9. Bölüm

478 41 4
                                    

Facebook grubu:
wattpad - masum & beni de sev

Savaşmadan pes etme, korkak demesinler...

İki genç kız yatakta oturarak karşılarındaki duvara bakıyorlardı. İkisininde aklı karışık, kalbi doluydu. Konuşmaya dertleşmeye ihtiyaçları vardı aslında.

Ama Deniz utanıyordu söylemeye. Nasıl söylesin Hakan beni öptü diye. Tekrar o an geldi aklına. Ona kızdı, hemde çok kızdı. Nasıl birden böyle öpebilir ki kendisini, izin almadan, isteyip istemediğini sormadan.

Peki öpmeden önce söyledikleri. Düşündü genç kız 1 yıldır kendisini seven adamdan haberdar değildi. Çünkü Hakan onu rahatsız edecek, canını sıkacak her hangi bir davranışta bulunmamıştı. İçinde sevmişti onu.

Yinede bunu o anda düşünemedi Deniz ve dudaklarındaki baskıyı idrak ettiği zaman kendisini aniden geri çekmiş ve Hakan'a tokat atmıştı.

Merve ise emin değildi. Deniz çok iyi bir arkadaştı belki ama Aslan onun kuzeniydi ve ondan duyacağı bir iki güzel söze inanmaya hazırdı.

Aslan'a inanmasa da deli gibi gerçek olmasını istiyordu. Aslan her genç kızın isteyebileceği türde bir erkekti. Yakışıklı, komik, centilmen ve tatlı...

Merve derince bir iç çekince Deniz ondan tarafa bakıp:

-Sorun ne canım?"

Merve önce kararsız kalsa da konuşmamanın daha kötü olduğunu, içinden çıkamadığını fark etti. Sırtını yasladığı başlıktan hafif genç kıza dönerek anlatmaya başladı.

-Aslan bana aşık olduğunu söyledi "

Ve alınan cevap kocaman açılan bir çift göz, kocaman açılan ağız ve kocaman bir sessizlik...

-Deniz?"

Merve beklemekten sıkılıp genç kıza seslendi. Belki bir teselli cümlesi duyarım umuduyla konuşmaya karar vermiş ama karşılaştığı bu durumda aslında çok da doğru düşündüğünü farketti.

-Sende şaşırdın değil mi? Ben de çok şaşırdım. Kesin bütün kızlara söylüyordur bunu. Bende ona inanmadığımı söyledim"

-Hayır... yani o daha önce hiç aşktan bahsetmezdi. İlk kez duyunca şaşırdım. Merve o çapkın olabilir, serseri olabilir ama yalan söylemez. Aşık olduğunu söylediyse doğrudur "

Merve kararsız bir yüz ifadesiyle baktı. Emin değildi. Bu zamana kadar çapkın bir adamın birden kendisini görüp aşık olacağına inanmıyordu. Ne özelliği vardı ki? "Bende sıradan biriyim" diye içinden geçirdi genç kız. Nereden bilebilirdi ki genç adamın saçlarına, gamzesine ölüp bittiğini.

-Sana olan takıntısının aşk olduğunu biliyordum yaa. Sonunda kendisi de gördü. İnsan aşık olmadığı birine neden kızıl afetim desin ki zaten değil mi?"

Deniz gülen gözlerle kendini kaptırmış karşısındaki kızla mutluluğunu paylaşıyordu. Merve'nin öylece durup ona baktığını görünce ise gülümsemesini yavaşça yüzünden sildi.

- Kızıl afet?"

Deniz o an fark etti kırdığı potu. Mutluyken çok konuşur çok saçmalardı genç kız. Deyim yerindeyse mutluluk çenesine vururdu.

Masumca gülümsedi ama tabiki bu sorudan kaçamayacağını biliyordu. Merve'nin bakışları da zaten o gülümsemeye kanmadığını açıkça belli ediyordu.

Mecbur başladı anlatmaya. Aslan'ın kendisini görünce bahaneler bulup yanına gitmek istediğinden, her fırsatta ondan söz edişinden bahsetti.

Ama bunu hep takıntı olarak gördüğünü bile söyledi.

Bunları beklemiyordu Merve. O dikkat çeken biri değildi ki nasıl Aslan gibi birisi ona böyle şeyler hissetsin. Ama Deniz genç kızın içindeki bocalamayı fark etti. Susmadı o yüzden, onu kafası karışık bırakamadı devam etti konuşmaya.

-Merve ben şu anda onun kuzeni olarak konuşmuyorum. Onu tanıyan senin arkadaşın olarak konuşuyorum. Söylediklerimde bir abartma falan yok ve inan aşığım dediyse doğrudur. "

Merve de öyle olmasını delice isterdi. Onun bakışlarını hep üzerinde görmek, geceleri sabaha kadar onunla konuşmak isterdi.

-Bilmiyorum" dedi derin bir iç çekerek. Gerçekten bilmiyordu. Ne yapacağını bilmiyordu. Ama tek istediği ne olursa olsun pişman olmak istemiyordu.

********

O arada ise Aslan hava almak için evden çıkmış ve hemen karşısındaki eve doğru yol almıştı. İki genç adamın dertleşmeye ihtiyacı vardı.

Kapının önüne gelen Aslan zile basarak beklemeye başladı. Hakan bu saatte çalan kapıya bakıcı kadının açmasına izin vermeyerek kendisi açmaya gitti.

Karşısında kapının kenarına omzuyla yaslanmış "ben dertliyim" diye bağıran adama baktı ve acı bir tebessümle beraber kenara çekildi. Sanırım konuşacak bir arkadaş bulmuştu. Çünkü kendisininde konuşmaya, anlatmaya ihtiyacı vardı.

Belki de şu an kendisine en iyi yolu Aslan gösterecekti. Ne de olsa onun kuzeniydi.

Elinde iki koca kupa kahveyle salona girdi Hakan. Bakıcı, Buse'yi odasına götürmüş, sonra da kendisi yan taraftaki küçük eve gitmişti. Bugünlük işi bitmişti nasılsa.

-Deniz'i öptüm"

Birden anlatmanın iyi olacağını düşünen genç adam o ara Aslan'ın kahve yudumladığını fark etmemişti. Aslan yudumladığı kahve yüzünden öksürük krizine girince durumu anlayan Hakan bir ara tedirgin olsa da Aslan'ın öksürüklerinin arasından konuşmaya çalışmasıyla içi rahatladı.

-Öp...tüm... derken"

-Ona aşkımı anlattım. Uzun süredir onu sevdiğimi söyledim. Beni sessizce dinledi. Hiç bir tepki vermeyince birden cesaretlendim ve onu öptüm "

-Neresinden?"

-Dudağından"

Hakan o an acaba hiç anlatmasamıydım diye düşündü. Çünkü Aslan duyduklarıyla ayağa kalkmış sinirli bir biçimde karşısındakine bakıyordu. Gözlerle öldürmek bu olsa gerekti...

-Ben senin aşkına inandım kuzenimi emanet etmeye gönüllüyüm diye sende hemen kıza mı yapıştın. Hemde onun isteği olmadan"

Aslan cinnet geçirecekti resmen. Kuzenini tanıyordu. Böyle şeylerden etkilenen duygusal bir yapısı vardı. Ve onun duygularından emin olmadığı için ne yapacağını da bilmiyordu.

Eğer Deniz bu adamı sevmiyorsa günlerce kendisinden tiksinirdi. Ama o da Hakan'a karşı boş değilse kafası karışmış olmalıydı.

Emin olması lazımdı, bunun için de koltukta oturan adama tepeden bakmayı bırakıp yerine tekrar oturdu.

-O ne yaptı? "

- Tokat attı "

Aslan kendini koyverdi ve kahkahalarını saldı. Kuzeninden de bunu beklerdi.

Kendini kaybedercesine gülen adama sinir olan Hakan'ın birden aklına yukarıda uyuyan kızı geldi ve çevik bir hızla kalkarak hâlâ daha bağırarak gülen Aslan'ın ağzını eliyle kapattı.

- Buse uyuyor"

Aslan hafif baş sallamayla anladığını belirtti.

-Pardon. Unuttum bir an"

Hakan cevap vermeden yerine oturdu. Onun önceliği kızı olduğu için unutmak söz konusu bile değildi.

-Sadece tokat atıp gittiyse bir umut var. "

-Nasıl? "

-Bak Deniz'i çok iyi tanıyorum. Emin ol istese seni çok rahat döverdi. Tamam bir erkek kadar kuvvetli değil ama kavga etmesini de iyi bilir.  Ama kız gibi bir tokat atıp gittiyse kafası karışık demektir. O karışıklığı gidermek senin elinde. Hemen pes etme"

-Peki sen? Sen niye hemen pes ediyorsun?"

Hiç düşünmeden cevap verdi Aslan.

-Hadi o zaman aşk için savaşma vakti"

BENİ DE SEVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin