bölüm -2- Kime niyet kime kısmet

711 26 1
                                    

Yiğitler gittikten sonra yatağıma oturup uzun bir ağlama seansı yaşadım. Ben daha çok küçüktüm ve evlenmekle alakalı en ufak bir fikrim bile yoktu. Evleneceğim adamla aramda pek muhabbet geçmemiş olması, bana acıdığı için evleniyor oluşu gerçektende hiç iyi hissettirmiyordu bana. Bugün önce ev bakıp ev için eşyalar alacaktık. Ama beni asıl strese sokan durum Yiğit'in üvey annesi istemeye gelemediği için işleri hallettikten sonra yemeğe gidecek olmamızdı. Yiğitin üvey kardeşlerini merak etmiyor sayılmazdım aslında. Rauf amcanın ikinci eşi Aysel hanımın ilk evliliğinden ikiz çocukları vardı. İkiside kızdı ve on-on bir yaşlarında olmalıydılar. Babamların kirlettiği evi temizleyip hazırlanmaya başladım. Nasıl giyinmem gerektiğini açıkcası bilmiyordum ve Yiğit'in kardeşi Mustafa olduğu için fazlasıyla usturuplu giyinmem şarttı. Bizim mahalle küçük ve dedikoducu bir yerdir. En ufak olaylar dallandırılıp budaklandırılır bambaşka bir şekilde millete duyurulurdu. Üzerime mavi bir gömlek altıma da kot pantalon giyip saçlarımı açık bıraktım. Yüzümdeki morlukları da makyajla kapatarak hazırlıklarımı bitirdim ve Yiğit'i beklemeye başladım. Bir süre evi boş gözlerle izledim. Beni bu eve bağlayan tek şey annemin hatıralarıydı. Ve nedense iki gündür sanki murat ve babamın gölgesi bütün hatıraları koca bir sis bulutuyla kapatıyordu. Cebimde ki telefonumdan gelen mesaj sesi yerimden sıçramama neden olsada hızla mesajı açtım.

-Ben geldim. Seni bekliyorum. Hızlı ol.
YİĞİT.

Derin bir nefes alıp çantamı alarak dışarıya çıktım. Yiğit siyah bir arabanın içinde beni bekliyordu. Büyük ve hızlı adımlarla arabaya bindim.
Şey. Merhaba Yiğit.

Boş gözlerle bir an bana bakıp kafasını çevirdi. Derin bir nefes alıp arabayı çalıştırdıktan sonra sesizce mırıldandı.
Sana da merhaba.

Yiğit'e nasıl davranacağımı bilmemekle beraber hızla koltuğa gömüldüm. En iyisi gereksiz yere konuşmamaktı. Dakikalar dakikaları kovalarken sıkıntıdan sürekli telefona bakıyordum. O anda en yakın arkadaşım Hale'den mesaj gelmesi gülümsememe sebep oldu.

-Aşık oldum desem inanır mısın Mihri. Hemde aynı kişiye ikinci kez :/

Meraktan hızla mesaja cevap verdim.

-Kimmiş bu şanslı adam bakalım :)

Çok geçmeden mesaj geldi.

-Ah kızım heyecandan adını dahi yazamıyorum :D Yahu bir insan bu kadar yakışıklı mı olur yaa. Mahalledekiler onu görünce dibimi yerden  toplayacaklardı nerdeyse :D

Ağzımdan ufak bir kahkahanın kaçmasını engelleyemedim. Yiğit bir an ters ters bana bakınca toparlanıp önüme döndüm.

-Peki nasıl biri ? Yakışıklı mı ?

-Valla nasıl tarif etsem ki... İki gözü, bir ağzı, bir burnu var. Öyle yani :D

Bu sefer sessizce kıkırdayıp cevap verdim.
-Artık söyle hem bende sana birşey anlatacağım.

-Nefesini tut bir sonraki mesajda yazacağım kendimi hazırlamam lazım aşkımcımcım :D

Bu kız gerçekten çok komikti yahu. İnsana sıkıntısını unutturuyordu resmen.

O telefonu kırmadan önce bırak elinden !

Yiğit'in sert ikazı ile telefonun sesini kısıp çantamın içine attım. Pekala bu kadar soğuk olmasının beni üşüttüğünü varsaymıyordum.

Ben dedi sakince.
Dün birkaç eve baktım. Bir mahalle ötedeki  çok güzel. Ama istersen uzaktakilere ilk bakabiliriz.

MİHRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin