FatmAslaner 'e ithafen.
Multi- Sude ARISOY.
"Ben.." dedim kalbim çarpmaya başlarken, "Ailemi, hala görüyorum. Onlar ölmedi."
Sude "Ne?" derken kaşları çatılmış bir şekilde sözümü idrak etmeye çalışıyordu. Bir süre ifadesizce yüzüme baktığında anlamadığını veya buna inanmadığını biliyordum. Sude'nin gülmeye başlaması ortamdaki gerginliği arttırmıştı. Bu; gerçek, içten bir gülümseme değildi. Yüzündeki gülümsemenin birkaç saniyeyi geçer geçmez silinmesi, bunu onaylamış oldu. "İyi şaka canım, fakat komik değil! " dediğinde bunu söyleyeceğini bekliyordum. Bana inanmama ihtimalini gözden geçirerek söylemiştim bunu zaten. " Senin ailen öldü Duru." derken yüzü gerçekten ciddileşmişti ve gözleri korkutucu bir hal almıştı. Bana bir süre öylece baktı. Ailemin öldüğünü en son doktorun ağzından duymuştum. Sude'nin sert bir tavırla bunu söylemesi beni bir hayli kırmıştı.
"Neden inanmıyorsun?" derken çaresizlik kuyusunda kalmıştım, bir çıkar yolu yoktu bunun. Ben hep çaresizdim. Her zaman...
Başını iki yana sallayıp yataktan kalktığında bunun farkına önceden varmıştım ve tek hamlede kolunu tutup görüş açısına girmemi sağladım. "Gerçekten," dedim gözlerinin içine bakarken "sende böyle gidecek misin?""Sen, kafayı yemişsin. Onları görmen imkansız." deyip kolunu hızlı bir hamleyle çekmişti. Ona güvenip yaşadıklarımı anlatmaya kalkmıştım. Onun böyle davranması canımı yakmıştı. Hani o benim en yakın arkadaşımdı? Yada gerçekten arkadaşım mıydı? Yoksa bu benim zihnimde kurduğum bir senaryo muydu? Gerçek arkadaşlığın anlamını bilseydim, bu soruların cevabını verebilirdim. Fakat şu hayatta benim düzgün, uzun süreli, gerçek bir arkadaşım olmamıştı ki. Bu yüzden bu konuyu yine askıda bırakmıştım, o adım adım benden uzaklaşırken. Kolunu tuttuğum elim boşluğa düştüğünde, bende boşluktaydım bir kez daha. Boşluğa düşmüştüm kimsesizlik içerisinde. Bu boşluğa düşerken beni tutacak birinin olmaması, düştüğümdeki darbeden daha çok canımı yakmıştı. Sude'nin ayak sesleri birer birer susuyordu, her adım atışında. Diğeri, bir öncekinden daha sessizdi gözden kaybolurken. Başımı öne eğdiğimde pantolonumun üzerini bir damla yaş ıslatmıştı. Yine mi ağlıyordum beni sebepsizce bırakıp giden biri için? Yada kendime miydi bu gözyaşları, bir türlü ölmeyi beceremediğim için?
Altıma kıvrılan bacaklarımı serbest bırakıp uzatmıştım yatağımın bir köşesine. Diğer tarafa da gövdemi serbest bıraktım. Sert yatak, hissettiklerimin yanında hiçte acıtmamıştı sırtımı. Sol kolumun üzerinde pencereme doğru döndüm. Bacaklarımı karnıma çekip, bir damlaya daha geçiş izni verdim kirpiklerimden aşağı. Yutkundum kimsesiz odanın içinde söze girmeden önce. "Bana ne," dedim sesim yüksekti. "Ölmediniz ki siz!" derken normal bir ses tonuyla konuşmuştum, yıldızların ardından gülümseyen aileme.
Bir yıldız kaymıştı gökyüzünde ben bunları söylerken, benim için mi kaymıştı bu yıldız? Belki de bana bir dilek tutmamı söylüyordu ailem. Belki onlara sarılmayı dilesem açarlardı bana kollarını. Saçmalıyordum veya Sude'nin dediği gibi. Olmayacak duaya amin demek olurdu bu. Gözyaşlarımı iki elimle silerken, gözlerimi kapattım. Tüm her şeyi bir kenara bırakarak dileğimi diledim. "Ne olur," dedim derin bir nefes alırken "n'olur hayatım düzene girsin."****
" Evimizin çiçeklerle süslü olan bahçesinde oturmuş annem ve babamla piknik yapıyordum. Babam mangalın başında, yanmaya mahkûm olan etlerin kızarması için duruyordu. Annem ise; hazırlamış olduğu piknik malzemelerini bahçedeki minik masanın üstüne koyuyordu. Bense; oturmuş onları büyük bir hayranlıkla izliyordum. Kuşların tatlı ezgileri eşliğinde. Her şey o kadar güzel görünüyorken, masmavi gökyüzünün yerini siyah bulutlar kapladı birden. Gökyüzünde birbirleriyle kavga edercesine gürleyen gök gürültüleri, korkumu açığa çıkarırken annemleri aradı gözüm. Yoklardı. Ayağa kalkıp, başımı sağa ve sola çevirdim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP RENKLER
Teen FictionSiyaha bürünmüş bir ruh, renklerini kaybetmiş bir yaşam ve tüm renkleri geri getirecek bir aşk. ... " Sen, benim en saf yıldızımsın. " " Sen, benim tüm yıldızlarımı kapsayan Uzay'ımsın. " ... " Renklerin en renksiziydi, bir delinin yaşamı... " - Baş...