4 - Which?

702 91 72
                                    

"Ben umut meleğiyim Yoongi, adım ise Hoseok. Melek kurallarında insanlar bize Hope diye seslenebilir, ama ismini söylemek meleğin kendi kararına kalmış bir şeydir. Bana ismimle seslenebilirsin."

Ağzım açık bir şekilde şaşkın bakışlarla hala bakıyordum. Oturduğum yerde kafamı ellerimin arasına aldım ve sıkarak çekiştirdim.

"Aman tanrım. Sonunda kafayı da yedim."

Olacağı buydu, ne bekliyordum ki sanki?

"Hala anlamıyorsun, ben sana kaybettiğin umudunu geri vermeye geldim."

"Bak kafamın ne tür bir oyunu olduğunu bilmiyorum ama deli hastanesine yatmaya niyetli değilim. Şimdi kaybol."

Yine bana doğru yaklaşmış ve karşımda bağdaş kurarak oturmuştu.

"Bana doğru yaklaştığında içine değişik duygular doldu değil mi, olumlu duygular. Daha sonra bir düşün, markete gidip gelmen yarım saatini bile almadı, bu kadar süre içinde kim burayı temizleyebilir ki? Gözlerin benimkilerle buluştuğunda ne kadar güzel, tatlı ve iyi biri olduğumu düşündün. Oysa ki beni tanımıyorsun bile."

Yıllardır gittiğim, ailemin tonlarca para bastığı, Kore'nin en iyi psikoloğu olan Bay Wang bile duygularımı okuyamamış; hareketlerime ve hislerimin karmaşasına anlam verememiş, sonunda ise pes ederek beni geri yollamıştı. Üstüne de aileme ödedikleri ücretin bir kısmını yollayıp onlara sabır dilemişti.

Duygularımı gizlemekte sihirbaz Houdini gibiydim, şimdi ise bu kim oluyordu da aklımdan geçen ne varsa harfi harfine doğru bir şekilde söyleyebiliyordu? Beni anlamak için, ben olmak gerekliydi.

"Nereden geldiysen oraya git. Ben hailmden memnunum."

Gerçek olup olmaması umurumda değildi, belki de hayalimin bir ürünüydü. Değişmek istemiyordum.

"Bu düşündüğüne kendin inanıyor musun?"

Ellerini hala saçımı sıkan ellerine koyduğunda, parmaklarımı gevşettim ve kollarım iki yanıma düştü. Elini kalbimin üzerine koydu ve bastırdı.

"Derinlerde, kalbin kurtulmak için çırpınıyor Yoongi. Yoksa dokunduğumda bu kadar hızlı atmazdı."

Bir anda hayatıma giren bu değişik varlığın üzerimde kısa sürede büyük farklılıklar yaratması garibime gidiyordu. Belki de doğruydu, o bir melekti ve beni kurtarmaya gelmişti.

Ben de boştaki bir elimi kaldırıp açık kahverengi saçlarının üstüne koydum. Gerçek olduğuna inanasım gelmiyordu, dokunduğumda bir hayal misali kaybolmasını ummuştum ama olmamıştı.

Bu umut meleği, benim meleğimdi ve benim için gelmişti.

Ama savaş halinde olan iç dünyam, ellerimle onu ittirip geriye doğru düşmesine yol açmıştı. Sırıtarak kollarımı göğsümde kavuşturdum.

"Senden yardım isteyen olmadı melek bozuntusu."

Hoseok yerinden doğrulup ayağa kalkmış, kollarını benim gibi göğsünde kavuşturmuştu ve ayağını aynı tempoyla yere vurup duruyordu. Isırdığı alt dudağıyla, seksi bile görünüyor diyebilirdim. Biraz eğlencenin kimseye zararı olmazdı. Onunla uğraşmak istiyordum.

"Seninle çok işimiz var insan bozuntusu."
-----------------------------------------------------------

_panicatthewatty💜

_panicatthewatty💜

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Love you all♡

-----------------------------------------------------------

Your Hope, Your Angel (Yoonseok MiniFic)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin