1. Bölüm

948 54 11
                                    

Okula gelen arabadan iki genç aynı anda indiler ve artık onlar için klasikleşen hareketi yaptı Aslan.

Arabanın anahtarını kıza havada attı. Bu anı ezberleyen Deniz de buna hiç yabancılık çekmeden anahtarı havada kaptı.

Aslan'la büyümenin yararları diye geçirdi genç kız içinden. Onun sayesinde refleksleri gelişmiş, bir çok spor dalında iyi olmasını sağlamıştı şu ufacık hareket.

Genç adam elleri ceplerinde cool hareketlerle binaya doğru adımlarken Deniz de onun peşinsıra gidiyordu ve tabiki bu arada anahtarı çantaya koymakla da uğraşıyordu.

- Yavaşlar mısın?"

En sonunda dayanamayarak kuzenine seslenen genç kızın aldığı cevap ise tam bir fiyaskoydu.

- Hayır olmaz. Kızıl afeti gördüm, hadi oraya gidiyoruz"

Genç kız kuzeninin verdiği cevap üzerine gözlerini devirmeden yapamadı. Tabiki bu göz devirmeye koca bir oflama da eşlik etmişti.

- Seviyorsan söyle, utanma benden" diyerek Deniz genç adamla uğraşmayı yine ihmal etmedi.

Aslan duyduğu bu sözle birden şaşırıp durarak arkadan gelen kuzeninin kendisine çarpmasına sebep olmuştu.

Deniz ellerini Aslan'ın omuzlarına koyarak, Aslan da onu belinden tutarak ufak çaplı bir düşme tehlikesini atlatmışlardı.

Genç adam ayrılmadan kuzeninin yanağına öpücük koyup:

- Dikkat et güzelim" demeyi ihmal etmedi. "O lafına gelecek olursak: saçmalama istersen. Ben kimseyi sevmem, yani en azından 30 yaşıma gelene kadar özgür takılmak istiyorum, biliyorsun sende" diyerek genç kıza gözlerini kısarak bakmaya başladı.

Deniz'se, Aslan'ın kendisinin söylediklerini ciddiye alıp bir de üzerine tehditvari bir şekilde açıklama yapmasını normal bulmadı.

Evet onun pek ciddi bir ilişkisi olmamıştı bu zamana kadar ama bu olmayacağı anlamına da gelmiyordu sonuçta.

İki genç de o anda farklı düşüncelere boğulmuşlar öylece duruyorlardı.

Deniz, kuzeninin aşık olma ihtimali hakkında şeyler düşünürken, Aslan hâlâ daha o kızıl afetin kendisini neden fark etmediğini düşünüp egosunun hasar almasına yol açıyordu.

Onları banklardan birinde oturup izleyense ellerini yumruk yapmış neden bu kadar yakın olduklarını düşünüyordu! Neden kendisinden başka herkes ona yakın? Halbuki sadece o yakın olmalı ona. Düşecekse kendisi tutmalı onu. Yanağından sadece kendisi öpmeli, hatta belki dudağından.

Bu düşünceyle genç adamın gözleri hâlâ daha bina önünde durup konuşan Deniz'in dudaklarında kilitlendi. O konuştukça hareket eden o dudakların bir an kendisini öperken hayal etti ve kalbinin hızlı bir şekilde atmasına sebep oldu, hızlanan nefesi de buna dahil.

********

Deniz dersten bunalarak çıktı. Kendisini dışarı atar atmaz sanki günlerdir oksijensiz kalmış gibi temiz havayı ciğerlerine doldurdu. Gözleri bahçede kuzenini ararken onu değil ama sabah yanına gitmedikleri kızıl afeti yani Merve'yi gördü.

Ona doğru giderken Aslan'ı zor ikna edip binaya zorla soktuğu anlar geldi, tebessüm etti genç kız.

Sırf kendisine bakmadığı için Merve'yi takıntı yapmıştı. Sevmiyordu ama onunla konuşsun, diğer kızlar gibi onu fark etsin istiyordu. Aslan alışkın değildi görülmeyen adam olmaya.

Merve arkasından gelen öksürük sesiyle kafasını okuduğu kitaptan kaldırarak Deniz'e baktı.

-Merhaba" deyip tedirgince gülümsedi Deniz. Tedirginliği neden buraya geldiği ile alakalıydı. Merve pek konuşkan biri değildi ve o diğer öğrencilerin aksine dersten çıkınca kendini çimlere falan atmazdı. Eline aldığı bir kitabı okur yada sorular çözerdi. Deniz şu anda başka ne söylemesi yada onunla ne konuşması gerektiğini bilemedi.

BENİ DE SEVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin