Bölüm 12

5.4K 201 6
                                    

Bağdaş kurup oturdum karşısına.Elindeki şişeleri teker teker bıraktı yere.Onu izlemeye dalmıştım ki bana baktığını ve ardından küçük şişe birini bana uzattığını farketmedim.
"Ha?"
"Sen değil miydin içelim diyen?"diye sordu.Şişeyi önüme bırakıp yaslandı duvara.Uzanıp daha sert ve daha etki edici olduğunu düşündüğüm büyük şişelerden birine uzandı.Tek eliyle şişenin kapağını açıp birkaç yudum aldı.
Onu taklit edecektim.Şişeyi alıp açmaya çalıştım.Sıpsıkı.Açacak olmadan açmam imkansızdı ya baştan kaybetmiştim taklitçilik oyununu.Birkaç kez daha denedim açmayı ama nafile,açamamam için direniyordu.
Şişeyi kavradı bana doğru uzanıp.Ardından kendine çekti.Yine aynı şekilde açıp geri tutuşturdu elime.Bir ona bir yerde duran kapağa baktım.Güçlüydü veya ben zayıftım...
Birasından ardarda yudumlar alıyordu.Onun için hiçbir şey ifade etmiyordu giderek sarhoş olmak.Su niyetine içiyora benziyordu.Gözünü ya pencereden dışarı ya bana dikiyordu arada.
Her yudumda dalganın üstünde sallanıp duran bir deniz yatağı gibi gidip gelen adem elması,ay ışığıyla karışık şömine ışığının yüzüne vurması,saçlarının dağınıklığı...Bu geceye özel hazırlanmıştı sanki.
"İçmeyecek misin?"dedi.Ona baktığımı farketmişti.Kızarıp tüm dikkatimi elimdeki şişeye odakladım.O su içer gibi içebiliyorsa elbette ben de içerdim.Tereddüt etmeden koca bir yudum alıp yuttum.O an yüz ifadesinden anlamalıydım hemen kendimi zorlamamam gerektiğini.
O can yakıcı ve hiç de acı azaltmayan sıvı boğazımdan aşağı doğru akarken gözlerimi sıpsıkı kapattım.Geri açtığımda boğazımın yanması henüz geçmişti.Ve ağlıyordum.
"İyi misin?"diye sordu yarım bir gülüş benimseyip.Endişeli tavrı gitmiş kahkaha atacakmışcasına bir yüz ifadesine bürünmüştü.Ve onu yumruklamak istiyordum.
"Beni uyarman gerekirdi!"diye bağırdım.Dudakları yukarı doğru iyice kıvrıldı.Dalga geçiyordu benimle."Uyarsam dinleyecek miydin?"diye sordu.
Gözlerimi kapatıp gözyaşlarını sakladım.
"Ne o,yoksa içmekten vaz mı geçtin?"dedi yine aynı lakâyık bir tavırla.
"İyiyim ben"dedim boğazımın el verdiği kadar.Bu sefer çok büyük olmamak kaydıyla küçük bir yudum aldım elimdeki şişeden.Zehiri andıran tadı yavaşça daha dayanılır bir hale geliyordu.
İçmeye alışmıştım sanki.Yine boğazım acıyordu tabi de,ilk içişimdeki kadar acıtmıyordu.Birkaç yudum arka arkaya alınca acısı fazla hissedilmiyordu hatta.
"Uyumadın değil mi?"diye sordum.
"Ha?"gibi bilindik bir tepki verdi."Anneni düşünüp uyuyamadın değil mi?"diye açıkladım.
"Annem yüzünden değil.Uykum da yok ayrıca"
Arada sırada aldığım küçük yudumlar boğazımın acısını dindiriyordu.Hatta tadına alışmıştım.Sanırım.
"Gözlerin öyle demiyor.Bu yaptığın sadece sana zarar verecek"dedim.
"Beni düşünmek sana kalmadı ya,"dedi huysuzca.
"Bana karşı iğneleyici konuşmaların artık işe yaramıyor.Başka bir yol dene,"dedim gülerek.
Birkaç haftada çökmüştü resmen.Artık o dominant iş adamı tavırlarını özlemiştim.Şişik ve kan çanağı gözler her ne kadar onda rahatsız edici gözükmese de -Ki bu görüntüsüyle bile hala karizmatikti- görüntüsü bir farklıydı Alışık değildim ya yenik Yağız'a belki ondandı.
"Ağladın mı sen?"diye soruverdim.İşte ilk kez vücudumda dolanıp duran alkolün etkisini o zaman hissetmiştim.
Bana bir iki bakış attıktan sonra şişesini elinde çevirip durmaya başladı."Bunu bana söylemen senden bir şey eksiltmez.Yemin ediyorum buradan dışarı tek bir sır bile çıkmayacak."dedim ve orta parmağımı işaret parmağımın üzerine bindirip 'söz' işareti yaptım.
"Zorunda değilim"dedi mızıkçılık yapıp.
"Verilen söze bari saygın olsun.Yemin ediyorum...Hem ne var ağlamakta?Bana bak.Her saniye belki her salise,"
"Kendinle beni kıyaslaman ne kadar doğru?Ağlamak senin bir organın olmuş artık.Ondan ayrılsan dayanamayıp ölecek şekildesin."dedi.
"Sana katılmıyorum sadece..."diyip durdum.Bakışları devam et dermişcesineydi."Dans mı etsek?"dedim hafif uçuk kafamla.
Ağzından kaçan kahkahaya aldırmadan kalktım ayağa."Hadi.Evet dans edelim."dedim.
"Benimle dalga mı geçiyorsun?"dedi.
"Durum iyi olmasa da iyileştirmeye çalışıyorum, bakma öyle."
"Almayayım"dedi ve bir şişe daha açtı.Kendi kendime bir şarkı bulup mırıldanmaya başladım.Durduğum yerden dans etmeye başladım.
Dans etmek gibi de değildi ya kafamın veya hala acıyan ayağımın izin verdiği kadar saçmalamaktı sanırım.Etrafa savurduğum kollarım ve mırıldandığım şarkı onun da dikkatini çekmiş olacak ki bana dikkatle bakıyordu.
Bu yaptıklarımdan kesinlikle daha sonrasında utanacaktım.
"Ayağın,"dediği an durdum."...noldu?"
Bakışları ayak bileğimdeydi.
Deniz sarmıştı onu.İyileştirecekmiş.
"Önemli değil..." Dedim.Dediklerimi duymuyor olmamın da etkisiyle "Aslına bakarsan senin yüzünden"demiştim ardından.
"Anlamadım?"dedi.
"Aslında şu birkaç gündür sana ulaşmak için elimden geleni yapıyorum.En son hatırladığım merdivenlerden yuvarlandığımdı"dedim kahkaha atarak.O an canım çok acımış olmasına rağmen şimdi o halime gülüyordum.Beni düşerken birisi görseydi o da gülerdi.
"Kendine dikkat etmeyişinden nefret ediyorum"dedi.
Şişmiş ayağımın derdi bir yandan da şakaklarımdan bastıran acıyla onun ayağa kalktığını farketmedim.Karşımdaki istikrarlı duruşunu özlemiştim.Benimle birlikte dans etmesi için onu desteklemek amacıyla ellerimi bir kuş misali iki yanda çırptım.Sonunda beni bir bileğimden yakalayıp kendine çekti."Sarhoşuz,"dedim.
Nefesi boynumu yakıyordu.Yüzüme düşen saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırıp yanağıma yangından kaçarmışcasına aceleyle bir öpücük kondurdu.Titrediğimi hissettim.Her an ayaklarımın bağı çözülecekmiş de yere düşecekmişim gibi hissediyordum.Daha da sıkı tutundum omzundaki elimle.
"Bana sonradan pişman olacağım şeyler yaptırma,yapma da.."dedim fısıltıyla.Ayık olsam büyük ihtimalle bu kadar yakın bile duramazdım ona.Ama onun da kafası hoş olduğundan takmadım.Bilinçli olarak yapmıyordu sonuçta.
Yerinde başka bir erkek olsa 'tacizci ' damgası vurup kurtulurdum onun ellerinden.Ama onda olmadı.Daha da durasım geldi hatta.
Yüzünü yüzüme sabitleyip o ölümcül bakışı attı. Alayla kısılan gözleri, yarım gülüşü...
"Bu dansı bana lütfeder misiniz hanımefendi?"dedi cömertçe."Dans?"diye kekeledim.
Cevap vermeme fırsat tanımadan beni kalçalarımdan tutup havaya kaldırdı.
Kafam jüpiterdi ama buna da izin vermezdim."Napıyorsun!"diye bağırdım.Ellerimle onu göğüsünden ittirdim.Ama o daha da sarıldı bana.Alkol ona da iyi gelmiyordu.
"Bacağının üzerine basmana izin veremem,"dedi. Yüzüne daha alaycı bir ifade yerleştirip "Hem boy farkıyla da zor oluyor,eğilmesi..."dedi.
"Seni... Uzaylı tacizci!"
Ayaklarımı diz kapaklarımdan tutup beline doladı.Ellerinin biri belimdeydi.Diğeri ile de pantolonunun arkasındaki cebinden telefonunu çıkatıp romantik sayılmasa da ortama uygun bir şarkı açtı.Dedim ya kendinde değildi.Şarkıyı açtıktan sonra telefonunu koltuğa fırlatıp gözlerini gözlerime kilitledi.

Patroncuğumun Asistanıyım | Askıda Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin