Bölüm 18

4K 140 18
                                    

"Göster hemen"dedi İrem karşıma oturup.
"Sadece normal bir fotoğraf,fazla bir şeyi yok."dedim."Ama o kadar uğraştım ki o odunu ikna etmek için"
"Ya siz şimdi yemeğe gittiniz ve o senin için bifteklerini dilimledi öyle mi?"dedi.Başımı salladım.
"Benim acilen bıçak kullanmayı öğrenmem gerek"dedim.Galerideki resmi bulup telefonu ona attım.
"Siz...Kendinizi aşmışsınız!Şu tiplere bak.Çifte kumrular!"dedi sevgi pıtırcığı olup.Kızarmıştım.
O telefondaki resmi incelerken ben de kendimi sakinleştirmek için yüzümü yastığa gömdüm.Boğulacak gibi olduğumda başımı kaldırıp ona baktım.
"Erva burda bu kadar güzel gülmenin nedeni nedir?"dedi telefondaki resmi yakınlaştırıp bana göstererek.
"Normal gülüşüm o.Abartma İrem."dedim.
"Attın mı ona fotoğrafı?"dedi İrem telefonu bana atıp.
Ekranını kapatıp "Hayır.Aslında fotoğraf onun umrumda değil"dedim.
"O benim ifşalarımla mutlu"dedim.Benim habersiz bir fotoğrafımı çekmiş ardından bir şeyler demişti.Ama o anki halimle unuttum galiba.
İrem "Ha?"dedi ve anlamsız bir bakış attı.
"Ben kardan adamları çekerken beni çekmiş"dedim.
"Ya oha ama!"dedi İrem kocaman bir kahkaha patlatıp.
"Ne var gene,ne anladın dediğimden?"dedim bağırarak.Bağırışlarım onun kahkahasını bastıramıyordu.
"Ya o senin fotoğrafını çekmiş daha ne olsun?Bu demek ki senin fotoğrafına ihtiyacım var.Yoksa adam napsın senin ifşanı?"
"İrem düz mantık düşün Allah aşkına.Ne didikleyip duruyorsun,saçmalama"dedim.İrem yine ağzı kulaklarında gülüyordu.
"Eğer az daha bu konu hakkında konuşmaya devam edersek eve gideceğim.Yorgunum zaten"diye tısladım.
"Birkaç aya sevgili olursunuz siz bak buraya yazıyorum"dedi İrem.Elimdeki son yastığı da ona fırlattım.
"Susacak mısın İrem?Yoksa bir dahakine yastığı değil kendimi fırlatırım sana!"diye homurdandım.
"Tamam be.Hemen de sinirleniyorsun, azıcık dalga geçelim dedik"dedi homurdanarak.Az önceki coşkuyla ayağa kalkmasının aksine yüzü asık yerine geri oturdu.
"Benim olmayan aşk hayatım hakkında konuşacağımıza senin çalkantılı aşk hayatından bahsedelim istersen?"dedim.Başını kaldırıp bana öldürücü bakışlar atmaya başladı.Maa bu beni sadece güldürüyordu.İrem'i sinir etmeyi seviyordum.O da beni sinir etmekten daha çok haz duyuyordu.
"O konuyu hiç açma "dedi.Suratı daha da asılmıştı.
"Ee ne diyeceksin Ali'ye?"dedim.
"Hiçbir şey.Hatta konuşmayacağım"dedi.Elimde bir yastık daha olsa onu da fırlatırdım.
"Saçmalama.Ne demek konuşmayacağım?"diye tısladım.
"Sadece onun sana olan hisleri değişti diye onca yıl konuştuğun, ağladığın güldüğün birini görmezden mi geleceksin İrem?"dedim.
"Ne yapabilirim ki Erva.Ali'yi görmekten korkuyorum"dedi.
"Bak seni anlıyorum.Ama bir şekilde halletmeniz lazım"dedim.
"O da bir çaba göstermiyor"dedi ellerini göğsünün üstünde birleştirip.
"Çünkü onun ve tüm erkeklerin aşamayacakları büyük bir gururları var (!) Aptal gururlarına yediremiyorlar"dedi.
"Aslında seni sevdiğini söylemesi bile bir adım"dedim.Mantıklı yanından bakıp yaptığım yorum İrem 'i susturmuştu.Az önce atıp tutarken şimdi sadece bana bakıyordu.
"Buldum.Bak şimdi, yarın dördümüz bir yere gidi-"
"İçelim falan deme seni döverim"dedi.
"Hem ben gelemem.Nasıl bakacağım günler sonra suratlarına?"diye ekledi
"Onlar sana nasıl bakıyorsa.İrem senden nefret etmiyorlar.Sakin ol"dedim.
"Hem ne varmış içeceksek?"diye ekledim.
"En son içtiğinde Ali ve Oğuz bizim eve gelip seni bizim eve bıraktılar.Tüm yol boyunca seni taşımışlar.Aptal gibi şarkı söyleyip durmuşsun"dedi göz devirip.
"Ah.Ciddi misin?"dedim elimle kafama vurup.İşin bu yanını gram hatırlamıyordum.
"Evet hem de saat 00.30'da "dedi.
"Tamam içmeyelim"dedim.
"Ah Erva.Şuan hiçbir şey düşünemiyorum"dedi."Hele bir yarın olsun bakarız"
"Ah.Bir dakika"dedim.Unutkanlığım yine başıma iş açacaktı.
"Tamamen unutmuşum yarın Deniz'in doğum günü.Büyük ihtimalle parti akşam olacak"dedim.
"Deniz?"diye sordu.Ona daha önce Deniz'den bahsetmemiştim sanırım.
"Şey...Şirketteki bir arkadaşım"dedim sadece.
"Kız mı?"diye sordu.
"Evet kız.Erkek arkadaşı ona sürpriz doğum günü partisi hazırlıyor.Sanırım yarın akşam olacak"dedim.
"Senin için bir sakıncası var mı?"diye sordum.
"Ne konuda?"dedi.
"Ne bileyim sen kıskanç insansın ya.Yeni arkadaşlar ediniyorum falan"dedim.Açıkcası kıskanmasını bekliyordum...
"Ne için bir sakıncası olsun ki Erva?En yakın arkadaşın ben olduğum sürece arkadaş yapıp onlarla takılmanda bir sakınca yok"dedi gülerek.
"Sen ölene kadar benim en iyi arkadaşım olacaksın"dedim vurgulayarak.Gülerek karşılık verdi.
"Sanırım benim gitmem gerek"dedi saate bakıp.Onun ardından saate göz atınca zamanın nasıl bu kadar hızlı geçtiğine inanamadım."Saat ne ara 23.26 oldu ?"diye sordum.
"Bilmiyorum ama benim gitmem gerek"dedi.
Ayağa kalkıp üstünü düzeltti.Ardından odamdan çıkıp kapıya kadar birlikte geldik.
"Kafanı böyle şeylere fazla yorma...Ben sürekli bahsediyorsam veya her konuyu oraya çekiyorsam  şakasına yapıyorum.Canını sıkmak istemediğimi biliyorsun"
Şu kapı önü sohbetleri normal sohbetlerden daha güzel daha samimi geliyordu.Yaşasın kapı önü sohbetleri.
İrem terliğini ayağına geçirip kapıyı açtı."Biliyorum.Her neyse ne olacaksa olacak.Kaçış yok"dedi kabullenişini sevdiğim.
"İyi geceler"dedim öpücük atıp.Öpücüğümü havada yakalayıp bana geri yolladı.Bu hallerimizi seviyordum.
O merdivenleri çıkınca ben de ardından kapattım kapıyı.İçerisi bir miktar soğumuştu.
Odama çekilip üstüme daha kalın bir şeyler giymek için dolabımı açtım.Bir kazak alıp geçirdim üstüme.Yaz bitiminde  geri geleb kışlık kıyafetlerimin kokusu beni rahatlatıyordu.
Kendimi yatağa atıp gözlerimi kapadım.Yorucu bir gündü.Ama bu yorucu gün güzel anılar barındırıyordu.O yüzden yorgunluğumu görmezlikten gelebilirim.
____________________________________

Patroncuğumun Asistanıyım | Askıda Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin