Boşluk hemde kocaman boşluk

310 13 0
                                    

--Hadi boşandın diyelim ne yapacaksın kızım ?
Aysel annemle oturup kahvaltı yaparken bir yandanda dün olanlar hakkında konuşuyorduk.

-Bilmiyorum anne. İnan bana hiç bilmiyorum. Ama artık kendi kendime kalmak istiyorum. Gerçekten dayanamıyorum. Sürekli kimsesiz olduğumu hissediyorum. Yiğit'in üzerinede bir yüküm zaten. Boğuluyorum artık.

-Yiğit ne diyor peki bu işe.

-Yok dedi ne diyecek anne. Oğlunuz fazla vicdanlı çıktı.

-İyi olur diye düşündük sizi evlendirirken ama ne oluyor böyle anlamıyorum. Allah bir çıkış yolu gösterir elbet.

-Yiğit sence eve gelir mi?

Sorduğumda soruydu hani sabah uyanınca Aysel annemi başıma bekçi olarak dikip öyle işe gitmişti.
-Valla bana öğlene kadar dur dedi ama bilemiyorum.

Sıkıntıyla iç cekip sofrayı toplamaya başladım.

-Bu işi neden bu kadar uzattığını anlayamıyorum zaten anne.

Aysel annem çayını yudumlarken arkamı dönüp bulaşıkları yıkamaya başladım.

-Yiğit-

Aysel annemin sözünü kestim.

-Evet anne Yiğit. Beni suçlu olarak görüyor ama ben bilemiyorum. Nasıl davranmam gerekiyordu ona karşı hiç kestiremiyorum. Aslında dün gece fazla mı abarttım diye düşünüyorum. Birazda haklı ya adam. Benden de ilgi görmesi lazım. Bende haksızlık yapıyorum ona. Kafam çok karışık anne misafirlerimize hazırlık yaparken çok iyiydik. Acaba samimi miydi ya. Sen ne düşünüyorsun anne.

Nefes almadan konuşmuş ve cevap almak için arkama dönmüştüm. Ama asla karşımda Yiğit'i görmeyi beklemiyordum.

-Anne?

Garip bir ses tonuyla mırıldansamda Aysel annem çoktan gitmişti.

-Anne denmez karıcığım. Kocacım diyeceksin.

-Senin ne işin var bu saatte. İşi mi bıraktın yoksa ?

Tek kaşımı kaldırıp imayla ona bakarken Yiğit sadece gözlerini devirdi.

-Seninle konuşmak istiyorum Mihri. Biraz otursana.

Ellerimi yıkayıp yemek masasında Yiğit'in karşısına oturdum.

-Efendim.

Yiğit'e soğuk bir tonla konuşsamda az önce konuştuklarımı duyması beni biraz yumuşatmıştı. Artık fikirlerimi biliyordu.

-Bak Mihri. Ben seninle her zaman senin istediğin gibi olamam. Evet kabul ediyorum dün öyle söylemiş olabilirim ama sende beni çok yanlış anlıyorsun. Yani sen masum olmasan ben sana karşı yakınlık hissedemezdim. Ve emin ol sende masum olduğun için bu kadar alınıyorsun.

-Yiğit peki sen neden beni anlamaya çalışmıyorsun. Benimde hayatım birden değişti. Çok teşekkür ederim daha evleneli çok kısa bir süre oldu ama beni hiç kimseye muhtaç etmedin. Hiç bir eksiğim yok. Ben senin yanına yakışmıyorum kabul ama...

-Sen benim yanıma yakışıyorsun kızım. Saçmalama bende dün sinirle söyledim. Sende beni bir akşam bile aç bırakmadın, ihtiyaçlarımı hallettin. Yani sen kocasına değer veren bir eşsin. Senin daha yaşın küçük bazı şeyleri farkedemiyorsun. O yüzden seninle sakince konuşmak istedim.

-Ben sana istediğin herşeyi veremem ama.

Biranda Yiğit ile göz göze gelince bahsettiğim şeyi doğru anladığını anladım. Utançtan ölebilirdim her an.

-Her şeyin bir zamanı olsun bakalım. Bak o zaman boşanmak falan yok tamam mı?

-Madem bu kadar ısrar ediyorsun boşanmıyorum senden.

-Ee ne yapalım evlilikte birinin olgun ve yapıcı taraf olması lazım. Birde Allah aşkına bana vurmaya biraz ara ver. Ben sana şiddet uygulamıyorum ama sen bana şiddet uyguluyorsun.

Hafifçe kıkırdadım.

-Hakediyorsun ama sende.Ya beni sinilendiriyorsun yada şey...

Beni öptüğünü hatırlayınca utanarak sustum.

-Yada öpüyor muyum?

-Ben bulaşıkları yıkamaya gideyim o zaman.

Arkamda gülen bir Yiğit bırakarak bulaşıkları yıkamaya başladım. Ben bu adamı neden bu kadar kolay affediyordum ? Kendim için biraz uzak kalmam en iyisi olurdu. Bulaşıkları bitirdikten sonra televizyonu açıp kanalları gezmeye başladım. Yiğit ise hala mutfakta oturuyordu. Tekrar mutfağa geçecekken Yiğit odaya girdi. Biraz garip davranıyordu ama çok önemsemedim. Kanalları gezip hiç birşey bulamayınca tekrar kapatıp öyle boş boş oturmaya başladım.

-Babam çocuk yaparsak evliliğimizin düzeleceğini söylüyor.

Yiğit'in aniden söylediği şeyle beni derin bir öksürük tuttu.

-Senin daha çocuk olduğunu söyledim.

-Bana çocuk demeyi bırakır mısın ?

-Çocuk demeyi kesersem çocuk mu yapacağız ?

Sinirle Yiğit'e bakıp derin nefeslerle sakinleşmeye çalıştım.

-Az önce konuştuklarımızı hatırlar mısın lütfen ?

-Mutlu olmak istemez miydin?

-Bunun mutlulukla ne ilgisi var ki ?

Sorduğum soruyla bir süre bekledi.

-Dün gece boşanmaktan bahsettiğinde nasıl hissettim biliyor musun?

Bu sefer ben Yiğit gibi biraz bekledim. Bunun sebebi şaşkınlığımdı.

Nasıl hissettin ?

Dedim çekinerek.

-İçimde sanki bir bosluk vardı.

Diye mırıldandı. Bir süre bekledi. Bende sustum. Gerçektende hiç beklemediğim şeyleri duyuyordum.

-Mihri. Boşluk hemde kocaman bir boşluktu bu.

Yiğit ile göz göze geldiğimizde içimden neler geçtiğini anlayamadim.

O kocaman boşluk Lina ile geçirdiği vakitlerde benim içimdeki gibi miydi?


MİHRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin