SENİNLE HAYAL KURMAYI HAYAL EDİYORDUM...

139 4 0
                                    


Yiğit gittikten sonra ayakta öylece sırıtarak bekledim bir süre. Bu adamı düşündüğümde bile içim içime sığmıyordu. onu etkilemek bana aşık olmasını sağlamak istiyordum. ama ne yapacağımıda bilmiyordum tabii. bir süre öyle bekledikten sonra yiğitin kıyafetlerini ve benim kıyafetlerimi hazırladım. sonra sarı pileli elbisemi giyip biraz makyaj yaptım. bence gayet iyi görünüyordum. evde dağınık yerleri toplarken kapı çaldı. yiğit gelmiş olmalıydı. koşarak kapıyı açtığımda asla yüzü kanlar içinde bekleyen bir mustafa görmeyi beklemiyordum. ben şaşkınca mustafaya bakarken mustafa beni itekleyerek içeriye girdi. her ne kadar şaşkın olsamda cebimden telefonumu çıkarıp yiğiti aradım. 

- yiğit acil eve gelmen lazım. 

- sokağın başındayım birşey mi oldu?

- mustafa geldi. sanırım dayak yemiş. izin almadan içeriye girdi.

- hemen odana çık ve kapını kilitle güzelim ben gelmek üzereyim tamam mı ?

-tamam ama çabuk ol.

telefonu kapattıktan sonra mustafaya bakmadan koşarak odama çıkıp kapıyı kitledim. üzerimde ki elbiseyi çıkarıp kot ve tişört giydiğimde yiğitin sesini duydum. çok şükür gelmişti. odadan çıkıp yanlarına gittim. oturma odasında hararetle konuşuyorlardı. 

- sen ne yüzle buraya gelirsin. üstelik karım evde tekken. 

- başka nereye gidebilirdim. aysel anne yok. en azından mihri pansuman yapar dedim. fena mı ettim yani. 

yiğit mustafanın üzerine atlayacakken koşarak yiğitin elini tuttum. bir an durmayacak gibi olsada sonra durdu. 

- defol git lan bu evden. bir daha karşıma gelme sakın 

mustafa önce itiraz edecek gibi olsada sonra kalkıp evden çıktı. 

- ulan herife bak ya. kardeşim olmasa çekip vuracağım. Allah'ım sen bana sabır ver. 

yiğiti elinden çekiştirerek koltuğa oturttum. 

- biraz sakin ol lütfen. sen sinirli olunca ben çok korkuyorum. 

- tamam ufaklık sinirlenmiyorum. kırk yılda bir tatile çıkacaktık bütün isteğimizi yok etti. 

- yiğit boşver bence gitmeyelim. eminim orada rahat edemeyiz zaten aklımız burada kalır. 

-aslında iyi olur ama sen gitmek istiyordun. 

-ben seninle vakit geçirmek istiyordum. neresi olduğunun bir önemi yok.

yiğit kocaman sırıtınca bende sırıttım.

- şöyle yapalım. ben yusufları arayıp gelemeyeceğimizi söyleyeyim. sonra babamları arayıp olanları bir öğreneyim.sonra sana bir teklifim var. 

merakla kaşlarımı kaldırdım.

- neymiş o.

-bu akşamını bana ayırsan bizde normal evli çiftler gibi şu rahat koltuğumuza yayılıp film izlesek. sarılarak uyusak. sonra biraz oyun oynasak çocuklaşıp ne dersin. 

- bayılırım derim. 

hızla yiğite sarıldım. birbirimizden ayrıldığımızda dudaklarıma minik bir öpücük kondurdu. yanaklarımın yandığını hissedebiliyordum. sonra dayanamayıp bende onu öptüm. ama bu sefer o belimden tutarak devamını getirdiğinde kendimi zor tuttum sana aşığım dememek için. nihayet birbirimizden ayrıldığımızda yiğitin telefonu çaldı. yusuf arıyordu. yiğit telefon konuşmalarını yaparken bende akşam yemeğini hazırlamaya başladım. zaman çok çabuk geçmişti. akşam olmak üzereydi. yemekleri pişmesi için ocağa koyup salata yapmaya başladığımda yiğitin kolları belime dolandı. 

- biliyor musun sen burda benim yanımdayken ve kavga etmeden zaman geçirirken ben çok mutlu oluyorum. 

-şey..  sen bana güzel davranırken ben çok mutlu oluyorum. 

beni kendine çevirip gülümsedi. 

- sana sarılırken çok mutlu oluyorum.

saçlarımla oynamaya başladı. 

-beni öptüğünde çok mutlu oluyorum.

dedim. gülümsemesi genişlerken devam ettirdi itiraflarını. sırayla bir şeyleri söylerken ikimizde sadece gülümsüyorduk.

-sen güldüğünde çok mutlu oluyorum. 

- beni kıskandığında çok mutlu oluyorum. 

- benim karım olduğunu düşündükçe mutlu oluyorum. 

- sana sahip olduğumu hissettikçe mutlu oluyorum. 

-seninle aynı yatakta uyurken mutlu oluyorum. 

- senin için yemek yaparken mutlu oluyorum.

-uyurken saçların yüzümdeyken mutlu oluyorum. 

-sana ait herşeyde mutlu oluyorum.

- seni düşündüğüm herşeyde mutlu oluyorum. 

 bende bir itirafta bulunacağım sırada çorbanın taşmasıyle gülmeye başladık. 

- sen geç hadi ben salatayı yapayım.

dedi yiğit. çorbadan dolayı kirlenen yerleri temizleyip masayı hazırladım. gülerek akşam yemeğimizi yedik. beraber bulaşıkları yıkadık. sonra mısır patlatıp koltuğa yayılarak film izledik. film bittiğinde lavaboya gidip ellerimi yıkadım. geri döndüğümde yiğit koltukta oturmuş beni bekliyordu. 

- Mihri sana birşey söylemeliyim. 

- peki...

dinlemek için yanına oturduğumda ellerimi ellerinin arasına alıp bir öpücük kondurdu sağ elime. 

-Mihri ben sana çok aşığım. 

şaşkın bakışlarımla öylece dururken ne diyeceğimi bilemiyordum. tek bildiğim mutluluktan havalara uçtuğumdu. 

-Biliyorum aramız daha yeni düzeldi çok ani olmuş gibi olabilir ama bana da hak ver. sen olsan sende sana aşık olurdun. 

benim şu son günlerde en büyük hayalimi gerçekleştirdiğinin farkında olmadan telaşla bana duygularını açıklamaya çalışıyordu. 

- en büyük hayalin ne yiğit ?

soruma şaşırsada beklemeden cevap verdi.

- ben seninle evlendiğimizden beri seninle hayal kurmayı hayal ediyordum.

gülümsemeden edemedim. 

- benim bu durumda sana diyebileceğim tek bir şey var.

diye mırıldandım. 

- nedir o ?

korkarak sorduğu soruya hemen cevap verdim. 

- bende sana çok aşığım.. 

MİHRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin