(Multimedia Alina)
"Seni neden yanıma çağırdığımı biliyormusun?"dedi ben ellerim cebimde onun biraz arkasında yürürken. Başımı hayır anlamında salladım. Bende neden onunla gittiğimi bilmiyordum. "Sessizliğe ihtiyacım var. Ama aynı zamanda da yalnız kalmak istemiyorum. Yani sen tam aradığım tipsin."dedi gözünü kırparak. Bencil! "Bu arada sana biraz kötü davrandım sanırım. Özür dileyemem ama öyle davranmak istemezdim. Sadece bu aralar biraz kafam bozuk."dedi ve saçını karışıtırdı.
Ben dikkatimi ondan çekmiş etrafıma bakınırken bir pamuk şekerci gördüm ve farkında olmadan sevinçten bağırdım. Aras önce korktu sonra pamuk şekeri gösterip güldüğümde rahatladı. Küçüklüğümden beri pamuk şekere aşıktım. Hatta en büyük hayalim bulutları bir pamuk şekere dönüştürüp hepsini mideme indirmekti. Çocukluk işte!
"Şimdi sana pamuk şeker mi almam gerekiyor?"dedi. Rahatsız olmuşa benziyordu. Tipine bakılırsa o pek pamuk şeker seven bir çocuk olmamıştı. Daha çok sert sokak çocuklarına benziyordu. Başımı eğip lütfen dermişcesine baktım. "Ah herneyse alalım bari."dedi. Ben yaşasın danslarımı yaparken o pembe bir pamuk şekeri alıp bana uzattı. Hızlıca mideme indirmeye başladığımda gülümsedi.
"Gerçekten çok safsın. Saf ve temiz. Seni mutlu etmek çok kolay olmalı."
Söyledikleri benim yüzümdeki mutluluğu silip attı. Saf ve temiz olduğumu hiç sanmıyorum.
"Ne oldu?" dedi eliyle yüzümü kendine doğru çevirirken. "Pamuk şekerimi beğenmedin?" Keşke hayatta öyle bir lüksüm olsaydı. Ben hiçbir zaman ufacık bir şeye üzülen bir kız olamayacaktım. Çünkü hep daha üzücü şeylerle karşılaşacaktım. Her defasında..
"Herneyse."dedi ve cebinden sigarasını çıkardı. Yüzümü buruşturdum. Sigara kokusundan nefret ederdim. Ben burda oturmuş pamuk şeker yerken o sigarasını içiyordu. Uzaktan nasıl bir görüntü sergilediğimizi merak ettim doğrusu..
Pamuk şekerim bittiğinde o 2. sigarasını tüttürmeye başlamıştı bile. Kalkıp deniz kıyısında biraz daha yürüdük. Uzun sessizliğin ardından sigarasını atıp ayağıyla söndürürken konuşmaya başladı.
"Arkadaşlarımdan nefret ediyorum.."dedi. Belli ki onlarla kavga etmişti. "Benim sayemde popüler oldular ama sözümü dinlemiyorlar bile." Yüzüme baktı ve tekrar başını eğdi. "Ben bir grup kurdum ardından onları seçtim. Şimdi hepsi çok fazla popüler oldular. Kendilerini birşey sanmaya başladılar." Kendine benzetmişsin onlarıda demeyi çok isterdim..
Uzun bir sessizlik ardından kafasını kaldırıp tekrar bana baktı.
"Şuanda kim bilir söylemek istediğin neler var. Nasıl böyle yaşayabiliyorsun? Konuşmadan yani. Ve bence konuşmamayı kendin seçiyorsun. Aslında en iyisini yapıyorsun. Dilsizmiş gibi davranmak en iyisi."dedi. Hıhı evet ben dilsiz olmayı seçtim seni ahmak! Olmuyor işte deniyorum ama olmuyor! "Denemiyorsundur bile. Sadece kendini kandırıyorsun."dedi sanki düşüncelerimi duymuştu. O sırada telefonuma mesaj geldi. Annemden.
"Alina hava kararmaya başladı ama hala gelmedin. Şoför okul çıkışı seni bulamadığını söyledi. Nerdesin sen?"
Çok meraklanmış olmalıydı. Hemen cevap yazdım.
"Arkadaşımla okul çıkışı biraz gezdik anne. Merak etme ben iyiyim. Birazdan döneceğim."
"Annen mi?"dedi. Başımı salladım. "Tamam birazdan eve döneriz o zaman." dedi. Ardından telefonu çaldı ve konuştuktan sonra bana baktı. "2 dakika izin verirmisin?"dedi. Yanlız kalmak istemiyordum o yüzden başımı hayır anlamında salladım. "Sadece 2 dakika. Söz veriyorum."dedi ve gitti. Bende yakında ki bir banka oturup telefonumu kurcalamaya başladım.
"Bu saatte burada tek başına olmaman gerekir."dedi bir ses.
Başımı korkuyla kaldırıp baktığımda bir erkek olduğunu gördüm. Hemen gözlerimle Aras'ı aradım. Ortalarda görünmüyordu.
"Adın ne?"dedi. Haliyle cevap vermeyince bana iyice yaklaştı. "Birşey sordum." Eliyle çenemi kavrayacaktı ki kendimi ondan çektim ve bağırmaya başladım. Eliyle ağzımı kapattı. Çok kötüydüm. O olaydan sonra babam dışında hiçbir erkeğin bana dokunmasına izin vermemiştim. Şimdiyse.. Elini ısırdım ve korkuyla ayağa fırlayıp kaçmaya çalıştım. Kolumdan yakaladı ve duvara yasladı. Gözlerimde ki yaşlara hakim olamadım. Neden bu tür belaları üstüme çekiyordum? Dışarıdan o kadar saf mı görünüyordum? O da beni kullanacaktı. Bana zorla sahip olacaktı. Kendimden bir kez daha iğrendim. Ve erkeklerden. Boynumu öpmeye başladığında tekrar elini ısırıp büyük bir çığlık attım.
"Onu hemen bırak piç!" diye bağırarak çocuğa tekme attı Aras. Bende yere çöküp ağlamaya başladım.
"Sen karışma Aras!" dedi. Adını nereden biliyordu?
"Bana bak eğer şuan buradan siktir olup gitmezsen seni doğduğuna pişman ederim!" Aras çocuğun yakalarından tutup ittirdi. Çocuk ayağa kalktı.
"Bu bitmedi ama burada! Görürsün!"dedi ve koşa koşa gitti.
"Cehenneme kadar yolun var!"dedi Aras arkasından.
Ben hıçkırılarım arasında kaybolmuşken yanıma gelip kolumdan tutmaya yeltendi. Aniden kolumu çektim. Kimsenin bana dokunmasını istemiyordum.
"Tamam sakin ol. Geçti."dedi ve elini geri çekti. Ben olduğum yerden kıpırdamayıp ağlamaya devam edince o da yanıma çöktü. "Özür dilerim. Seni bırakmamam lazımdı."dedi. Evet beni bırakmaması lazımdı. Ona çok fazla sinirliydim. Son anda yetişmese herşey daha kötü olacaktı. Neden hep bunlar benim başıma geliyordu sanki?
Bir süre daha orada oturduktan sonra kalktık ve beni evime bıraktı.
"Tekrar özür dilerim."dedi. Başımı öne eğdim. "Herneyse iyi geceler dilsiz kız."dedi hafifce gülümseyerek. Bende güldüm. Bana dilsiz demesi hoşuma gitmiyordu ama bunu bir lakap olarak kullanıyordu. Kusurumla dalga geçmek için değil. O gidince bende eve girdim. Annem salonda oturmuş televizyon izliyordu. Beni görünce ayaklandı.
"Hoşgeldin Alina. Nerelerdeydin? Seni çok merak ettim kızım. Nasılsın?"dedi. Sanki ona cevap verebilirmişim gibi. Gözlerimi yumdum ve anneme sımsıkı sarılıp kokusunu içime çektim. Ve zihnimde onu cevapladım.
"Hiç iyi değilim anne. Hiç iyi değilim."
BAYRAM DOLAYISIYLA YENİ BÖLÜMÜ BİRAZCIK GEÇ YAZDIM :)) BU BÖLÜM SADECE ARAS VE ALİNA ARASINDA OLSUN İSTEDİM. ARAS YAVAŞ YAVAŞ ALİNAYI ÇÖZMEYE BAŞLIYACAK BU BÖLÜMDEN SONRA. NEYSE HEPİNİZİ ÇOK ÖPÜYORUM :* İYİ BAYRAMLARRR :)
![](https://img.wattpad.com/cover/8945251-288-k653598.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dilsiz
Teen Fiction"Önümde dursan ve bana baksan; içimdeki acılar hakkında ne bilebilirsin ki; ben seninkiler hakkında ne bilebilirim ki? Ve ayaklarına kapanıp ağlasam ve anlatsam; sana cehennemin sıcak ve korkunç olduğunu anlatsalar; benim hakkımda cehenneme ilişkin...