Multide Tarık POLAT var.
2004 - İzmir/ Urla ( Tarık'ın çocukluğu )
TARIK
Tunç saymaya başlamıştı bile. Süre bitmeden hemen kendime saklanacak bir yer bulmalıyım. Birazcık etrafa göz gezdirdim ama bu bahçede nereye saklanırsam saklanıyım hemen beni bulabilirdi. Kendime daha güvenli bir yer bulmalıyım, bu esnada aklıma eve saklanmak geldi. Sessiz adımlarla ,gözlerini yumup duvara yönünü dönmüş Tunç' un yanından geçtim. Sayı saymayı bilmediği için çok komik bir görüntü vardı.
'on, beç yüz, otuz biy, yiymi şekiz, atmıç iki' ona gülmeden edemedim ve hızımı artırıp eve adımladım. Açık kapıdan içeriye girip, mutfağa girdim. Mutfakta ki masanın altına saklanmak bana mantıklı geldi ve masanın altına saklandım. Sonra mutfağın kapısı açıldı, gelen kişiye çaktırmadan baktım ve gelenin Tunç olmadığını anladım, gelen annemdi. Elinde ki telefonla telaşlı telaşlı konuşuyordu. Altına saklandığım masanın kenarındaki sandalyeye oturdu, ve ; " Hâla ne istiyor bu kadın bizden Mesut ağabey." Konuşmasından Mesut amcamla konuştuğunu anladım.
Mesut amcam babamın akrabalarından bizimle konuşan tek kişi. Diğerleri ile hiç görüşmüyoruz. Geçen yaz annemle babam konuşurken duymuştum, babam yıllar önce yani annemle evlenmeden önce , halasının kızıyla evlendirilmek zorunda bırakılmış. Babam istemesede dedemin zoruyla evlenmiş , evlendiği kadın duyduğum kadarıyla çok kötü kalpli ve kindar biriymiş. Babam onu hiç sevmemiş ama o tam tersine babamı çok sevmiş.Babam da akraba evliliği olan bu evliliği bitirmek istediğini o kadına ve dedeme söylemiş ama kadın tabiki de kabul etmemiş ve dedem de küplere binmiş .
Babama; " Eğer, böyle bir şey yaparsan seni evlatlıktan reddederim ve mirasımdan da men ederim." demiş dedem
Tabiki babam bu tehditlere boyun eğecek bir adam değil, " Ne yaparsan yap baba , sen benim yıllarca ne çektiğimi biliyor musun, halamın kızı diye ona tahammül ettim ama bu evliliği daha fazla sürdürebileceğimi sanmıyorum, kadında vicdan namına bir şey yok."demiş
Daha sonra babam karısı Melike' den boşanmış .Dedemde söylediği gibi yapıp babamı evlatlıktan reddetmiş ve mirasından da men etmiş.Yıllar sonra babam annemle tanışmış. İyi bir insan olduğunu görünce annemle evlenmeye karar vermiş.
Sonra babam annemle evlenmiş ve annemide alarak şimdi ki evimize gelmiş. Bir kaç yıl sonra ben doğmuşum, benden sonrada Tunç doğmuş ama o kadının bunca geçen zamana rağmen hâla bize kin güdtüğünü biliyorum...Annem Mesut amcamla konuşmaya devam ederken tekrar onları dinlemeye başladım.
" Ahmet Yunanistan seferine çıktı ve ben ne yapacağımı bilmiyorum. Çocuklar için endişeleniyorum, o kadın bir deli." dedi.(Babam gemi kaptanı)
Annem benim burada olduğumu bilmediği için amcamla çok rahat konuşuyordu ama boğuk çıkan sesinden ağladığını anlayabiliyordum. Bu kadın her kimse ondan nefret ediyorum, annemi ağlattığı için ondan nefret ediyorum.Annem konuşmasına bitirdi ama hâlâ ağlamaya devam ediyordu. Masanın altından çıkacağım sırada bahçeden Tunç' un sesi geldi. Doğru ya ben Tunç' u bahçede unutmuştum ama neden bağırıyordu ki.
Annem hızla bahçeye çıktı ve bende hemen arkasından. Kapının önüne geldiğimde birilerinin Tunç' u zorla arabaya bindirdiğini gördüm. Tunç adamın elinde, gitmemek için çırpınıyordu. Ama nafile, onu kucağına alan adam bir çırpıda arabaya soktu. Dolan gözlerimle annemi aradım. Bana bakıp kısık ama net ses tonuyla " Tarık kaç, kurtar kendini. Ben kardeşini kurtarıcağım. Kaç!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ MÜKEMMEL ADAM
Dla nastolatkówBirbirine oldukça benzemeyen ve aynı zamanda birbirine oldukça benzeyen iki karakterin hikayesidir. Tarık ve Robert... " Tunç Ahmet'i öldüremediyse Tarık'ı öldürür değil mi? Onların çocuklarının birbirini öldürmesini izlemek zevk verecek!" ( Melike...