olabiliriz. Ashley, hiç görmediğin bir engellinin evlenme teklifini kabul eder misin?" 
Uzun bir sessizlikten sonra, ağlayarak konuştu Ashley;
"Biliyor musun Mark. Bu güne kadar herkes çok güzel olduğumu söyledi. Görünüşüm birçok kişiyi etkiliyor. Ama hiçkimse ruhuma bakmazdı benim, ne kadar güzel olsamda deli olduğumu düşündükleri için kimse yaklaşmaz bana. Ve sen şimdi sadece sesini duyduğun histerik bir paranoyaya evlenme teklifi edecek kadar cesursun öyle mi?" Ağlayışlarının arasına gülücükler saçıldı. "Evet!"
"Bu gerçekten oldu mu?" dedi Nikola. "Az önce gerçekten siz araftan kurtulma kararı aldınız öyle mi? Bu gerçekten müthiş. Ve biliyor musunuz, aşk bedensellikten öte olduğu için aşktır. Çok mutlu oldum, dostlarım. Umarım sizde olursunuz, yayını bitirmek zorundayım. Lanet olsun! İyi geceler Melankolik Araf kaçakları ve diğer herkese iyi geceler." 



----------------------
Bu bölüme kocaman yorumlar istiyorum!!! :)

-Kırmızı Kraliçe. :)

Melankolik Ruhlar Araf'ıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin