11. Bölüm

424 33 8
                                    

Faceboom grubu:
waatpad - masum & beni de sev

Kimisinde gözyaşları sel olur,
Kimisinde tebessümler kahkaha...

Merve'yle Aslan da yavaşça ilerliyorlardı.

-Biraz ileri de bir inşaat var, sessiz bir yer oraya götürüyorum seni"

Genç adam yanında ilerleyen kıza açıklama yapma gereği duydu. O kadar yer arasında neden orayı seçtiğini kendi bile bilmezken Merve'den gelecek olan 'neden' sorusuna cevap düşündü.

Ama beklediği olmadı. Genç kız uysal bir şekilde Aslan'a sadece olumlu anlamda baş sallayarak cevap verdi.

Sorması gerekiyordu değil mi? Neden bir inşaata gidiyoruz? Neden beni kafe yada bir parka götürmüyorsun? Bunları sormalıydı.

Ama sormadı. O ne kadar hayır dese de korksa da kalbi çoktan Aslan'ı kabullenmiş ve ona güvenmeye başlamıştı.

Peki Aslan... Genç kızı göz alıcı yada sıcak samimi bir yerlere götürmek yerine neden saçma bir yere götürüyordu? Farkında olmasa da genç adam deli gibi kıskanıyordu. Bu güzelliği kendisinden başkası görmemeli hatta göz ucuyla bile bakmamalıydı.

Geçmişi düşününce kendine kızdı genç adam. Bir çok kıza bakmıştı, yanında erkek olup olmamasını umursamadan. Biliyordu ki kendisi gibi çoğu erkek güzel kızlara hep bakardı. Ve o bu riski göze almak istemedi. Merve sadece ona aitti.

Yeni yapılmaya başlanmış inşaata giriş yaparak iki kat yukarıya çıktılar. Bazıları dört duvarken bazılarının daha etrafı açıktı.

Aslan duvarları olmuş bir yer seçerek önden gitti ve üzerindeki kıyafeti hiç umursamadan yere oturarak sırtını da duvara dayadı.

Merve hâlâ kapı da durmuş öylece etrafına bakıyordu. Yeni yeni mantıklı kısmını kullanan genç kız burada ne aradıklarını sorgulamaya başladı. Ta ki karşısındaki sevdiği adamın bu doğal hâlini görene kadar.

Ne kadar da yapmacıksız ve sevilesiydi...

Gözleri Aslan'ın üzerinden hiç çekmeden o da tam genç adamın karşısına duvara yaslanarak oturdu.

Şimdi iki genç öylece birbirlerine bakıyorlardı, içlerinde fırtına koparken. Aslan deli gibi sarılmak, öpmek istiyordu Merve'yi. Ama biliyordu ki bunu yapması demek kızı kazanmadan kaybetmesi demekti.

-Neden bana inanmıyorsun?"

En iyisi yavaşça başlamaktı konuya.

Tabi duyacaklarının bu kadar ağır olacağını nereden bilebilirdi ki?..

-Nasıl inanmamı bekliyorsun Aslan? Her kız senden bahsederken, geçirdiğiniz muhteşem dakikaları okulda ballandıra balladıra anlatırken ve sen nerdeyse çoğu kızla beraber olmuşken karşıma geçip sana aşığım dediğinde sana inanmamı nasıl  bekliyorsun?"

Aslan belki milyonuncu kez kendine küfürler etti. Ama ya bu kızı kazanacak ya da kazanacaktı. Aşk sonuçta her zaman kapısını çalmazdı insanın. Madem onun kapısını da çalmıştı Aslan o kapıyı illa ki açacaktı. Pes edemezdi. Böyle masum bir kız karşısında ondan açıklama beklerken bulduğu bu masumluğu kaybedemezdi.

Aniden attığı bir iki adımla tam genç kızın karşısında durdu. Dizlerini Merve'nin ayaklarını hapis alırcasına iki yana koyarken, ellerini de duvara koydu. İçindeki ilkel adam yine ortadaydı işte. 'Bu kız senin' diye bağıran iç sesine kulak vermek isterken Merve'nin tedirgin halde kendisine baktığını görünce o ifade yerini şefkate bırakmıştı.

BENİ DE SEVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin