Çapulcular ve Kızıl

♥1♥

Lily, her yaz tatilinde geldikleri Fransa'daki evlerinde hem denizi izliyor, hem de yaz tatilininki başından beri görüşmediği en yakın arkadaşı Lauren'ı düşünüyordu. Lauren'ı bir kaç kez aramıştı. Ama telefonu açan olmamıştı. Lily, böyle düşünürken, odaya Petunia girdi. "Ne düşünüyorsun?" diye sordu. Lily, ablasının girdiğini farketmediği için ilk önce korku ardından da ablasına cevap verdi. "Lauren'ı düşünüyorum. Telefonlarına cevap vermiyor." dedi. Petunia küçük kardeşinin endişesini farkedip " Bir şeyi yoktur, okulların acil açılmasına az kaldı zaten. Okulda görürsün." dedi. Ardından " Yemek hazır, annem çağırıyor." diyip gitti.

Yemekten sonra Lily çok sıkıldığı için odasına çıkıp, erkenden yatmayı düşündü. Tam yukarı çıkarken arkasından Petunia'nın sesini duydu. "Ben de çok sıkıldım. Gel oyun oynayalım." dedi. Lily de hemen kabul etti. Oyun oynarken çok eğlenmişlerdi ve zamanın nasıl geçtiğini anlamamışlardı. Saat çok geç olmuştu. Ama kardeşler hâlâ oyun oynuyorlardı. Anneleri ne kadar "Yatın artık!!" desede oyuna o kadar dalmışlardı ki duymuyorlardı. En sonunda annesi iki kardeşin elini tutup odalarına çıkardı. Yatmadan önce yarın oyuna devam edeceklerini söylemişti.

BİR KAÇ YIL SONRA

Lily, Petunia'ya elindeki küçük şeyi gösteriyordu. Avucunu açtı, avucunda bir tohum vardı. Yavaş yavaş büyüdü ve güzel bir papatya oldu. Petunia, bunu görünce "UCUBE" diye bağırmaya başladı.
"UCUBE!! Sen bir ucubesin Lily!!!"
Bağırırken bir yandan da Lily'yi kovalıyordu. Lily bir ağacın yanına gelince durdu.

Ağaç kavuğunun içinden bir çocuk çıktı. Petunia yanındaki çocuğu görünce "Seni anneme diyeceğim Lily!! Sen bir ucubesin!!!" dedi ve gitti.

Lily, yerden bir çiçek aldı ve onu uçurdu. Ağaç kavuğunun içinden çıkan çocuk da yerden bir ot aldı, ota üfledi ve ot kuş olup uçtu.

"Ben Severus," dedi çocuk. "Bende Lily." dedi Lily.