2. Bölüm

813 50 14
                                    

Deniz salonda koltuğun bir köşesine oturmuş öylece Merve'yi düşünüyordu. Ona nasıl yardım edebileceğini bulamamıştı hâlâ.

Diğer yanında ise babası ve iki kardeşi coşkulu bir şekilde futbol maçı izliyorlardı.

Öyle coşkulu bir halleri vardı ki genç kızın derin iç çekişini ve oflayışını bile duymamışlardı.

Tabi genç kızın da onlardan pek farkı yoktu. Bu bağrışmalarına, kaçan gollere kızmalarını bile duymuyordu. Aynı ortamda bulunmalarına rağmen iki ayrı grup gibiydiler şu an.

Taa ki erkekler grubu atılan gol sevincini haykırana kadar.

Aniden 3 erkeğin salonda bağırma sesleriyle irkilen Deniz kendine gelebildi.

Esim ise mutfakta yemek için salata yapıyordu. O da ani gelen bu ses yüzünden korksa da yılların verdiği tecrübe sayesinde kızı kadar sorun yapmadı.

Genç kız ise hiç bir zaman anlamadığı futbol yüzünden korkutulmasına sinir olmuştu. O bu kadar gürültü yapılmasını hiç sevmezdi. Şimdi de tüm dikkati dağılmış bir şekilde öylece karşısında hâlâ daha bağıran kişilere kızgınca bakıyordu.

Ayağa kalkarak ellerini beline koydu. Hırçın kız halini alarak sorguya geçti:

- Bağırmadan da sevinebiliniyor, biliyor muydunuz?" diyerek hafif alayla gülümsemişti genç kız.

-Nasıl oluyor bebeğim o daha önce hiç görmedim"

Babasından aldığı cevabı beklemiyordu Deniz. Yağız ve Kaya ablalarının yenilgiyle kalkdığı yere oturmasını gülerek izliyorlardı. Rüzgâr ise gözlerini bir şey kaçırmak istemezcesine televizyondan hiç çekmiyordu. Onu maçtan ayıran kızının mırıldanışı oldu:

- Herkes sizin gibi istediği şeyleri yapamıyor, belki o da bu maça bakmak istiyor ama fırsatı yok"

Merve de erkek kardeşlerle büyüdüğü için sohbet sırasında kendisine futbolu sevdirttikleri söylemişti. Deniz başını eğmiş sanki kendisiyle konuşuyordu. Ama onu babasının duyduğundan haberi yoktu.

Rüzgâr ise duyduklarıyla resmen şok olmuştu. Kimden bahsediyor bu kız? Yoksa? Evet, Rüzgâr kızının birine aşık olduğunu düşünerek ne yapacağını bilemedi. Aklında şu anda ne maç ne de başka bir şey vardı. Gözleri şoktan dolayı kocaman açılırken öylece durmuş Deniz'e bakıyordu.

Bugünün gelecek olduğunu biliyordu. Bir gün elbet kızı birine aşık olacaktı. Ama bunu bilmekle duymak arasında ciddi bir fark etti. Bilmesi onu bu kadar zorlamıyordu.

Elini ensesine atarak çaresiz bir şekilde sordu Rüzgâr:

- Sevgilin mi var senin?"

Alacağı cevaba kendisini hazır hissetmedi o an genç adam. Keşke hiç bir şey yokmuş gibi yaparak maçına devam etseydi, ama artık çok geçti.

- Hayır baba, okuldan bir kız arkadaştan bahsediyorum ben"

Deniz de babasının endişesini fark etmiş, gülümsemeden edememişti. O da her kız gibi babasına aşıktı. Babasının kendisini ne kadar sevip koruduğunu bildiği için bu konu da da hassas olduğunu görüyordu.

Esim de salonda kesilen sesten şüphelenerek işini bırakıp ailesinin yanına gitti. Kocasının yanına gidip oturan genç kadın olayı anlamaya çalışırcasına bir kızına bir kocasına bakıyordu.

Gözleri iki yakışıklısına da dönünce onların hemen 'bizde bilmiyoruz' dercesine omuzlarını kandırdıklarını gördü.

Deniz daha fazla kimseye meraklandırmadan kısaca olayı anlatmaya başladı:

BENİ DE SEVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin