4.BÖLÜM

142 23 9
                                    

ÖNCEKİ BÖLÜMDEN:
Tarık'ın annesinin ölümünden sonra evi ateşe vermişlerdi. Tarık komşularının yardımıyla evden kurtarılmıştı ama annesinin bedeni yanmıştı. Daha sonra hastaneye götürüldü ve gözlerini açtığında başında dayısı ve yengesi vardı. Tarık taburcu olduktan sonra dayısının evine gitti artık orada yaşayacaktı ama eve gittikten sonra yengesi ve dayısının konuşmalarına şahit oldu.

" Biz kendi aç karnımızı doyurdukta birde senin yiğenin mi kaldı?" dedi

" Ya sen ne biçim bir kadınsın. Ha o Melike denen kadın, ha da sen aynısınız. Çocuğun babası da ölmüş, ben bunu nasıl açıklayacağımızın derdindeyken senin şu düşündüğün şeylere bak."

Az önce dayım ' babasının öldüğünü' mü dedi. BABASININ ÖLDÜĞÜNÜ

✖✖✖✖✖✖✖✖✖✖✖✖✖✖✖✖✖✖✖

Bazen kaçmak sorunları arkanda bırakmanın en iyi yoludur. Varlığını bildiğin dertlerinden gözlerini kaçırmaktır. Kimsesiz olduğunu, acı çektiğini, dertlerini unutmanın en kestirme yoludur, kaçmak...

Duyduğum şeylerin şokunu atlatamazken , biraz ileride duran pencereye doğru bir hamle yaptım. Kaçmalıydım, kimsenin bilmediği, insan ayağının değmediği, beni bulamayacakları bir yerlere...

Ancak böyle unutabilirdim yaşadıklarımı. Kaçırıyordum olanlardan ve olmasından korktuklarımdan. Birinci katta bulunan evin penceresini açmaya çalıştım, bir kaç denemeden sonra başarılı olabildim. Önce sağ ayağımı sonrada sol ayağımı geçirdim pencereden. Çerçeveler den destek alarak ayağımın üzerinde doğruldum. Bulunduğum nokta çok yüksek sayılmazdı bu yüzden dolayı atlarken zorluk yaşamayacaktım. Dizlerimi kırarak pencereden atladım ama umduğum gibi olmadı. Bacağımın ağrısıyla düştüğüm yerden kalktım ,galiba bacağımı sakatladım. Ağrıyan ayağımı sürükleyerek, geniş bahçeden dış kapıya çıktım.

Artık babam da yoktu, bu hayatta büsbütün kimsesiz kaldım. Peki şimdi ne yapacaktım. Son zamanlarda akla hayale sığmayacak şeyler yaşadım.
Kararmak üzere olan havayı umursamadan yoluma devam ediyordum, ama biraz oturmanın bacağıma iyi geleceğini düşündüm ve önünde durduğum tek katlı evin duvarına yaslanıp düşünmeye başladım.

Önce kardeşim kaçırıldı ve psikopatın birinin elinde, iyi mi ,kötü mü bilmiyorum. Bir daha görüp göremeyeceğimi bile bilmiyorum.

Sonra annem gözlerimin önünde , benim yüzümden vurularak öldürüldü. Yetmezmiş gibi evimizi yaktılar ve tabiki annemin bedenide o evle beraber kül oldu. Artık o yoktu ve bir mezarı bile yok.

Daha sonra üzerine yaşadığım yenge şoku. Ve buda yetmezmiş gibi babam...
Sahi artık o da yoktu. Şu dünyada sevdiğim herkez arkalarında yıkık bir ben bırakarak gitti. Beni hiç düşünmeden sadece çekip gittiler. Peki, şimdi ne yapmalıyım . Annem yok, babam yok, kardeşim yok, kalabileceğim bir evim yok. Neden bir tek ben yaşıyorum bu adalet mi, herkez çekip gitti ben neyi bekliyorum. Ölmek istiyorum, ÖLMEK...

***

Bulunduğum yerden kalkıp yürümeye devam ettim. İyice kararan havayla birlikte sokaklarda boşalmaya başladı. Boşalan sokaklar bana kimsesizliğimi hatırlattı. Bu sokaklarda benim gibi kimsesiz .
Bundan yaklaşık bir hafta önce herşey yolundaydı ve ben evimde ailemle mutlu huzurlu yaşıyordum. Kader denen şey çok hızlı değişiyor, bir anda etrafınızda kimseyi bulamıyabilirsiniz , tıpkı şu anda ki ben gibi.

Etrafı aydınlatan sokak lambalarının altında yönümü bilmeden gidiyorum, acaba babamın da denizde yolunu bulamadığı olmuş mudur ama pusulası vardı onun, elbet bulmuştur. Peki annem akşama ne pişireceğinin karmaşasına düşmüş müdür hiç , şu anda benim nereye gideceğimin karmaşasına düştüğüm gibi. Korkuyorum, bir kez daha korkuyorum.

İKİ MÜKEMMEL ADAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin