Bölüm 8

5.2K 237 2
                                    

Sabah kalktığımda güneş doğmuş hava aydınlanmıştı. Saatin kaç olduğunu veya kaç saattir uyuduğumu bilmiyorum. Ama yine de uykumu alamamıştım.
" İrem kalk!"
Aniden yattığım yerden doğruldum ve ayağa fırladım. İrem'in pozisyonu akşam çok uykulu olduğumuzu sızıp kaldığımızı belli ediyordu. Ayağımla onu dürttüm ama uyanmaya pek niyeti yoktu. Saat kaçtı?
Cips paketlerinin arasına saklanmış olan telefonumu alıp saate baktım.
" İrem işe çok geç kaldım saat sekiz buçuk olmuş"diye bağırdım.
" Sabah sabah ne oluyor be?" Hala uyanmamıştı.
" Geç kaldım diyorum kalk!!"
Akşam ne olduğunu emin değildim sadece anneme İrem'de kalacağımı haber verdiğimi hatırlıyorum.
"İrem Kariyerim bitti, İrem kalk hadi!"
İrem uykulu gözlerle yattığı yerden doğruldu ve yavaşça ayağa kalktı.
"Saat kaç?" diye sordu. Geç kalmıştım o kesin!..
Yerdeki yastıkların üzerinden atlayıp evin kapısına doğru yürümeye başladım. Arkamı dönüp son kez İrem'e baktığımda zombi gözüküyordu.Muhtemelen ben de öyleydim.
Şuan yavrusunu kartal kaçırmış Fatma Girik kadar çaresizim. Kapıyı kapatmaya bile tenezzül etmeyip merdivenleri hızlıca inmeye başladım.Sonu gelmeyen milyonlarca merdiven...
Kapıya sert bir şekilde yumruklar atıyordum. Annemler evdeydi ve dolayısıyla da beni duymaları gerekiyordu. Zaman kısıtlıydı ve benim acilen üstümü giyinip çıkmam gerekiyordu.
Zile ard arda bir üç kez bastıktan sonra ev bireylerinden biri kapıyı açtı.Onun kapıyı açmasıyla birlikte içeri girip odama hücum etmem 5 saniye sürmüştü. Dolabımın karşısına geçip hemen üstümdekileri çıkarttım.Dolabımın kapağını açıp içinde ne var ne yok kontrol ettim.En sonunda giyilebilecek şifon beyaz bi gömlek ve kot pantolon bulup hızlı bi şekilde üstüme geçirdim.
Saçlarım enseme yapışmış,muhtemelen de dağılmış ve kabarmıştı.
Çekmeceleri karıştırdım ve tarak buldum.Saçımdaki toka saçlarımın arasında kaybolmuştu.Ellerimi saçıma daldırıp tokayı sertçe çektim.Tarağı elime alıp sert bi şekilde saçlarımı taramaya başladım.Aynadaki yansımadan kapı yavaşça açıldı ve annem eliyle gözünü ovalayarak içeri girdi.
"Sabah sabah ne bu acele?"dedi.Beyaz saten geceliği üzerindeydi.
"İşe geç kaldım, işe çok geç kaldım..."
Annem beni takmadan çıkıp gitti. Saçlarımın daha yarısını tarayabilmiştim.
Telefonuma arayan soran var mı diye bakacaktım ki telefonumu yukarıda unuttuğumu farkettim ve artık çok geçti.
Saçlarım sonunda bitmişti.Maşa ile uğraşmak istemediğimden saçımı örmeye başladım.Kendi saçımı pek öremezdim,beceremezdim.
Sonunda saçma sapan bi örgü yapıp bıraktım. Açıkçası pek güzel olmamıştı.Masanın taa diğer ucundaki fondötenime uzandım. Çekmecedeki süngerimi elime alıp üzerine birazcık fondöten damlatıp yüzüme yaydım.Ee malum zombiye benziyorum.Sonunda süngeri masaya fırlatıp arkamı döndüğümde annem kahvaltı tepsisiyle karşımdaydı.
"Anne sen ne ara?"
"Aç gitmene izin vermem hanımefendi"dedi ve yanıma gelip tepsiyi elime tutuşturdu."Ama geç kaldım,yiyemem"
Kurt gibi açtım ama sonuçta geç kalmıştım. Poğaça veya simit ile de idare edebilirdim.
"Bu saçla gidemezsin ya"dedi. Arkamdan dolandı ve omuzlarından baskı yaparak beni yatağa oturturdu.
"Bunca zaman bi örgü yapmayı öğrenemedin"dedi ve örgümün ucundaki tokamı çekip saçlarımı dağıttı.
Tepsiyi kucağıma yerleştirdim.Ee madem annem de saçımı yapıyor.Tostumun ucundan kopartıp ağzıma attım.
"Umarım patronum fazla kızmaz"dedim ağzımdaki tostu çiğnemeye çalışırken.
"Ağzın doluyken konuşma Erva"diye uyardı annem.Açıkçası küçüklüğümden beri annem bu konuya takmıştı.Hatta ağzımda bir şey varken konuştuğumda duymazlıktan bile gelebiliyordu.Neyseki son iki çocuğunu bu konuda iyi yetiştirmişti.
Annemin saçıma ne yaptığını bilmiyorum ama güvenim tam.Kendisi yılların verdiği örgü tecrübesine sahip.
"Bitti"dedi ellerini omzuma yerleştirip.
"Harika! Teşekkür ederim"dedim ve tepsiyi yatağın üzerine bırakıp ayağa kalktım.Elim direkt saçıma gitmişti.Elimi örgünün üzerinde yavaşça gezdirdim. Sıkı ve sağlamdı. Akşama kadar dayansın yeter.
"Bu arada anahtarını yanına almayı unutma, yarına kadar yokuz"dedi.Son günlerde çok gezmeye başlamışlardı.
"Yine nereye?"dedim kapının arkasındaki siyah montumu giyerken.
"Baban akrabaları ziyaret edelim dedi de"dedi.
"O benim babam değil anne asla da olmayacak"dedim ve ona son kez el sallayıp odadan çıktım.Evin kapısının önüne gelince beyaz spor ayakkabılarımın pek de beyaz olmadığını farkettim. Yine de onları giyip evden çıktım.Elbet ıslak mendille falan silebilirdim.
Merdivenleri çıkmaya başladım ve İrem'lerin evinin önüne gelince kapıya bi kaç kez tekme attım.
Kapının açılmasıyla "Telefonum kalmış"demem bir olmuştu.
İrem bi anlık duraksadı sonra içeri gidip masanın üzerindeki telefonumu alıp geldi.
Bana uzattığında "İyi şanslar"dedi ve daha da bana bakmaya dayanamayıp kapıyı kapattı.
Asansörü beklemek ve zaman kaybına uğramamak için merdivenlere yöneldim. Hızlı adımlarla merdivenleri bitirdim ve son katta soluk soluğa kalmıştım.
Apartmanın ağır demir kapısını aralayıp koşar adımlarla site kapısına yürüdüm.
"Heh! Ali abim be!"
Ali abimi görünce çok mutlu olmuştum ki benim oturduğum caddeye hiç taksi uğramazdı.
"Ne bu acele kızım?"dedi elindeki çay bardağını güvenlik kulübesinin önündeki masaya bırakırken.
Ayağa kalktı ve artık rol zamanıydı.
"Abi ben işe çok geç kaldım ya,beni bi şirkete bırakıversen?"dedim.Toplu olan saçlarım haricindeki perçemim rüzgarlı havada uçuşuyordu.
"Oo şoförün müyüm kızım ben senin"dedi en gıcık sesiyle.
"Ya abi bak işim söz konusu.Ne olur bırakıversen?"
"Olmaz, hem araba dükkanın önünde"dedi.
"Tamam olsun.Sorun değil valla!"
"Sabah sabah başıma bela mısın kızım sen?Olmaz dedik"
"Yaa bak nolur...Söz ne istersen yaparım"
Ona kocaman bi gülüş attım ve sanırım kıvama gelmişti.
"Halısaha maçı?"diye sordu.
"Söz, halısaha maçı!"
"Tamam takip et beni de ve ayağa kalkıp yürümeye başladı.
Zafer dansımı yaptıktan sonra hemen arkasında koşmaya başladım.
Aslında zararlı çıkmıştım ama olsun, işimi kaybedemem.
"Atla"dedi dükkanın önüne gelince.Arabanın kilidini açınca sürücü koltuğunun yanındaki koltuğa yerleştim.
Emniyet kemerimi takıp kapıyı ardımdan kapattım.
Ali abi de yanıma yerleşti ve arabayı 3 kez denedikten sonra çalıştırdı.
"Hızlı sür gözünü seveyim"
_________________________________________

Patroncuğumun Asistanıyım | Askıda Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin