3. Bölüm

665 52 2
                                    

-Ayyyy Aslan şu tatlılığa bak"

Aslan kuzeninin gözlerini takip ederek baktığı yere baktı. Gördüğü şeyle şaşırmadan edemedi.

Genç adam durumu nasıl anlatacağını bilemezken, konu kendisi genç kızın ayağına gelmişti.

Deniz, kendisine söylenecek sözü bile boşverip karşısında gördüğü minik tatlı şeye doğru gitmeye başladı.

Genç adam ona engel olmayarak minik kıza doğru gitmesine izin verdi. Zaten şu anda ona itiraz edecek cesareti yoktu. Az önce bir anlık cesareti kaybolmuş, yerine sadece merak duygusu kalmıştı.

Acaba Deniz o bebeğin babasıyla tanışınca ve hatta o adamın kendisine aşık olduğunu öğrenince ne yapacak?

Aslan sadece bunu düşünüyordu.

-Merhaba. Gelebilir miyim?"

Genç kız bahçe kapısında durarak kızıyla oynayan babasından izin istemişti. Tek fark Deniz onu babası değil de abisi olarak görmüştü. Nereden bilebilirdi ki bu genç ve yakışıklı delikanlının 'baba' olduğunu!

Hakan, her zaman yaptığı gibi okuldan geldikten sonra kızıyla ilgilenmeye başladı. Minik Buse bir süre babasıyla oynadıktan sonra o minik ellerini dışarıya doğru uzatmış, babasına dışarıya çıkmak istediğini belirtmişti. Mesajı alan genç baba kızını kucağına alarak bahçeye çıkmıştı.

Kızının ellerinden tutarak onu yürütmeye çalışmış, Buse yorulunca onu çimlere oturtup elleriyle çimleri okşayışını izlemişti. Kızının bu tatlı haline daha fazla dayanamayarak onu kucağına alıp zıplatmaya başladı.

Buse ise bundan gayet memnun bir şekilde babasının aşık olduğu minik kahkahalarıyla gülerek Hakan'ı ödüllendiriyordu.

Baba-kız birbirlerine o kadar dalmışlar ki genç adam kulağına gelen sesi zor duyabilmişti. Hemen arkasını dönüp gelen kişiye bakınca ise önce şaşkınlıktan ne yapacağını bilemedi.

Gülen yüzüyle genç kızın kendisinden bir cevap beklediğini fark eden Hakan, sadece kafasını olumlu anlamda sallamakla yetindi. Şu anda istese de konuşamazdı zaten. Kendini dilini yutmuş biri olarak gördü o an.

Karşısındaki adamın konuşmamasını garip görmeyen Deniz, aldığı olumlu yanıtla kapıyı açarak az önce şen kahkahalar atan miniğe doğru gitmeye başladı. Tabi her adımda genç adamın kalp atışlarının hızlandığını nereden bilebilirdi ki?

Aslan da Deniz'in arkasından sessizce ilerlemeye başladı. Hakan'ın bakışlarından şaşkınlık o kadar belliydi ki eğer şu anda ciddi bir durum olduğunu bilmese gülebilirdi.

Önden giden 3 genç arkalarından gelen abi ve ablalarının bir eve girdiğini görünce hareket etmeyi bırakıp oldukları yerde muhabbet etmeye başladılar.

Deniz daha fazla dayanamayarak kollarını minik kıza uzatarak ona biraz daha yaklaştı:

- Hadi gel bana fıstık"

Minik Buse ise yabancıları hiç sevmezdi. Yine bu huyunu ortaya atarak daha yeni yeni konuşmaya başlayan kız onu karşısındaki yabancının alacağını düşünerek hemen babasının boynuna sarıldı. Ve o iki kelime dudaklarından döküldü:

- Bab-ba"

Minik kız kendisini böyle güvence altına alırken, Hakan elinin birini kızının sırtına koymuş onu sakinleştiriyordu. Diğer yandan ise acaba genç kız bir tepki verecek mi diye gözlerini Deniz'den çekmiyordu.

Ama düşündüğü gibi olmadı. Deniz hâlâ daha kucağındaki kızına gülen gözlerle bakıyor, kendisiyle hiç ilgilenmiyordu.

-Sen benden kaçıyor musun?"

BENİ DE SEVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin